Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana'da iş adamlarına hitap etti. Faizin yüksek olduğunu eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Faizin böyle olduğu bir ülkede siz yatırım yapabilir misiniz? Bunu değiştireceğiz, bu işin lamı cimi yok." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bize birileri  provokatif eylemler mi hazırlıyor, ekonomik harp mi ilan ediyor? Bize ekonomik  harp ilan edene karşı bizim de gereğini yapmamız lazım. İşte burada seferberliğe  ihtiyacımız var, bunu yapmalıyız, bunu başarmalıyız. Bunu başarmazsak yazık  olur." dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sheraton Otel'de, Çukurova Bölgesi sanayici ve  iş adamlarıyla akşam yemeğinde bir araya geldi.

Gerçekleştirdikleri mitingde kendilerini bağrına basan Adanalılara  şükranlarını sunan Erdoğan, "Her zaman olduğu gibi bugün de 'Allah'ına kurban  Adana' diyerek geldik, sağolsun Adana da hep olduğu gibi yine bize kalbini açtı."  diye konuştu.


Erdoğan, AK Parti'yi 17 yıl önce milletle birlikte kurduklarını,  milletin de kendilerine yüreğini ve gönlünü açtığını, kendilerinin de milletin  hizmetine talip olduklarını söyledi.

İlk seçimde iktidara geldiklerini ve milletin artan desteğiyle bugüne  kadar ulaştıklarını ifade eden Erdoğan, "Türkiye'de bizim yaptığımız reformların  kıymetini en iyi Adana takdir eder. Çünkü Adana, sanayinin, tarımın, ticaretin,  enerjinin, lojistiğin, kültürel zenginliğin, tarihi birikimin velhasıl ekonominin  ve sosyal hayatın tüm unsurlarının bir arada bulunduğu bir şehirdir. Böyle bir  şehir için istikrar demek, güven demek, huzur demek, üretim demek her şey  demektir." değerlendirmesinde bulundu.

"HER ALANDA ŞAHA KALDIRMAKTA KARARLIYIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana'nın hükümetin yaptığı tüm yatırımlara  rağmen bir süredir durgunlaştığının farkında olduklarını dile getirerek, "Demek  ki Adana için daha çok şey yapmalıyız. Adana şaha kalkacak ki bu bölge şaha  kalksın. Onunla birlikte Türkiye de şaha kalksın. Yeni dönemde Adana'yı her  alanda şaha kaldırmakta kararlıyız. Çukurova gibi dünya çapında bir zenginliğe  sahip bir şehre patinaj yaptırmak sadece Adana'ya değil Türkiye'ye de  haksızlıktır." dedi.

Türkiye'de bir dönem sanayi denince ilk olarak Adana'nın akla  geldiğini ve eski Türk filmlerinde büyük sanayicilerin hep Adana'dan geldiklerini  hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Hani derler ya 'Adam diksen adam yetişir.' işte öylesine verimli  topraklara sahip Adana'nın romanlara, filmlere, şiirlere konu olan bir tarım alt  yapısı var. Un var, şeker var, yağ var, aslında helva da var. Şimdi bize düşen bu  helvayı yeni katkılarla, yeni tatlarla süsleyip katma değerini artırmaktır.  Önümüzdeki dönemde Adana için hayallerimizi inşallah hep birlikte  gerçekleştireceğiz. Bu salonda bulunan kardeşlerim bunun aktörleridir. Adana'nın  arayış döneminin bittiğine, 24 Haziran'da tercihini yeniden hizmet siyasetinden  yana kullanarak şahlanış dönemini başlatacağına ben inanıyorum. Bu konuda en  büyük desteği de siz iş dünyamızın kıymetli temsilcilerinden bekliyorum."

AK Parti'nin Türkiye'de demokrasiye ve ekonomiye sınıf atlatmış bir  parti olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin 16 yılda 3,5 kat nasıl büyüdüğünün en yakın şahitleri  sizlersiniz. Bu süreçte yaşadığımız tüm sıkıntıları ve bunları nasıl aştığımızı  en iyi sizler biliyorsunuz. Bugünlerde ekonomimizle ilgili bir takım tezviratlar  yapılıyor. Kimi ülkemizde olan, kimi dışarıda mukim bir takım çevreler el ele  vermiş, ısrarla Türkiye'nin başına kara bulutlar toplamaya çalışıyor. Halbuki  Türk ekonomisi bu tür saldırılara karşı şerbetlidir. Bizi ne Moody's, ne de  Standard&Poor's bunların hiçbirisi ilgilendirmez. Bunların hepsi bu tür  kararlarını verirken bir defa siyasi veriyor, bir yerlerden aldıkları  talimatlarla açıklama yapıyor."


"MİLLİ SEFERBERLİĞİ YAPMAMIZ LAZIM"

"Bizi bizden daha iyi kim bilir, biz biliriz." diyen Erdoğan, şöyle  konuştu:

"Türkiye'de yatırımlar mı durdu? Türkiye'de ticari hayat mı durdu?  Neymiş? Kur. Ben bazen söylüyorum, çok açık net söylüyorum, arkadaşlar bu kur  filan bunların hiçbirisi bizim geleceğimizi belirleyen şeyler değil. Bizim  geleceğimizi biz belirleyeceğiz, biz. Onun için de diyorum ki eğer yastık altında  hala dövizlerimiz varsa lütfen bu dövizlerimizi biz piyasaya sürelim. Bunları  TL'ye bir defa çevirelim. Çünkü bizim ülkemizin gelirini, geleceğini biz Türk  lirasıyla belirlemeliyiz. Bunun için de milli seferberlik diyorum ya işte bu  milli seferberliği yapmamız lazım. Bize birileri provokatif eylemler mi  hazırlıyor, ekonomik harp mi ilan ediyor? Bize ekonomik harp ilan edene karşı  bizim de gereğini yapmamız lazım. İşte burada seferberliğe ihtiyacımız var, bunu  yapmalıyız, bunu başarmalıyız. Bunu başarmazsak yazık olur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz 2002'den bugüne ekonomiyi öyle bir yapıya  kavuşturduk ki bu tarz sarsıntılar ülkemize vız gelir. Afedersiniz birin yanına 6  sıfırı koyanların kimler olduğunu bilmiyor musunuz? 6 sıfır koydular, bir milyona  tuvalete gidiyorduk, hatırlayın o günleri. Ne oldu? Biz geldik bu sıfırların  tamamını attık bir liraya düştü. Bizim kaderimizi beşer planında söylüyorum biz  belirleriz, bunu ne Hans'a ne George'a ne şuna ne buna asla bırakamayız." dedi.

"YÜKSEK FAİZLE ÜLKEMİZİ AYAĞA KALDIRAMAYIZ"

Türkiye'ye yönelik ekonomik saldırıların döviz ve faiz gibi makro  dengeler üzerinden yapıldığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şu 24'ünü hayırlısıyla atlatalım. 24'ünde siz bu kardeşinize yetkiyi  verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz. Bu  toplantıda açıkça söylüyorum yüksek faizle biz ülkemizi ayağa kaldıramayız. Biz  eğer yatırımcıyı güçlü kılacaksak burada düşük faizle bu adımı atmak zorundayız.  Çünkü girişimci yüksek faizle neyin yatırımını yapacak? 'Efendim işte bankalar da  kazanacak.' Tamam da elin bankaları kazanmıyor mu?

Japonya eksi faizle çalışıyor. Amerika'ya geliyorsun ikilerde,  bilemedin üçte. Avrupa ikilerde. İsrail sıfır-bir buralarda. Onların bankaları  böyle çalışıyor da bize ne oluyor? Şu anda 20'lerde, 25'lere kadar çıkıyor.  Faizin böyle olduğu bir ülkede siz yatırım yapabilir misiniz? Arkadaşlar bunu  değiştireceğiz, bu işin lamı cimi yok. Bir anda üç puan, arkadan bir buçuk puan  daha. Şimdi bazıları diyor ki 'Başkanım tam seçim arifesinde bunları kullanmayın,  konuşmayın.' Neyi konuşmayacağım? Hakikat neyse, doğru neyse biz bunu  konuşacağız. Doğruyu, hakikati konuşacağız ki sonunda ulaşmak istediğimiz yere  ulaşalım."


"BATI ÇILDIRDI"

Programdaki konuşmasında faizi yüzde 63'ten aldıklarını dile getiren  Erdoğan, "O zaman enflasyon yüzde 30'du. İndirdik, indirdik, 4,6'ya kadar indi ve  Batı çıldırdı. İşte Gezi olayları öyle başladı. Niye? Türkiye faizi buraya  düşürdü, enflasyon buralara düştü. Çılgın Türkler bir şeyler yapıyor. Biz de  onlara prim vermedik ama istedik ki burayı iyi tutalım." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Gezi olaylarıyla birlikte faiz ve enflasyon oranının bir anda    çift haneli rakamlara çıktığını belirterek, "Her zaman söylüyorum ama biz tabii  birçoklarıyla bu konuda anlaşamıyoruz. İnşallah 24 Haziran ile birlikte bu işin  nasıl olacağını yerlisine de yabancısına da gösterme şansını yakalayacağız. Çünkü  bizim ekonomi modelimizin merkezinde özel sektörümüz var." diye konuştu.

Programa katılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı  Rifat Hisarcıklıoğlu'nun, kendisine Türkiye'de gıda sektöründeki bir firmanın  durumunu aktardığını paylaşan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Baktım, felaket bir şey. Niye? Bankalar da kredi vermiyor. Çok  enteresan. Adamın kredi alacak hali yok. Niye? O şartlarda kredi alamazsın ki ama  öyle bir noktaya gelmiş ki yüzde 20, yüzde 25 ile de olsa gene alacak. Niye?  Çünkü devasa fabrikaya kilit vurma noktasına gelmiş. Yani bunlar ölümü gösterip,  sıtmaya razı ediyorlar. Böyle şey olabilir mi? Ben haber gönderdim, yardımcı ol  ve bu devlet bankası. Özel sektör zaten kıl aldırmıyor. Böyle bir noktada. Ben en  sonunda Rifat Bey'e dedim ki arkadaş siz kendi üyeleriniz arasında bir  seferberlik yapın da bu adamcağızı kurtarın. Çünkü sıradan bir firma değil, marka  bir firma. Şimdi buna yazık değil mi? Onun için ben milli seferberlik diyorum.  Onun için bu milli seferberlik noktasında yerli ve bunun yanında da kamu  bankalarının bu işe yardımcı olması lazım."

"ADANA'DAKİ GİRİŞİMCİNİN İHRACAT BAĞLANTISINI BOZAMAZSINIZ"

"Dövizi küresel piyasalarda yaptığınız manipülasyonlarla bir parça  yükseltebilirsiniz ama Adana'daki girişimcinin fabrikasını, üretim tesisini,  ihracat bağlantısını bozamazsınız." diyen Erdoğan, özel sektörün sağlam olması  durumunda, saldırılarla kısa vadede dalgalanan devletin makro ekonomik  politikalarının çabucak dengesini bulduğunu belirtti.

Erdoğan, 2008-2009 küresel finans krizinde bu sıkıntının ülkeyi teğet  geçeceğini söylerken, özel sektörün gücüne özellikle güvendiklerini, bunda da  yanılmadıklarını dile getirdi.

Son 5 yılda ardı ardına yaşanılan sıkıntılar karşısında da aynı  güvenle hareket ettiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Dünyada 15 Temmuz gibi bir darbe girişimine maruz kalıp da şoku bu  kadar hızlı şekilde atlatabilecek başka bir ülke var mıdır bilmiyorum. 2016'da  darbe yaşadık, 2017'de yüzde 7,4 büyüdük. Ana muhalefetin başındaki zat ne diyor?  'Sizin cebinize 7,4'ten bir şey girdi mi?' Adam büyüme denilen şeyin ne olduğunu  bilmiyor. Bu adamlarla bu ülkede ülke ekonomisi yönetilebilir mi? İşte şu anda  istihdam. İstihdamda atılan adımlar ortada. İstihdam büyümenin en önemli  ibresidir. 7,4 büyümeyle Hindistan'dan sonra ikinci, OECD ülkeleri arasında  birinci sıradayız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin büyüme rakamlarına ilişkin  eleştirilerine şu yanıtı verdi:

"Böyle bir şeyi yakalıyorsun, adam çiftçiye onu soruyor, 'Senin cebine  bir şey giriyor mu?' diyor. Bu çiftçi şu anda bu üretimini neyle yapıyor? Bunlara  bu kadar desteği, mazotta yüzde 50 hibe veriyoruz. Büyüyen bir ülke olduğumuz  için bunları veriyoruz. Bütün bu yatırımlar neyle yapılıyor? Eğitimde, sağlıkta,  bütün altyapı, üst yapı yatırımlarında, havalimanlarında... Bütün bunları neyle  yapıyoruz? Enerjide bu yatırımları neyle yapıyoruz? Eğer bu imkanlar olmasa  bunlar yapılabilir miydi? Zaten böyle büyüdük, aksi takdirde büyüyemezdik."

"BUNLAR OSMANLI'NIN TORUNU OLAMAZ"

Muhalefetin cumhurbaşkanı adaylarının şehir hastanelerine ilişkin  eleştirilerini değerlendiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kalkıyorsun, diyelim ki şehir hastaneleri, çıkmış bir tanesi  adaylardan 'Ben kapatacağım.' diyor. Herhalde kim olduğunu biliyorsunuz, ben  ismini anmak, ağzıma almak istemiyorum. Biz öyle bir ecdadın torunuyuz ki ne  diyor Kanuni, 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet  cihanda bir nefes sıhhat gibi.' Bunlar Osmanlı'nın torunu olamaz. Devleti  Aliyye-i Osmaniye'yi halkının sağlıklı bir nefes almasına feda ediyor. Bir  devleti feda ediyor. Biz böyle bir kültürden, medeniyetten geliyoruz. Böyle bir  medeniyetin varisleri olarak diyor ki 'Bunları nasıl işleteceksiniz?' Biz bugüne  kadar yüzlerce, bini aşkın hastane yaptık. Şimdi bunları nasıl işletiyorsak öyle  işleteceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların, daha önceki dönemde hastalarına  verilecek ilaç bulamadığını ifade ederek, "Elhamdülillah biz bütün eczaneleri  seferber ettik, artık herkes istediği eczaneden ilacını alabiliyor. Buralara  geldik ama sen, Sosyal Sigortalar Kurumu'nda genel müdürlük yaptın, batırdın,  bitirdin ama benim vatandaşım, halkım bu hassasiyeti hala gözetmiyor, gözetmesi  lazım. Oraları yönetemeyenler, bir dershane yönetemeyen nasıl olacak da Türkiye  Cumhuriyeti'ni yönetecek?" şeklinde konuştu.

"HESAPLARIN ÜZERİNDE BİR HESAP VAR"

Seçim öncesi ekonomik saldırı dalgasıyla karşılaştıklarını belirten  Erdoğan, şunları kaydetti:

"2018'in ilk çeyreğinde yine yüzde 7,4 büyüdük. Hesaplar tutmadı ama  bizim hesap tutuyor. Çünkü hesapların üzerinde bir hesap vardır. O hesap Allah'ın  hesabıdır. Türkiye, kendisiyle uğraşanlarla her seferinde heveslerini  kursaklarında bırakarak adeta dalga geçiyor. Tabii bunların anlayamadıkları bir  şey var, o da Türk milletinin, tarihi boyunca hep böyle krizlerle saldırılarla  uğraştığıdır. Kardelen çiçeği gibi en zor şartlarda boy veren bir iş dünyamız  olduğu sürece Allah'ın izniyle bu ülke ayaklarına vurulmaya çalışılan hiçbir  prangaya izin vermez. Bazıları 'Türkiye büyüyor da millet niye bunu hissetmiyor?'  diyor. Bunu söyleyenler aslında büyümenin nimetlerinden en çok istifade edenler.  Bilmediklerinden değil, affedersiniz hınzırlıklarından böyle söylüyorlar."

Erdoğan, büyümenin alt dilimlerine bakıldığında, yaklaşık yüzde 10  oranında yatırım, yüzde 11 oranında hane halkı tüketim harcaması artışının  görüldüğüne dikkati çekti.

Hem üretim hem de tüketimde artış olduğunu belirten Erdoğan,  işsizliğin son açıklanan rakam itibarıyla tek haneli sınırına dayandığına işaret  etti.
"BÜYÜMENİN ÖLÇÜSÜ BU DEĞİLSE NEDİR?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin geçen 16 yılda Avrupa ülkelerinin  tamamından daha fazla istihdam ürettiğine dikkati çekerek, "Bu yılın ilk  çeyreğindeki istihdam artışı yüzde 5. Yine büyümenin detaylarına bakıyoruz,  firmalarımızın gelirlerinde yüzde 24, iş gücü ödemelerinde yüzde 19 artış  görüyoruz. Hamdolsun, firmalarımız üretmiş, satmış, kar etmiş. Çalışanlarına da  daha çok ödeme yapmış. Büyümenin ölçüsü bu değilse nedir?" değerlendirmesini  yaptı.

Kişi başına düşen gelirin, Türk parasıyla son üç yılda yaklaşık 30 bin  liradan 40 bin liraya kadar çıktığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Son üç yılın enflasyonu ortada, milli gelirimizdeki kendi paramız  cinsinden artış ortada. Burada şu hususu da belirtmek isterim; Türkiye'nin, daha  öncesini de bir kenara bırakıyorum, sadece şu son 5 yılda maruz kaldığı  saldırıların maliyeti olmasaydı bugün milli gelir sıralamasında en iki, üç  basamak daha ilerideydik. Bu kayıp elbette önemli ama en büyük kazancımız her hal  ve şart altında ayakta durabildiğimizi dosta düşmana göstermiş olmamızdır. Hatta  sınır ötesi operasyonlarımızla herkese çok daha derin, tarihi mesajlar verdik.  Cerablus'ta, Afrin'de verdik, şimdi Sincar ve Kandil'de de veriyoruz. Bunlar  herhalde para ve bu arada da yüzde 20 savunma sanayinde kendi üretimimizi  yaparken, şimdi yüzde 65'e çıktık. Yerli savunma sanayisi bu noktaya geldik."

"STRATEJİLERİMİZİ İLERİYE TAŞIMAK ZORUNDAYIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan bu çalışmaları anlatıp, buradan  hareketle hedeflerini açıklarken karşılarında her zamanki gibi "aklına eseni  söyleyen" bir muhalefetin bulunduğunu dile getirdi.

"Muhalefetin halini görünce 2002 sonunda nasıl bir Türkiye  devraldığımızı hatırlıyorum." diyen Erdoğan, o dönem kamunun toplam net borç  stokunun milli gelire oranının yüzde 60'lara kadar nasıl çıktığını bugün daha iyi  anladıklarını vurguladı.

Erdoğan, şu anda bu oranın yüzde 8,4 seviyesinde olduğunu, yüzde  60'tan bu orana gelindiğini belirterek, "Aradan 16 yıl geçmiş ama bunların kafası  hiç değişmemiş. Zaten laf olsun diye vaatte bulunarak ülkenin yönetimine talip  olanlara milletimiz da laf olsun kabilinden herhalde kulak veriyor."  değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'yi bugün getirdikleri noktayı önemli gördüklerini ama yeterli  görmediklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bugüne kadar uyguladığımız ekonomi politikalarıyla Türkiye'yi  ekonomik olarak içine sıkıştırıldığı cendereden kurtardık, geliştirdik,  kalkındırdık, bugüne getirdik. Yeni dönemde vizyonumuzu genişletmek,  stratejilerimizi ileriye taşımak zorundayız. Bunun için yüksek teknoloji ve  verimlilik artışıyla güçlendirilmiş bir ekonomik modele yöneliyoruz ancak bu  şekilde gelişmekte olan ülke statüsünden, gelişmiş ülke statüsüne  yükselebiliriz."

Namık Kemal'in "Yüksel ki yerin bu yer değildir, dünyaya gelmek hüner  değildir, bize gayret yaraşır, merhamet Allah'ındır." dizelerini anımsatan  Erdoğan, "Bize gayret yaraşır diyerek, seçim beyannamemizde bu konularda çok  önemli projelere yer verdik." dedi.

"ADANA'YA YENİ DÖNEMDE DE ÖNCÜLÜK ETMEK YAKIŞIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'de  (TUSAŞ) "Gençlik ve Teknoloji Buluşması" programında gençlerle bir araya  geldiğini anımsatarak, 100 civarında gençle bu konuları enine boyuna  konuştuklarını anlattı.

Bu gençlerin büyük bölümünün elektrik-elektronik, makine, bilgisayar  mühendisleri veya bu alanlarda tahsilini yapan kişiler olduğunu aktaran Erdoğan,  "Geleceğimiz adına gerçekten çok umutlandım ve iftihar ettim. Dedim ki sizlerle  beraber işte biz savunma sanayinde gördüğünüz bütün bu TAİ'deki bu uçakları da  helikopterleri de tüm bu silahları da hepsini çok daha rahat üreteceğiz. Uzaya  çok daha rahat inşallah adımlarımızı atacağız. Hiç endişe etmeyin." şeklinde  konuştu.

Erdoğan, sanayici ve iş adamlarına hitaben, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin öncü şehri Adana'ya yeni dönemde de öncülük etmek  yakışır. Bunun için sizlerden Türkiye'nin 2023 hedeflerine sıkı sıkıya sahip  çıkmanızı istiyorum. Sizlerden gençlerimize emanet ettiğimiz 2053, 2071  vizyonlarına katkıda bulunmanızı özellikle bekliyorum. Adana'nın sanayicileri,  tüccarları, girişimcileri, çalışkan insanları bu meseleye sahip çıkarsa  Türkiye'nin geleceğine daha bir güvenle bakacağını düşünüyorum.

Biz 'güçlü Meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye' diyerek yola çıkarken  sadece milletimize yani sizlere güvendik. Bugüne kadar olduğu gibi pazar günü de  bizleri yalnız bırakmayacağınıza inanıyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda, sanayici ve iş adamlarına  katılımlarından dolayı teşekkürlerini iletti, ödül alanları tebrik etti.