Fenerbahçe Spor Kulübü avukatlarından Abdullah Kaya, Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, kulüp avukatlarından Hakan Orhan ve Hukukçu Atilla Dilaver'in dün akşam Cnn Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu "Tarafsız Bölge" programında yaptığı açıklamalar üzerine sert yanıt verdi.

Kulübün internet sitesinden yapılan açıklama şöyle;

"Trabzonspor yetkililerinin, dün bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada Merhum Serkan Acar'ın da isminin geçtiği bir takım iddialar ortaya atılmıştı.

Programda, Fenerbahçe'nin UEFA'daki savunmasında, kulübün ulusal ve uluslararası alanda herhangi bir maçın sonucunu etkilemediğine dair verdiği taahhütte "Bu belgeyi imzalayan kulüp yetkilisi vefat etmiştir ve bu kişinin imzası kulübümüzü bağlamamaktadır" dediği iddia edilmişti. Bu iddialara Fenerbahçe Spor kulübü Avukatlarından Abdullah Kaya FB TV'de sert yanıt verdi.

UEFA Tahkim Kurulu'nun kararında, Fenerbahçe avukatlarının söylemlerinin aksine böyle bir ifadenin yer aldığını ancak kendilerinin şiddetle itiraz ettiklerini belirten Abdullah Kaya "UEFA'ya, bunu rezilce bulduğumuzu söyledik, zaten UEFA daha sonra bu itirazımıza yönelik bize gönderdiği cevap yazısında bu ifadeleri kullanmadı" dedi. Abdullah Kaya, Merhum Serkan Acar üzerinden Fenerbahçe'ye saldırılmasını iğrenç bulduğunu vurgulayarak konuyla ilgili hukuki işlem başlatacaklarını söyledi.

Avukat Abdullah Kaya'nın FB TV'ye yaptığı açıklamalar şu şekilde:

"Şimdi dün bu konuşmayı ben de televizyondan dinledim ve hakikaten hukukçu meslektaşlarımdan bunları duymaktan çok utandım, zul duydum.

Olay tamamen şudur:

Fenerbahçe'nin, UEFA'da yargılama sırasında suçlandığı hususlardan biri, katılım formunun doldurulmasında hatalı beyanda bulunulduğu iddiasıdır. UEFA şunu iddia etti: 5 Mayıs 2011'de, bu form rahmetli Serkan Acar tarafından imzalanarak UEFA'ya gönderilmiştir, dikkatinizi çekiyorum 5 Mayıs'ta UEFA'ya gönderildi.

Fenerbahçe'ye olan tüm suçlamalar, 3 Temmuz 2011 tarihindedir. Ve bunu herkes bilmektedir. UEFA "Katılım formunu imzalayıp göndermişsiniz. Siz bu formda neden sözde şike yaptığınızı belirtmediniz?" dedi. Savunmalarımızın 90. Sayfasından 93. Sayfasının arası tamamen bu konuyla ilgilidir. İlk söylediğimiz şudur: "Hakkımızda yapılan soruşturma, 3 Temmuz 2011 tarihindedir. Biz nereden bileceğiz 5 Mayıs 2011'de hakkımızda böyle bir soruşturmanın devam ettiğini? Mümkün değil. Sonuç olarak çok gizli bir 'Sözde' şike operasyonu yapıldı. " Savunmamız buydu; bunu da 347. paragraftan itibaren sunuyoruz.

Daha sonra, UEFA Temyiz Kurulu tarafından karar verildi; bizim CAS'a götürdüğümüz karardır bu. Bu götürdüğümüz kararın 25. Sayfasında, UEFA Tahkim Kurulu, bu son derece önemlidir, başvuranın, yani bizim, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün, ölen bir kişiye suç atmaya çalıştığımızdan söz etmiştir 25. sayfasında. Bu son derece utanç verici bir UEFA Tahkim Kurulu'nun yazdığı kararıdır. Bunun üzerine biz ne yaptık? Bu da bizim CAS'a yaptığımız 91. Sayfasının 348. paragrafında mevcuttur. 'Disgracefully', denen bir şey vardır İngilizce'de yani rezilce ve utanç verici; başvuran kişi hiçbir zaman suçu UEFA Tahkim Kurulu'nun kararında belirtildiği gibi "Rezilce ve utanç verici" bir şekilde ileri sürüldüğü gibi başkalarına atmaya çalışmıyoruz dedik. Burada karar dediğimiz UEFA Tahkim Kurulu Kararı"

"Sözde hukukçu olan arkadaşlarımızın atıf yaptığı karar bu karardır. Biz CAS'ta, 'Biz kimseye suç atmaya çalışmıyoruz' demiştik. Uluslararası hukukta, bir avukat tarafından kullanılabilecek en aşağılayıcı cümleyi ve ifadeyi kullandık. UEFA Tahkim Kurulu'nun yazdığı karar son derece aşağılayıcı, savunmalarımızda kullanmadığımız bir terminolojiydi. Herhalde kararı bundan daha ağır bir şekilde aşağılamak olamaz. Bizim bu ifadeleri CAS'a götürmemiz üzerine, UEFA'nın kendisi, savunmamıza cevap vermiştir. 486. Paragrafında UEFA, Tahkim Kurulu'nun düştüğü hataya düşmemiş, UEFA hiçbir suçlamada bulunmamıştır, sadece bizim beyanlarımıza karşılık vermiştir ve kulübün bundan dolayı suçlu olduğunu, netice itibariyle 3 Temmuz'dan önce de kulübün bunu göndermesi gerektiğinden bahsederek Tahkim Kurulu'nun yaptığı ve aşağılayıcı ve rezilce tanımlamayı bırakmış, CAS'ta bize hiçbir suçlamada bulunmamıştır.

Şimdi bütün bunları bir kenara bırakıp 'Fenerbahçe savunmada ne dedi?', 'Buna karşılık CAS'a hangi itirazla başvuruldu?' Bunların hiçbirisi incelenmeden, sadece bir evrak alınıp, bütün Fenerbahçe camiasının, hepimizin çok sevdiği Serkan Acar üzerinden kulübe saldırılması kadar ben iğrenç bir şey bulamıyorum.

Yöneticimiz Sayın Deniz Tolga Aytöre ile de görüştüm. Bu arkadaşlar hakkında her türlü hukuksal yola başvurulacaktır. Bu suçlama bu ağır suçlama, bu yarım yamalak bilgiyle ortalığı karıştırmaya çalışan arkadaşlarla ilgili tüm hukuki başvurular yapılacaktır. Bu iddiayı ortaya atanlara da söylüyorum. Bu utanç verici, rezil şekilde yapılmış bir suçlamadır. Hiçbir Fenerbahçeli avukat, ne Serkan Acar üzerinden savunma yapar, ne de bunun arkasına sığınır, ne de başka ölmüş bir kişi üzerinden bir başka kulübe saldırır. Son derece çirkin şeylerdir bunlar.

UEFA'nın Tahkim Kurulu kararına biz şunu yazdık: "Disgracefully". Camia infiale kalkmasın diye bu hususları kendi mecralarımızda hukuk mecrasında yürüttük. Hukuk lisanında kullanılabilecek en ağır kelimedir "Rezilce" ve "Utanç" verici kelimelerini kullandık, Tahkim Kurulu'nun kararına karşı. Ancak bunları hiçbir zaman kimseyi provoke etmek için kullanmadık. Nasıl ki Serkan Acar'la ilgili olarak UEFA Tahkim Kurulu hakkında bu "Rezilce" ifadesini kullanarak kınadıysak, yazılı olarak başvurduysak, şimdi de aynı iddiaları tekrar temcit pilavı gibi ortaya süren arkadaşlar hakkında da aynı ifadeleri kullanıyoruz; rezilce ileri sürülmüş bir iddia olduğunu çok açıkça söylüyoruz.

Böyle bir şeyi Fenerbahçe Spor Kulübü yapmaz, normal aklı başında, makul, mantıklı başka hiçbir kulüp de yapmaz." İSTANBUL / gh(gh)