Gerçek adı Kapsov olan Ciguli'ye ailesi Ahmet ismiyle hitap ediyordu. Bir araba markası olan Ciguli lakabı ise akordiyonu hızlı ve kıvrak çaldığı için verildi.


Kalp rahatsızlığı nedeniyle Sofya'daki bir hastanede ameliyata alınan Ciguli, ciğerlerinde yaşanan sorun nedeniyle aldığı narkozdan uyanamayıp, hayata gözlerini kapadı.


İşte akordeonun güler yüzlü ustasının hayatı...

Ciguli kimdir?


Türkiye'de 'Binnaz' şarkısıyla tanınan şarkıcı Ciguli, 1957 Bulgaristan‘da doğumlu olan şarkıcının resmi kayıtlarına göre adı Angel Jordanov Kapsov’dur. Hasköy doğumlu müzisyen ve akordeon virtüözü sanatçının asıl adı Ahmet’dir. Bulgaristan'da uygulanan İslami ve Türkçe isimlere yönelik yasaklama ve baskı yüzünden ailesi Ahmet ismini kayıtlara geçiremese de kullanmaya devam etti.



"Türkçe'yi bize okutmadılar"



Bulgarca yazmayı, Türkçe okumayı öğrendi. Yener Süsoy'a "Ne yapalım, o dönem bize Türkçeyi okutmadı Bulgarlar" diye anlatmıştı.



Babası ölünce ailesine bakmak ona kaldı



Hamal olarak çalışan babası 1972 yılında vefat edince 5 kardeşinin ve annesinin geçimini sağlaması lazımdı. Babasından sonra iş  Ciguli ile akordeonunun başına düştü, düğünlerde çaldı, söyledi, ailesi için para kazandı.


"Ciguli" lakabı Rus otomobilinden



11 yaşından beri düğünlerde ve eğlence yerlerinde akordeon çalan sanatçının merak edilen  ciguli lakabı o yıllara dayanıyor. Çocukluğundan beri akordeonu çok hızlı ve kıvrak çaldığından ötürü, Bulgaristan'da o yıllarda çok popüler olan, Sovyet AvtoVAZ firmasının ürettiği VAZ-2101 model sedan arabanın daha çok bilinen adı olan  Ciguli (İngilizce: Zhiguli) adıyla anılmaya başlandı.



Ferdi Tayfur ve İbrahim Tatlıses hayranıydı



Haskova’ya gelen Türk otobüslerinin, TIR’larının yanına gidip kaset isterdi. İbrahim Tatlıses’ler, Ferdi Tayfur’lar... 17’sinde Ayten’le evlendiğinde oğullarının adını İbrahim ve Ferdi koyacak kadar tutkundu onlara.


Türkiye hayali gerçek oldu


90'lı yıllarda yasanın değişmesiyle zor bir hayatı olan  Ciguli için de her şey bir anda değişmişti.

Pasaportunu çıkarttı, otobüse atlayıp İstanbul’a geldi ilk defa. Bu şehir bir cennetti onun için. “O gece otelde kaldık, su var, banyo var, yumuşak yatak var” diye anlatıyordu: “Hemen beni götürdüler bir düğüne. Bana o gece 50 bin lira verdiler. Nasıl sevindik biliyon mu?”

Sonra ver elini Kumkapı... Ayağında yırtık pabuçlar, üstü başı perişan ama gönlü gene şen. “Güldüler bana, aldılar beni öyle makara yerine” diye anlatıyordu ilk günü. Ama akordeonunu konuşturmaya başlayınca değişti işler. Hemen Üçler Restoran’da çalışmaya başladı. Çok sevdiği Hint filmlerinden öğrenerek çıkarttığı ince sesler hayrete düşürüyordu dinleyenleri.


Ne Binnaz unutuldu ne Ciguli


2000 yılında bir de albüm çıkarttı, ‘Horozum’du adı... Ezel Akay’ın ‘Neredesin Firuze?’ filminde oynadı sonra...  Ciguli efsanesi parladığı gibi söndü yavaş yavaş.

2006’da ‘Ben Akordiyonum’, 2007’de ‘Safinaz’, 2010’da ‘Sensiz Kaldım Şimdi’ albümlerini yaptı, çok duyulmadı... Gelgelelim ‘Binnaz’ da,  Ciguli de unutulmadı.


En son Açıkhava'daydı


En son bu yaz, Açıkhava’da ‘Güldür Güldür’ gösterisine konuk oldu. Başında şapkası, yüzünde aynı kocaman gülümsemesiyle... Binnaz diye yıkılıyordu Açıkhava'yı.