Aziz Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları;
Söylediğim sözün arkasındayım bırakacağım. Söz verdi, onu tutmak için yapıyor gibi bir şey yok. Hem ailesel, hem iş hayatı gibi durumlardan bu kararı aldığım için açıkladım. Yeni insanların gelmesini, yeni şeyler yapmalarını arzu ediyorum. Mahkeme karar verdikten sonra sürecin önü açılıyor ve bu sözün gereğini yaparım diye düşündüm. Fakat bununla ilgili arkadaşlarımla konuştum Kasım'ın ilk haftası seçim ikinci haftası kongre yapacaktık. Ancak bazı gelişmeler oldu Yargıtay kararına kadar devam edeceğim. Mayıs ayına kadar devam edeceğim sanırım Mayıs'a kadar Yargıtay kararını verir.
AZİZ YILDIRIM'DAN 3 MİLLETVEKİLİNE ELEŞTİRİ
Trabzon'da 3 milletvekili konuşma yapıyor, 'Aziz Yıldırım şike suçlusudur' diyor. Burada ağır bir konuşma yaparım ama Fenerbahçe'de bazı insanlara saygım var konuşmuyorum. Fenerbahçe üst kimliktir, burada her yerden insan var. Trabzon'dan milletvekili alabilmek için her parti Fenerbahçe'nin üzerinden açıklamalar yapıyor. Bizi tahrik ediyorlar ama biz sakin kalıyoruz. Devam ediyor bu milletvekili arkadaş, "Yargıtay'da karar bozulacak" diyor. Büyük tehlike var ve ben güven duymuyorum. Koray Aydın kendisi Yüce Divan'a gidip aklanmadı mı? Biz de aklanınca ne olacak? Aklanmış sayılmayacak mıyız? Süleyman Soylu da bize sallıyor. Fenerbahçe üyesi kendisi. 'Millet karar vermiş, milletin kararı değişmez" diyor. Siyaset için bunları söylemek yara açar, toplumu ayrıştırır. Dua etsin bizim gibi sağduyulu insanlar burada yönetimde. Bilsinler ki Trabzon ile Fenerbahçe'nin arasını açmak ileride Türkiye Cumhuriyeti'ne zarar verir. oradan insanları kandırıyorsunuz. Çünkü bu davanın kumpas olduğu, cemaat tarafından olduğu ve devletin büyüklerinin "Biz aldatıldık" sözlerinin yanı sıra birçok dava ile sivil bir ihtilal yapılmak istendi.
"SAVCI ELİM KOLUM BAĞLI DİYOR"
11 bin savcı var. Bugün Yargıtay'da ve diğer mahkemelerde oy kullanıyorlar. Biz kimlere güveneceğiz. Biz yıkılmadık, ayakta kaldık ama herkes bunu yapabilecek mi? Suçlular cezalarını çekmediği sürece bu ülke karanlık bir noktadadır. Bu ülke aydınlanmak istiyorsa suçlular ortaya çıkarılmaktadır. 17-25 Aralık olaylarını okuyorum sanki 3 tane polis, 5 tane savcı, 4 tane emniyet müdürü bu işi yapıyor. Bu işin derinine girmek gerekiyor. Bu ortamda güven duymuyorum ve bunu kemiklerime kadar hissediyorum.
Rize'deki olay ile ilgili bir gelişme yok. Savcı'ya soruyoruz "Elim kolum bağlı" diyor. Artık bu savcımızdan gerekeni yapmasını rica ediyorum.
AZİZ YILDIRIM'IN GÖZLERİ DOLDU!
Şimdi Fenerbahçe'de yeni şeyler yapmak lazım. Bunları anlatacağım sizlere. Öncelikle desteğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. 3 Temmuz'da yanımızda olan Fenerbahçelilere.... Bunları sonra söyleyeceğim... Manisa maçına gelen kadınlarımıza teşekkür ederim, oradaki çocuğumuza, annemize ve kadınlarımıza buradan selam olsun. Metris'te gelip dışarıda soğukta bağıranlara, varlıklarını bizlere hissettirenler, soğuk günde Silivri'ye gelip haklılığımızı hissettirenlere genç, yanşlı hepsine teşekkür ediyorum. Anıtkabir'e gelen Fenerbahçelilere, Fenerbahçeliler dışında gelen vatandaşlara teşekkür ediyorum. Bu mahkemenin verdiği karar üzerine bir konuşmadır.
"UEFA, FENERBAHÇE'YE YAPTIĞINI OLYMPIAKOS'A YAPAMADI"
UEFA bize yaptıklarını Olympiakos'a yapamamıştır. UEFA, Fenerbahçe'ye yapılanın yanlış olduğunu anladı ve Olympiakos'a aynı şekilde davranamadı. Şampiyonlar Ligi'nde oynuyorlar ve süreç sonunda karar verecekler.
"BEN APTAL ADAM MIYIM?"
1 dakika soyunma odasına indim. 45 dakika gittiğim yazılıyor. 1 dakika gittim kaptan Volkan'a 'Böyle yapma, sakin ol, Takıma zarar veriyorsun' dedim ve çıktım. Hilmi Türker, Cumhuriyet Gazetesi'nden yazıyor "Soyunma odasına gitti, oyuncuları tebrik etti" Lehime olan haberi de kabul etmiyorum. Ahmet Ercanlar yazıyor Hürriyet'ten 3 futbolcuyu anket yapıp soracakmışız. Ben böyle bir şey söyleyip kendimi neden bağlayayım? Ben aptal adam mıyım? Burada bir şey oynatacağım, biriyle ilgili aramış demiş ki, "Oynatmayın işimden olacağım." Spor yazarlarıyla sıkıntım yok, önemsemiyorum.
"GÜCÜNÜZ BANA MI YETİYOR?"
Türkiye'de bir şeyi ortaya koymak lazım; gazeteci kimdir? Her önüne gelen, çıkan konuşan gazeteci midir? TSYD tanıdığımız bir dernektir. Görüşme yaptık ve dedik ki, "Her TSYD üyesini maça alacağız." Önceden gazeteciler yalanlandı mı üzülürlerdi, şimdi övünüyorlar. Bir kişi yasaklı olduğu halde TSYD üyesi olduğu için girişine izin verdik. Gazeteciler Cemiyeti beni eleştiriyor. 3 Temmuz'da neredeydiniz? Gücünüz bana mı yetiyor? Bakın bütün gazeteler birbirine girmiş. Ben haber duymak istiyorum, her gün kavga ediyorlar. Ben artık gazete okumuyorum. Gazeteciliği kendiniz ayağa düşürüyorsunuz. Biz okuruz. Geçen antrenmana gittim, tanıdığım 2 kişi var. Üstüne kamerayı alan geliyor. 3 gün sonra o arkadaş yine yok. Gazete patronlarına sesleniyorum, bu muhabir arkadaşlara sahip çıkın, onlara iyi ücret verin. Eğitim verdirin, günlük gazeteci olmaz. Olursa işte böyle olur. 3 gün gazetede yazıyor, editör diyorlar şimdi sonra televizyona çıkıyor Fenerbahçe'yi benden iyi biliyor. Ya böyle bir sistem yok. KOÇ'a Sabancı'ya yapamadığını bize yapamazsın.
"MİLLİ TAKIM PRİMLERİ KULÜPLERE VERSİN"
Milli Takım'da prim veriliyor, verilsin ama kulüplere de verilsin. Bir oyuncuya 500 bin euro prim veriliyor. Bir oyuncu ismini biliyorum da söylemeyeceğim. Kulübünden 1 trilyon alıyor, alacağı prim 1 trilyon 750 bin. O oyuncu şimdi maçlara nasıl motive olacak. Kulübü maaşını ödeyemedi gecikti... Bu normaldir kulüplerde. Ajax ve Galatasaray maçlarından önce alacakları yatırdık. Milli Takım primleri kulüplere verilmeli, kulüpler bu parayı dağıtmalı. O kadar prim verilecekse bir kısmı oyunculara verilir, diğeri kulübün başka şeylerine kullanılır. Oyuncu bizde sakat, Milli Takım'a gidip antrenman yapıyor. Yalnızca bizde değil, her takımda var. Ameliyat olması gerekiyor, Milli takım'da oynayacağı için ameliyat olmuyor.
"VOLKAN ŞEN'İN ÜCRETİNİ TFF'DEN İSTEDİK"
Volkan Şen sakatlandı, 3 hafta oynamayacak. Oynaması gerekiyor ama Milli Takım'da verilen bir değer yok. yazı yazdık, TFF'den ödediğimiz maaşı karşılamalarını istedik. Cevap bekleniyor.
"MEHMET BERK ÇIKIP AÇIKLASIN"
Mehmet Berk geçen bir televizyona çıkmış. Kanal sahibini aradım 'Sen cemaate karşı değil misin?' dedim. "Karşıyım, şey, mey..." dedi. "Bunu aklıyorsunuz" dedim. Savcı Bey televizyonda "Bana siyasi baskı yapıldı ve rüşvet teklif edildi." Sen Türkiye Cumhuriyeti'nde savcıysan sana kim siyasi baskı yaptı, kim rüşvet teklif etti açıklamaslısın. Bunu yapamıyorsan sen Türkiye Cumhuriyeti'nin savcısı değilsin.
