Sultan II. Abdülhamid’in beşinci kuşaktan torunu Nilhan Osmanoğlu, İstanbul Kuruçeşme’deki Galatasaray Adası’nda (Suada) hak sahibi olduğunu ileri sürmüş, Galatasaray Spor Kulübü yönetimi de buna itiraz etmişti. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arşiv kayıtlarına göre adanın mülkiyeti Galatasaray Spor Kulubü’nün elinde. Galatasaray Adası’na yönelik ilk tapu kaydı, 1880 yılında Hassa Mimarı Ermeni Serkis Efendi’ye ait. Serkis Bey, Hassa Mimarı Garabet Balyan’ın oğluydu. Sultan Abdülaziz Han, söz konusu adayı hizmetlerinden dolayı bu aileye verdi. İstanbul’da birçok saray ve köşke imzasını atan Serkis Balyan, yaşı ilerleyince küçük bir ev kondurduğu Kuruçeşme Adasına çekildi. 1899’da adıyla anılan adada öldü. Mülkiyet mirasçılarına kaldı. 1909’da Hükümet-i Seniyye-i Osmaniyye adına tescil edilen ada, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Şirket-i Hayriye’ye devredildi. Şirket, burasını kömür deposu yaptı. 1941’de Serkis kalfanın varisi olduklarını ispat eden bir aile adanın tapusunu aldı. 1948’de adanın tescili bu ailenin üzerine yapıldı.


Sahilin yanı başındaki adacık 28 hisseliydi. 14’ü belediyeye aitti. 1957 yılında yüzme ve dinlenme tesisine dönüştürülmek üzere peyderpey Galatasaray Spor Kulübü’ne satıldı. 1987’de ada yenilendi. Galatasaray Spor Kulübü, 3 bin 800 metrekarelik adacığın kıyılarını doldurdu, yanlarını açtı, içine havuz kondurdu ve yaklaşık 7 bin metrekarelik bir alan oluşturdu. 1978’de yıkım kararı çıktı ancak uygulanmadı. 2006 yılında “Suada” adını alan ada, eğlence mekânı oldu. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra tasfiye kanunu çıkarılmıştı. Buna göre, tescili yapılan arazinin maliklerine 10 yıl içerisinde itiraz hakkı tanınmıyordu. Şayet bu sürede itiraz edilmezse kayıtlar kesinleşmiş sayılıyordu. Yani Boğaziçi’ne demirlenmiş gemi görüntüsündeki bu ada Galatasaray’ın adına kayıtlı. Osman-oğlu ailesi hak iddia edemiyor. Tüm iç hukuk yolları ise kapalı.