BİR TV programında, kendisini eleştiren ve bunun sonucu Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç tarafından dava açılan, eski voleybol federasyonu başkanı Erol Ünal Karabıyık, Doğan Haber Ajansı'nın sorularını yanıtladı. 
"Usulsüz taleplerini geri çevirdiği için Bakan Kılıç'ın kendisini uyumsuzlukla suçlayarak federasyon seçimlerine müdahele ettiğini söyleyen voleybol federasyonu eski başkanı Erol Ünal Karabıyık, mahkemeye verilmesini şu sözlerle başlayarak ifade etti: "Yakında Suat Bey'in açtığı davanın davetiyesi gelir sanırım. Belki de bazı konuların açıklığa kavuşması için daha iyi olur. Bazı olayları her yerde konuşamayabilirsiniz ama konu yargıya intikal edince, savunmanızda her şeyi ayrıntılarıyla anlatmak gerekir. Sanırım benim de mahkemede ayrıntılara girmem gerekecek."
-Suat Kılıç'ın aleyhinizde açtığı davaya konu olan televizyon programında söylediklerinizi yayınlamadan önce sizi çok aradık ancak ulaşamadık. Suat Bey'in o programda söylediğiniz usülsüz talepleri neydi, biraz açar mısınız? Erol Ünal Karabıyık: "O günlerde bir seyahattim vardı. Gidiş ve dönüşte sabahtan itibaren on yedişer saat süreyle uçakta idim. Onun için telefonum kapalıydı. Televizyonda söylediklerime ekleyeceğim bir şey yok."
Geçen yıl yapılan federasyon genel kurulundan sonra bir yıl sessiz kaldığını, bu konuyla ilgili olarak televizyon ve gazetelerden gelen röportaj taleplerini geri çevirdiğini belirten Karabıyık, o programa, kendisini ilgilendiren iddia ve ithamları cevaplamak, bir başka deyişle meşru müdafaa hakkını kullanmak amacıyla katıldığını söyledi.
SUAT BEY HEP DİYOR, YİNE "DİMİŞ"
Erol Ünal Karabıyık'a Türkiye'deki doping olaylarının,TBMM'de dopingle ilgili bir araştırma komisyonu kurulmasına varacak kadar ciddi boyutlarda olduğunu hatırlatarak bu konudaki görüşünü sorduk.
Suat Kılıç'ın bir açıklamasındaki "Biz, bakanlık görevini devraldığımız günden itibaren dopinge karşı kararlı bir tutum takındık. 'Toleransımız sıfırdır.' dedik. Daha da ileri gittik, 'doping ölümcül bir silahtır.' dedik. Bugün de aynı şeyleri söylemeye devam ediyoruz." sözlerini hatırlatan Karabıyık, sorumuzu,"Suat Bey, hep diyor, yine dimiş. Son günlerde sık sık yayınlanan o reklam gibi. Hani bir çay reklamı var ya! '....didi, ....didi' veya ....didim, ....didim.' şeklinde sürüp gidiyor; ona benzemiş. Suat Bey konuşuyor, her konuda konuşuyor. 'İyi doping' den söz edecek kadar ileri gidiyor konuşmalarında. Laf değil iş üretmek lazım bence. Ama herkes en iyi yaptığı işi, daha çok ve severek yapar. Suat Bey de öyle. Asli işini, sipikerliği daha çok seviyor herhalde." ifadeleriyle cevapladı.
Karabıyık, Suat Kılıç'ın iyi giden her konuyu, her başarıyı, federasyon faaliyetini "Fedrasyonlarımız kendi faaliyetlerini yapabilecek güç ve donanımda olmadıklarından bu işler büyük ölçüde Bakanlık üzerinden yürütülüyor." Veya ""Ben yaptım." diye sahiplenirken olumsuz bir durumla karşılaşıldığında ise "Federasyonlar özerktir, gereğini yapacaklardır." Ya da "Bu konudaki esas sorumluluk şuna aittir." Veya "Ben bakan olmadan önce.." diyerek sorumluluktan kaçtığını söyledi.
"DOPİNGİ DE SPORDA ŞIDDETİ DE NUTUK ATARAK BİTİREMEZSİNİZ"
Karabıyık'a sporda şiddete yönelik çalışmaları yeterli bulup bulmadığını ve Suat Kılıç'ın, Beşiktaş Galatasaray derbisinde çıkan olaylarla ilgili yaklaşımını nasıl değerlendirdiğini sorduk:
Olaylardan sonra Suat Kılıç'ın "Maçtaki esas sorumluluk özel güvenlik firmasının görevin gereklerine yönelik çalışmamasıdır. Maç öncesi stadyum çevresinde derbifest adıyla bir konser düzenlenmiş, bu konserde çok miktarda alkollü içecek servis edilmiştir. Adam alkol alacak, maça gelecek, özel güvenlik buna göz yumacak sonra da o maçın olaysız şekilde oynayıp bitmesini bekleyecek... " sözlerini hatırlatan Erol Ünal Karabıyık, "Kamu görevi üstlenen kişiler ve devlet, bir günah keçisi ilan ederek sorumluluktan bu kadar kolay kurtulamaz. Sayın Bakan 6222 sayılı yasanın 6 ve 7. Maddeleri ile 12. Maddesinin 2. Fıkrasını bir kez daha okursa özel güvenlik görevlerinin görev sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini daha iyi değerlendirir ve kamuoyunu doğru bilgilendirir." dedi.
Bakan Kılıç'ın "Biz başından itibaren ne dedik, 'Tribünlere siyasi slogan sokmayın.' dedik. Bizim beyanlarımıza destek sağlamadılar ve nihayetinde ne kadar haklı olduğumuzu yaşananlardan sonra anladılar." şeklindeki sözlerini hatırlatan Karabıyık,
"Suat Bey'in beyanlarına yöneticiler 'çok doğru, bakanımız çok haklı' diyerek destek sağlasalar sahalardaki şiddet bitecekti sanırım. Ya da derbi maçında yaşananlar, yaşanmayacaktı. Şiddeti karşılıklı beyanatlar vererek, nutuk atarak bitirebileceğimiz sonucunu mu çıkarmalıyız bu sözlerden? Bilemiyorum." diye cevapladı.
Şiddetin önlenmesine yönelik yapılan ve yapılmayanlarla ilgili iki örnek vereceğini belirten KARABIYIK, Suat Kılıç'ın Beşiktaş-GS derbisinden sonra cezaların yetersizliği, bu tür olaylarda mutlaka tutuklama olması gerektiğini "Gözaltına alınanlar maalesef tutukllanmadı." şeklindeki açıklamalarını hatırlattıktan sonra ilk örneği şu şekilde verdi:
" 6222 sayılı yasanın 16. Maddesi, ilk çıktığında, spor alanına yetkisiz olarak giren kişi, müsabakanın seyrini ve güvenliğini bozarsa, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörüyordu. Şike sürecinde bu ceza üç aydan bir yıla kadar hapis cezası olacak şekilde düşürüldü.
Oysa Suat Bey, olaylı derbi maçı sonrasında sorumluluğu bir başka yerde daha aramış; '6222 sayılı kanun dünyadaki en sert kanunlardan bir tanesi ama istenen neticeyi verebilmesi uygulayıcıların iradesiyle paralel. Gözaltına alınanlar maalesef tutuklanmadı. Adliyenin takdiri nedir bunu bilemiyorum.' demişti.
Ben de, 'Adliye ne yapsın sayın Bakan? Ceza, tutuklu yargılama sınırlarının altına sizin bakanlığınız döneminde düşürüldü.' diyorum."
KARABIYIK, vereceği ikinci örneği, "Sporda şiddetin önlenmesi ile ilgili ilk yasa 5149 sayılı kanundur. Resmi Gazetede 7 Mayıs 2004' te yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bu kanun ve uygulanmasına ilişkin yönetmelik, Türkiye'de sporda şiddete yönelik ilk hukuki metinlerdir. İlk olduğu için de hazırlanmasının uzun zaman alması beklenir. Oysa Mehmet Atalay ve ekibi, uygulamaya ilişkin yönetmeliği 20 Ağustos 2004'te yani kanundan üç, üç buçuk ay sonra çıkardılar.
5149'u değiştiren 6222 sayılı yasa 31 Mart 2011'de kabul edildi. 24. Maddesi gereği, kanunun uygulamasına yönelik usül ve esasların düzenlenmesi için bir yönetmelik çıkarılması gerekmekteydi.
Bu yönetmelik ne zaman çıkarıldı biliyor musunuz? 22 Aralık 2012'de yani kanundan 22 ay sonra. Eğer Galatasaray-Beşiktaş tekerlekli sandalye basketbol maçında çıkan olaylar olmasa belki de hala çıkmamış olacaktı. Ihmal edilen bu görev, kanunun 24. Maddesinde bakana verilmiş." ifadeleriyle verdi.
Kanunun 24. Maddesi uyarınca, müsabaka güvenlik amiri de dahil olmak üzere, ilgililerin görev, yetki ve sorumlulukları ile saha içi ve dışında alınacak güvenlik önlemleri ve benzer pek çok konu ile igili usul ve esasların bu yönetmelikle düzenleneceğini belirten Karabıyık, bu düzenlemeler yapılmadan geçen 22 ayda spor alanlarında pek çok olay yaşandığını, kamu düzeninin bozulduğunu ve kamunun da kişilerin de zarar gördüğünü söyledi.
Karabıyık, Saraçoğlunda oynanan GS-FB play-of final maçı sonrası stadyum ve çevresinde yaşanan korkunç olayların da bu 22 aylık süre içinde yaşandığını ekledikten sonra, her iki örneğin de Suat Kılıç'ın bakanlığı dönemine rastladığını söyledi.
Türk sporunun bunca sorunu varken spor bakanının, Türkiye'nin kına envanteri de dahil olmak üzere, her konuda konuştuğunu söyleyen KARABIYIK, sözlerini "Hepimiz her konuda konuşuyoruz. Ama sadece konuşuyoruz, çalışıp iş yapmaktan daha kolay olduğu için olsa gerek; sadece konuşuyoruz.
Suat Bey, bazen 'iyi doping' den bile söz edebilecek kadar, şiddeti beyanlarının desteklenmemesine bağlayacak kadar ileri gidiyor. Sporda şiddeti önlemek üzere tribün liderleri ile iftar yemekleri, toplantılar düzenleyeme görevini üstlenmeye kadar vardırıyor işi.
Bakanımız iyi ki Suat Bey, kendisinden önceki bakanlarımızın düşünmediği, yapmadığı iftarlar, toplantılar yaparak, nutuklar atarak Türk sporundan dopingi de, şiddeti de söküp atacak inşallah." diyerek tamamladı.