TRABZONSPOR’un genç oyuncusu Yusuf Erdoğan, futbola başlarken katıldığı Fenerbahçe'nin seçmelerinde beğenildiğini açıkladı, "Babam tayin olunca oynayamadım. Artık kendimi Trabzonlu olarak görüyorum" dedi.
"FUTBOLA İSTANBUL'DA BAŞLADIM"
Trabzonspor’la yeni sezon öncesi 4 yıllık sözleşme imzalayan Yusuf Erdoğan, kulüp dergisine konuştu. Futbola ilk olarak İstanbul’da başladığını söyleyen Yusuf Erdoğan, şöyle konuştu:
"Asker olan babam o dönemde İstanbul’da görev yapıyordu. Ancak yaşım küçük olduğu için her hangi bir takımda lisansım çıkmadı. Okul takımı öğretmeninin tavsiyesiyle Fenerbahçe’nin seçmelerine katıldım. O dönemde Fenerbahçe’nin altyapısında İlhami Tek vardı. Minik takım hocasıydı. Seçmelere katıldım ve beğenildim. Danone Kupası vardı ve ben de takımla Fransa’ya gidecektim. Ancak babamın tayini Kahramanmaraş’ın Afşin İlçesi’ne çıkınca ailece oraya taşınmak zorunda kaldık. Şehir merkezine 200 kilometre uzaklıktaydık ve hiçbir sosyal etkinlik yoktu. O dönemde Fenerbahçe’deki antrenörlerle görüşüyorduk. Beni istiyorlardı ama yaşım çok küçük olduğu için ailemden ayrı kalmam doğru olmayacaktı. 2-3 yıl futboldan uzak kaldım, 13 yaşına kadar futbol oynamadım. Kahramanmaraş’ta yapılan futbol star yarışmasına katıldım. Seçmeler için Lemi Çelik Kahramanmaraş’a gelmişti. Beni çok beğendi ve Trabzonspor’a götürmek istedi."
“ÖZKAN SÜMER FİZİĞİMİ YETERLİ BULMAYINCA AYRILDIM"
Seçmeler için Trabzon’a geldiklerini anlatan Yusuf Erdoğan, "Altyapı sorumlusu İhsan Derelioğlu ve Metin Bak, beni beğendi. Ancak yaşım yine önüme engel olarak çıktı. 13 yaşındaydım ve ailemden uzakta yaşayamazdım. Bu sırada altyapının başına Mustafa Akçay geldi. Listede ismim vardı ama ben ortada yoktum. Beni takıma çağırdı ve birlikte Marmaris’e bir turnuvaya gittik. O da futbolumu beğendi. Babamın Trabzon’a tayini çıkarsa bende Trabzonspor alt yapısında oynayabilecektim. Gerçekten de babamın tayini Araklı’ya çıktı. Bu defa da altyapının başına Özkan Sümer hoca gelince bir kez daha denemeye alındım. Özkan hoca, fiziki yapımı yeterli bulmayınca Trabzonspor’ dan ayrılmak zorunda kaldım. Bir gün Araklı’da halı sahada maç yaparken Araklıspor’un yardımcı antrenörü Mustafa hoca bana, ‘Sen kimsin?’ diye sordu. Trabzonspor’dan ayrıldığımı öğrenince kulüple temasa geçip hakkımda bilgi aldı ve beni Araklıspor’un alt yapısına götürdü. Araklıspor’da son 2 yılı profesyonel olmak üzere 6 yıl oynadım. Orada çok güzel günler geçirdim. 3'üncü Lig’de oynamanın da gelişimime çok şey kattığını düşünüyorum."
"ARTIK 2 YÖNLÜ OYNAYABİLEN BİR SOL KANAT OYUNCUSUYUM"
Sol kanatta 2 yönlü olarak oynayabildiğini de söyleyen Yusuf, “Araklıspor’da oynarken 20-25 maç sol bek oynadım. Ancak 1461 Trabzon’da Mustafa Akçay hocam benim hücum yönümü de keşfetti. Yine de Araklıspor’da sol bek oynamanın bana büyük bir avantaj sağladığını düşünüyorum. Artık 2 yönlü oynayabilen sol kanat oyuncusuyum. Sol bek oynarken çok sıkıntı çektiğim için şimdi savunma yapan arkadaşlarıma da yardıma gidiyorum" dedi. Yusuf, futbola başladığında kendisine idöl olarak Elvir Baliç’i aldığını belirtirken de şöyle konuştu:
"İDÖLÜM BALİÇ’Tİ SAÇLARIMI BİLE ONUNKİ GİBİYDİ"
"Sol önde oynadığım için kendime onu örnek alırdım. Hatta saçlarımın modeli bile onunkiler gibiydi. İlkokula başlarken babam saçlarımı kestirdiğinde 1 hafta ağladım, evden dışarı çıkmadım. Araklıspor’da oynarken de bana, (Sen bizim Abdullah Ercan’ımızsın) diyorlardı. 1461 Trabzon’da oynarken de beni Orhan Çıkrıkçı’ya benzettiler. Şimdi ise Bayern Münih’te oynayan Arjan Robben. Oyun stilini, zekasını, hızı ve çabukluğunu çok beğeniyorum ve tarzını benimkine benzetiyorum."
"MUSTAFA AKÇAY HOCAMA HER ZAMAN DUA EDİYORUM"
Araklıspor’dan 1461 Trabzon’a transfer oluşunun hikayesini de anlatan Yusuf, bu konuda şunları söyledi:
"Sezon bittiğinde beni isteyen takımlar vardı. Babam beni alt yapısında tutmayan Trabzonspor’a kırgındı. Bu nedenle 1461 Trabzon’un teklifine pek de sıcak bakmıyordu. Ama daha sonra Mustafa Akçay hocam gelip benimle ve ailemle görüşünce babam da ikna oldu. Futbol hayatımda verdiğin en doğru kararın da 1461 Trabzon’a gitmek olduğuna inanıyorum. Bana futbol adına çok şey kazandıran Mustafa hocama her zaman dua ediyorum."
"KAPASİTEMİN FARKINDAYIM"
Şu ana kadarki futbol hayatında hedeflerinin yarısına ulaştığını da ifade eden Yusuf, ailesinin futbolcu olmasını çok istediğini anlatırken de şöyle dedi:
"Özellikle babam, futbolcu olmam için büyük emekler harcadı. Ben de futbolu çok seviyorum. Hem kendi geleceğim, hem de babam için futbolcu olmak istedim ve bu doğrultuda büyük çaba harcadım. Allah’a şükürler olsun başardım. Hedeflerimin yüzde ellisine ulaştım sayılır. Türkiye’nin en büyük kulüplerinden birinde forma giyiyorum. İnşallah bundan sonra Trabzonspor’a ve ülke futboluna büyük katkılar sağlarım. Trabzonspor’a oynamak için gelmiştim. En büyük hedeflerimden biri buydu. Önümde çok önemli oyuncular vardı. İşimin zor olduğunu ancak imkansız olmadığını biliyordum. Kapasitemin farkındayım. Özgüvenim yüksekti. Ayrıca Mustafa hoca bizi iyi tanıyordu. Bu da benim için bir şans oldu. Çok çalıştım, hocam da bana şans verdi. Gelinen noktada bu şansı iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum."
"FATİH TERİM İSME BAKAN BİR TEKNİK ADAM DEĞİL"
Milli takım için kendisini şanslı gördüğünü de söyleyen Yusuf, şu ifadeleri kullandı:
"Fatih Terim, isme bakan bir teknik adam değil. Kim hak ediyorsa formayı ona veriyor. Alt liglerden bile oyuncu davet ediyor. Bu bizim için mutluluk verici. Artık kendimi milli takım için şanslı görüyorum ve milli takımın değişmez oyunculardan bir tanesi olmak istiyorum. Gelecek planlarımın yüzde sekseni futbol üzerine oluyor. Trabzonspor’da şampiyonluklar yaşayıp, Avrupa’da iyi bir takımda forma giymek istiyorum."
"BÜTÜN ÇEVREM TRABZON'DA"
Isparta doğumlu olmasına rağmen kendisini Trabzonlu gibi hissettiğine de vurgulayan Yusuf, son olarak şöyle konuştu:
"Isparta’da hiç yaşamadım. Babamın mesleği nedeniyle sürekli dolaştık. 13-14 yaşlarında Trabzon’a geldik. Hayatımın ilkleri hep bu şehirde oldu. İlk kız arkadaşım, ilk dostluklarım, ilk sinema deneyimini Trabzon’da yaşadım. Kendimi Trabzonlu gibi hissediyorum. Isparta veya İstanbul fark etmiyor. 10-15 gün ayrı kalınca özlüyorum Trabzon’u. Dönüşte ise sonunda memlekete döndüm, diyorum. Bütün çevrem ve arkadaşlarım burada. Araklı ve Trabzon benim için çok özel."

FOTOĞRAF