İşgal altındaki Doğu Kudüs’te Mescid-i Aksa’nın da içinde bulunduğu Eski Şehir bölgesinde yer alan tarihî bakkal dükkânını devretmesi için İsrail’in kendisine önce 24 milyon dolar, daha sonra da açık çek teklif ettiği Filistinli İmad Ebu Hatice, ne pahasına olursa olsun burayı terk etmeyeceğini söyledi.
Mescid-i Aksa’nın Silsile Kapısı’na 5 metre, Burak Duvarı’na (Ağlama Duvarı) ise sadece 2,5 metre mesafedeki tarihi mekânı devretmesi için kendisine yapılan baskıları anlatan Ebu Hatice, İsrail’in adım adım uygulamaya koyduğu Kudüs’ü Yahudileştirme planının en son ve bariz örneğinin kendisi olduğunu ifade etti.
İsrail’in, Eski Şehir bölgesinde yaşayan Filistinlileri çeşitli bahanelerle yerlerinden etme, evlerine ve taşınmazlarına el koyma yoluna gittiğini dile getiren Ebu Hatice “Burayı onlara devretmem için önce 24 milyon dolar, sonra da açık çek teklif ettiler. Bana, ‘Nerede yaşamak istersen sana orada yaşaman için imkân sağlarız, ne istersen yaparız’ dediler. Ancak ben Allah’a söz verdim, ant olsun ki; sokakta işportacılık da yapsam burayı onlara bırakmayacağım” dedi.

Bakkal dükkânı olarak işlettiği, babadan kalma tarihî yapının “arkeolojik çalışma” bahanesiyle kapatıldığını belirten Ebu Hatice “Dükkânımı üç yıldır işletmeme izin verilmiyor, üstüne üstlük Yahudi arkeologlar günlük bin 60 şekellik (yaklaşık 280 dolar) masrafını bana ödetiyorlar. Harcadıkları su ve elektriğin faturasını da bana kesiyorlar. Vaktiyle fiziksel şiddete de başvurdular, gözaltına aldılar, para cezası kestiler, ağır vergiler koydular. Artık gücüm kalmadı. Bütün bu yaptırımların tek bir nedeni var: Pes edip burayı onlara terk etmem” dedi.
İsrailli arkeologların Yahudi tarihine ilişkin hiçbir veriye rastlamadığını ifade eden Ebu Hatice “Beş aydan bu yana buldukları sadece Osmanlı, Bizans ve Haçlı dönemine ait paralar oldu” şeklinde konuştu. 
Osmanlı’nın bakiyesi olduklarını kaydeden Ebu Hatice, gözyaşlarını tutamadı, “Osmanlının yeniden dönmesini ne kadar temenni ettiğimizi anlatmam imkânsız” ifadelerini kullandı.