EGE Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Talimciler, Türkiye’de futbolun özellikle son şike sürecinde birleştiren değil, bölen unsur haline geldiğini söyledi.
"Futbol sahaları, toplumsal hayatın bir minyatürüdür" diyen Doç. Dr. Talimciler, "Giderek sahalardaki şiddetin dozu giderek artıyor. Türkiye’de futbol uzun yıllar toplumun önüne eğlence aracı olarak sunuldu. Ancak bu ülkenin insanları futbolla deşarj olmuyor, tam tersine şarj oluyor" diye konuştu. Spor sahalarına giden insanların sokaktakilerden farklı olmadığını savunan Talimciler, şöyle devam etti:
"Sokaktaki insanları sadece, (küfretmeyin) diyerek önleyemezsiniz. Birini önlersiniz, diğeri küfreder. Daha köklü, daha radikal tedbirlere ihtiyaç var. Toplumsal hayatın içindeki şiddeti kaldırmadan spordaki şiddeti bitirmeyi düşünmek en hafif tanımla saflıktır. Ayrıca Türkiye’de eğer basketbol karşılaşmalarında, voleybol maçlarında olaylar çıkıyorsa, bunların sebebi futbol taraftarıdır."
KADIN SEYİRCİYLE AZ KÜFÜR ANLAŞIYI DOĞRU DEĞİL
"Maçlara ne kadar çok kadın izleyici giderse o kadar az küfredilir” anlayışının da doğru olmadığını öne süren Ahmet Talimciler, bu konuda, "Kadınlar maça gelince de küfrediliyor. Bu hiçbir şeyin önüne geçmiyor. Hatta onların bile bu atmosfere kendilerini kaptırdığını görüyoruz" dedi.
Holiganizm ve fanatizm kavramlarının birbirine karıştırıldığını da vurgulayan Doç. Dr. Talimciler, "Fanatik olup tuttuğun takıma destek vermek başka şey, holigan olup şiddet göstermek başka" ifadesini kullandı.