O da Hürriyet yazarı ama diğerleri ile aynı fikirde değil! PKK'nın Türkiye'yi bölemeyeceğini bildiği halde terör olaylarına başvurmasını sosyo-ekonomik açıdan analiz eden Fatih Çekirge, saldırıların demokrasi, fikir özgürlüğü bağlamında etkilerini ve ekonomik durumu çok net özetliyor.

Hürriyet Yazarı Fatih Çekirge bugünkü köşesinde ince analizlerin yer aldığı ve tüm taraflara sükûn çağrısında bulunan bir yazı yazdı. Çekirge “Nasıl çıkarız bu nefret girdabından” başlıklı yazısında terörün ve PKK’nın amacını gözler önüne serdi ve bu durumdan çıkış yolu için önerilerde bulundu.

Yazısının girişinde “PKK da çok iyi biliyor ki... Türkiye'yi bölemez. Öcalan zaten bunu MİT'le yaptığı görüşmelerde açıkça söylemişti. Diyarbakır'da okunan mektubunda yazmıştı” diyen Çekirge, “PKK bir sonuç alamayacağını bile bile bu cinayetleri niye işliyor?” sorusuna cevap veriyor.  

Çekirge yazısında “Bölemeyeceğini o da çok iyi biliyor. Ama bildiği başka bir şey var. O da fitne... Toprağın değil, kalplerin bölünmesi... "Fitneyi öyle damardan veriyor ki..." Gönüller bölünüyor... Kalpler kopuyor... Terörün kazanında kaynattığı nefret büyüsünü Anadolu evlatlarının ruhuna öyle üflüyor ki... Ülke bölünmüyor ama... Gönüller bölünüyor... Kamplara ayrılıyor... Öfke nöbetleri sokaklara taşıyor” diyor

Çekirge, analizini yalnız toplumsal bağlamda değil ekonomik bağlamda da sağlam temeller üzerine oturtuyor. Çekirgeye göre terör olayları nedeniyle “Türkiye'nin enerjisi tükeniyor. Gücü kesiliyor. Ekonomisi daralıyor.” Geçen yıl IMF’ye kaynak ayıran Yunanistan’ı krizden kurtarmak için borç vermeyi teklif eden Türkiye’de birilerinin terör olayları nedeniyle "ekonominin panik düğmesi"ne bastığını belirtiyor.

Çekirge yazısında; Almanya’nın en büyük hava yolu Lufthansa rekabetinde THY’nin uçuşlarının azalmasını, düşen turizm potansiyelini, enerji geçiş noktalarında TANAP, Türk Akım, Mavi Akım gibi projelerin üzerine “mayınlı bölge” gölgesinin düşürülmeye çalışıldığını, Marmaray üzerinden, İran'dan Londra'ya dünyanın en önemli demiryolunu ipek yoluna bağlayan Türkiye’nin Patikalarında, dağ yollarında askerleri şehit edilen bir ülke konumuna sürüklenmek istenildiğini anlatıyor.

Çekirge, İpek Yolu’nun yanı sıra dünyanın en büyük 5. Bankası Bank of China ile İpek Yolu finans hattının kapılarının açıldığı dönemde taşeron örgüt PKK’nın yabancı sermayeyi kaçırmak için elini panik butonuna götürdüğünü, borsadan kaçışların başlamasına neden olmak için el ovuşturduğunu tespitinde bulunuyor.  

Çözüm Süreci’nde yığılan bombaları Kandil'deki taşeron alçaklığın kavruk yüzüolarak nitelendiren Çekirge bu durumdan kurtulmak için önerilerini de sıralıyor.

Peki şimdi ne yapacağız?

Çekirge’ye göre “Önce bu nefret büyüsüne 'Dur' denilmeli, başta siyasetçiler ve medya mensupları tahrik edici, kamplaştırıcı, üsluplardan uzak durmalı. Kalem tutarken vicdanların hakarete ve kamplaşmaya karşı bir filtre gibi kullanalması gerektiğini aktaran Çekige bu durumun asla sansür anlamına gelmediğini ifade ediyor.

Asker ve sivilin kendi işini yapması gerektiğine inanan yazar “Türkiye tekrar, sivil bir anayasa için, barış ve demokrasi için harekete geçmeli. Yeniden bir eylemsizlikhazırlığı başlatılmalı, devlet çözüm sürecini ve teması sürdürmeli ve siyaset yapmak isteyen, parlamentoda mücadele arayan kim varsa saygı duymayı, düşünce boyutundaki her türlü fikre saygı duymalı.

Sosyal medyanın Digital Molotof haline geldiğini anlatan Çekirge “Sosyal medyada toplumu sokağa dökecek 'içimizi yakacak', sinir uçlarımızı havaya uçuracak dijital molotofları deşifre edelim. Şüpheyle kalp yakmayalım. Öfkeyi şiddete bulamayalım. Demokrasi, sivil irade ve özürlüklerin teminatı olan yine bu millettir. Bunun için de önce sakin olmalıyız. Sonra... Sükunet... Saygı... Özgüven... Sonra seçim...” diyor