Çay dünyada sudan sonra en çok tüketilen sıvı. Türkiye'de ise milli içeceğimiz diyebiliriz. En koyu sohbetlere, en hüzünlü anlara hep ortak o dur. Fakirinde, zengininde içeceğidir. "Çaykolik" tabirini sık sık kullanırız, yada duyarız etrafımızda. İçince başımızın ağrısı geçer, mutluluğumuz çoğalır, dertlerimiz azalır. Bir yiyeceğin, içeceğin keşfi hep merak konusudur. Peki çayı kim, nasıl keşfetmiş? İşte sizler için derlediğimiz çay haberimiz...

ÇAY NASIL KEŞFEDİLMİŞ? 

Çin efsanesine göre: Çin İmparatoru Shen Nong, bir ilkbahar günü sarayın bahçesinde bir ağacın altında otururken içtiği sıcak suyun içine bir yaprak düşer, yaprağın suyun rengini ve tadını değiştirmesi Nong’un hoşuna gider ve bir imparator çayı keşfetmiş olur.

Bir diğer efsaneye de göre de, bir Budist rahip olan Hint mihracesinin oğlu, Tanrı’ya ulaşmak için dünya zevklerinden arınmaya karar verir. Yalnız yaprak yiyerek beslenir. Uyumaz. Ancak bir gün uykusuzluğa yenilir. Uyanınca o kadar büyük pişmanlık duyar ki göz kapaklarını keser atar. Göz kapaklarını ve kirpiklerini attığı yerde bir bitki biter. O bitkinin yapraklarını gözlerinin üzerine koyunca göz kapakları tekrar eski haline gelir. Tabii ki tahmin edebileceğiniz gibi bu bitki çaydır.

ÇAY İÇEN İLK TÜRK KİMDİ? 

Tarih kitaplarında Türklerin, Anadolu’ya gelmeden önce Orta Asya’da çayla tanıştıkları yazıyor.

11. yüzyıl sonunda Asya’daki Türk toplulukları arasında yayılmasıyla ilgili. Hoca Ahmet Yesevi uzun bir yolculuk sırasında yorulup Türkistan köylerinden birinde mola verir. Konuk olduğu ailenin hanımı çocuk doğurmak üzeredir. Hocanın duasını isterler. Eşinin kurtulmasına sevinen köylü saygın konuğuna sıcak çay ikram eder. Hoca Yesevi sıcak çayı içince terler ve tüm yorgunluğu geçer. “Bundan böyle hastalarınıza bu ottan içirin ne şifalı şeymiş”der. Efsaneye göre çay Orta Asya Türkleri arasında o zamandan beri kullanılır ve şifa verdiği kabul edilir.