Türkiye’nin, ABD, İngiltere ve Almanya tarafından dinlendiği iddialarının ortaya konmasının ardından Alman Kabinesi’nin en etkili isimlerinden biri ilk kez Hürriyet’e konuştu. Alman bakan, Alman gizli servisinin Türkiye’yi dinlediği iddialarıyla ilgili “Bu olayda ideolojik bir motivasyon yok” dedi.
İktidardaki Hıristiyan Demokrat Parti’nin (CDU) dinleme kapsamındaki ülkelerin yer aldığı Federal Hükümet Misyon Belgesi’nde Türkiye’nin statüsünü değiştirmediğini açıkladı. Yetkili, skandal yüzünden Almanya’nın Türkiye’den özür dileyeceğine dair bir işaret sunmadı. Türkiye’de liderlerin dinlenmeyeceği konusunda da bir güvence vermedi. Dinlemelerin gerekçesi ise PKK, Türkiye’yi geçiş üssü yapan cihatçılar ve uluslararası terörizmle mücadele.

TÜRKİYE'Yİ NEDEN DİNLEDİKLERİNİ AÇIKLADI

“Almanya ve Türkiye, istihbarat konularında epey uzun bir zamandır çalışıyor ve ortak menfaatler nedeniyle iki ülkenin istihbarat işbirliği çok iyi” diyen Almanya'nın etkili bakanı, Almanya’nın Türkiye’yi dinlediğinin ortaya çıkmasıyla başlayan skandalın da bir açıdan gerekçelerini sıraladı: “Türkiye ile istihbarat işbirliğinin temel sebebi, uluslararası terörizmle mücadele. Cihat için Türkiye üzerinden Afganistan ve Pakistan’a giden diğer ülke vatandaşları bu işbirliğinin odak noktasıydı. PKK terörü de yine ortak kaygılarımızdan biriydi. Almanya’da 500 bin-800 bin Kürt kökenli kişi yaşıyor ve bu kişilerin bazıları PKK destekçisi. Almanya ve Türkiye, bu sorunla baş etmek için beraber çalışıyorlar. İşin iyi yönü, iki taraf da bu alanlarda beraber çalışmanın altında yatan ortak menfaatin farkında.”

SOSYAL DEMOKRATLAR YAPTI

Hürriyet’e bilgi veren Alman kaynaklar, Türkiye’nin bu Misyon Belgesi’ne ilk olarak 1976’da, Türkiye’den Almanya’ya başlayan işçi göçünün hemen ardından sosyal demokrat Başbakan Helmut Schmidt döneminde eklendiğini, 11 Eylül 2001 İkiz Kuleler saldırılarından sonra da, 2004’te yine bir sosyal demokrat olan Başbakan Gerhard Schröder Hükümeti sırasında “yüksek öncelikli ülkeler” listesine yükseltildiğini belirttiler. Kaynaklar, gizli dokümanda Türkiye’nin statüsünün üste taşındığı 2004’te Schröder’in Misyon Belgesi’nde bir “devrim” yaptığını aktardılar. Alman Kabine yetkili ise Merkel Hükümeti’nin geçmişte yapılan bu değişikliklerin neresinde yer aldığı sorusuna şöyle yanıt verdi: “Şansölye Merkel, görevi 2005’te devraldı. Ve onun döneminde Misyon Belgesi sadece bir kez değiştirildi. Türkiye de, 2009’da yapılan bu değişiklikte statüsü değiştirilen ülkeler arasında değildi.”

İLİŞKİLER ÜZERİNDE OLUMSUZ SONUÇ YARATMAYACAK

Alman yetkili, “Bu olayda ideolojik bir motivasyon yok. İnsanlar, Almanya’daki Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) Hükümeti’nin Türkiye’yi hedef aldığını düşünmemeli. Çünkü bu doğru değil. CDU, Türkiye’nin (Misyon Belgesi’ndeki) statüsü konusunda bir karar almadı” dedi. Alman yetkili, skandalın Türk-Alman ilişkilerini nasıl etkileyeceği sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Türkiye ile ilişkilerimiz, bölgedeki diğer tüm ülklerle olan ilişkilerimizden daha önemli. Türkiye ve İsrail, bizim için bölgedeki en önemli ülkeler. Bu olayın ikili ilişkilerimizi zedeleyeceğini sanmıyorum. Olayın ilişkiler üzerinde olumsuz bir sonuç yaratmasını önlemek için çalışacağız.”

“NO-SPY” GÖNDEMDE DEĞİL

Krizin ardından Türkiye ve Almanya arasında, Almanya’nın ABD ile yaptığı türden, casusluk faaliyetleri konusunda bir centilmenlik anlaşması (no-spy) imzalanıp imzalanmayacağı konusunda, Hürriyet’e bilgi veren bir yetkili, Türkiye ile bir “no-spy” anlaşmasının geçen yıl gündeme geldiğini ama sürecin tamamlanmadığını söyledi. Yetkilinin verdiği bilgiye göre şu anda Türkiye ile bu türden bir anlaşma yapılması söz konusu değil ama ileride olabilir. Yetkili, Almanya’nın bu seçeneğe bakacağını belirtti. Görüştüğümüz Alman Kabine yetkilisi, skandalın ardından Türkiye’nin iki hafta önce Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eberhard Pohl’ü çağırmasına ilişkin ise “Türk dostlarımızla bu konu hakkında yaptığımız diplomatik konuşmalar hakkında da hiçbir şey paylaşamam” dedi. Yetkili, Berlin’den Ankara’ya bir özür iletilip iletilmeyeceği sorusuna ise cevap vermedi.

"NO-SPY" NE DEMEKTİR?

Ülkelerin karşılıklı olarak birbirleri hakkında casusluk faaliyetinde bulunmayacaklarını taahhüt ettikleri centilmenlik sözleşmesine istihbaratçılar arasında “nospy” (casusu yok) anlaşması deniyor. ABD’nin dünyada hiçbir ülke ile “no-spy” anlaşması bulunmuyor.