İtalya’nın Milano kentindeki Adalet Sarayı’nda dün yerel saatle 11.00 sularında meydana gelen silahlı saldırıda üç kişi öldü. Hileli iflas davasında sanık olan 57 yaşındaki Claudio Giardiello, mahkeme salonunun içinde ateş açarak bir yargıcı, kendi avukatını ve aynı davada sanık olan bir başka kişiyi öldürdü. Motorsikletle kaçmaya çalışan saldırgan, Milano’ya 30 kilometre mesafede yakalandı.

‘İntikam istedim’
Giardiello, jandarmaya verdiği ifadede, “Hayatımı mahvedenlerden intikam almak istedim” dedi.Giardiello’nun binaya girdikten sonra önce kendi avukatı olan Lorenzo Alberto Claris Appiani (37) ve aynı davada sanık olan Giorgio Erba’yı (60) öldürdü. Bu sırada Erba’nın yeğeni olan ve davada tanık olarak ifade veren David Limoncelli de ağır yaralandı. Milano savcısı Edmondo Bruti Liberati, saldırganın ardından “bina boyunca yürüdüğünü, bir kat aşağıya inerek iflas davalarına bakan yargıç Fernando Ciampi’yi vurduğunu” söyledi. Olay sırasında adliyede bulunan avukat Marcello Ilia AFP’ye, “Aniden en az üç ya da dört silah sesi duyduk. Ne olduğunu anlamaya çalışırken aniden çok sayıda polis içeri girerek odaları terk etmememizi söyledi. Birkaç dakika sonra dışarı çıktık. Bize takım elbiseli ve kravatlı birinin silahlı olduğunu ve adliyenin içinde dolaştığını söylediler” dedi.

Emlak işleriyle uğraşan Giardiello’nun, ciddi finansal sorunlar yaşadığı aktarıldı. Giardiello’nun eski avukatı Valerio Maraniello, eski müvekkilini psikolojik sorunları olduğu için savunmayı bıraktığını söyledi. Maraniello, “Tüm avukatların onu kandırmaya çalıştığını düşünürdü, paranoyaktı” dedi.
Başbakan Matteo Renzi, silahla nasıl adliyeye girildiğine dair kapsamlı bir soruşturma yürütüleceğini belirtti. Renzi, “Birinin silahla adliyeye girmesi düşünülemeyecek bir şey. Bunun bir daha olmamasını sağlayacağız ve sorumlular cezasını çekecek” dedi.



‘Sahte kimlikle personel kapısından girmiş olabilir’

Milano’nun merkezinde, Duomo Katedrali yakınlarındaki Adalet Sarayı’nda bir sanığın hileli iflas davasına bakan yargıcın da aralarında bulunduğu 3 kişiyi silahlı saldırıda öldürmesi İtalya’da güvenlik tartışması başlattı. Claudio Giardiello isimli sanığın, adliyeye silahla girebilmesi ve hedeflerini vurduktan sonra kaçmayı başarması “Adliyede bile güvenliği sağlayamayan devlet IŞİD’in tehdit ettiği ülkeyi nasıl koruyacak” endişesi yarattı.
Saldırının meydana geldiği Milano Adliye Sarayı’nda, 4 giriş kapısı bulunuyor. Bu kapılardan 3’ü, genel giriş kapısı olarak kullanılıyor ve binaya ancak metal detektörleriyle tarama yapıldıktan sonra girilebiliyor. Diğer kapı ise avukatlar, hakimler ve adliye görevlilerine ayrılmış durumda. Görevliler, personel kimliği göstererek güvenlik taramasından geçmeksizin bu kapıdan binaya girebiliyor. Hatta kimi zaman avukatlar yanlarındaki müvekkillerini görevli kapısından geçirebiliyor.

Fareler mi koruyor?
Milano Cumhuriyet Savcısı Edmondo Bruti, saldırganın sahte bir kimlik göstererek personele ayrılmış güvenlik kapısından girmiş olabileceğini söyledi. Bruti, bunun henüz bir hipotez aşamasında olduğunu, bütün ihtimallerin incelendiğini söyledi.Saldırganın adliyeye sahte personel kimliğiyle girmiş olma ihtimali, personel kapısındaki kimlik kontrolünün yeterince özenli yapılıp yapılmadığının tartışılmasına neden oldu.
Siyaset dünyası ve sosyal medyadan, “Adliyede kontrolü kim yapıyor, fareler mi?”, “Bir iflas davası sanığı bile Milano adliyesinde katliam yapabiliyorsa IŞİD’i kim durduracak?” şeklinde eleştiri yağdı.

‘Yargıçlar aşağılandı’
Haydi İtalya partisinden milletvekili Daniela Santanche, “IŞİD kapımızda, her gün bizi tehdit ediyor. Yakında Expo başlayacak. Şu anda aşırı güvenli olması gereken ülkemiz makarna süzgecine dönmüş durumda” dedi. İtalya’da daha önce de 2002 ve 2007’de Varese ve Reggio Emilia kentlerinde adliyede ölümle sonuçlanan silahlı saldırılar yaşandığını hatırlatan 5 Yıldız Hareketi milletvekili Alessandro Di Battista da geçmişten ders alınmadığı eleştirisinde bulundu.
İtalya’nın saygın hukukçularından, Temiz Eller davasına da bakan eski yargıç Gherardo Colombo ise mahkemedeki saldırıya farklı bir bakış açısı getirerek, bu saldırının “bugünlerde hukukçulara karşı oluşturulan iklimin göstergesi olduğunu” söyledi. Colombo, “Bu olayla doğrudan bir bağlantısı olduğunu söylemiyorum ama yargıçların ve hukukun rolünün sürekli aşağılanması bu iklimi yaratıyor” dedi.