Türkiye, “istikşafi” sözcüğü ile 2002’de tanışmıştı. İstikşafi sözcüğü, Yunanistan’la Ege’deki kıta sahanlığı konusunda yürütülen müzakereler için kullanıldı. İstikşafi görüşmelerde, “her konuda uzlaşma sağlanmadan, hiçbir konuda uzlaşılmış olunamayacağı” ve“görüşmelerin içeriğine ilişkin asla bilgi sızdırılmayacağı” konusunda mutabakat vardı. O tarihten bu yana yılda iki kez yapılan görüşmelere dair de bilgi sızmadı.,

SÖZCÜKBİLİM SOHBETİ

Dünkü görüşmede, Başbakan Davutoğlu’nun gündeme getirdiği ve heyetler arası görüşmeleri tanımlayan bir diplomasi terimi olan “istikşafi” üzerindeki tartışmalar önemli yer tuttu. İstikşafi görüşmeleri yapacak AK Parti heyetinin başına Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in getirilmesi de önemliydi. Çünkü Çelik, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı sıfatıyla 10 yıl önceki Kıbrıs görüşmelerinde, “win win” (kazan-kazan) fikrini ortaya atmıştı. Görüşmede, “istikşafi görüşmelerden” yola çıkarak derin bir sözcükbilim sohbeti yaşandığını söyleyebiliriz. Kökeni “keşif”ten gelen “istikşafi”sözü ortamı yumuşatan temel unsur oldu.

HER ŞEYİ KONUŞTULAR

Görüşmeye katılanların aktardığına göre, istikşafi görüşmeler bayram sonu başlıyor. Görüşme aynen Başbakan Davutoğlu ve CHP Sözcüsü Koç’un anlattığı gibi geçti. Gayet rahat, samimi, hiçbir şeyin önünü kesmeyen bir ortamda geçti. Hemen her şey konuşuldu. Dış politika, CHP’nin savunduğu tezler, AK Parti’nin tezleri anlatıldı. Başbakan Davutoğlu’nun kameraların önünde söylediklerini içeride de söylediğini vurgulayan kaynaklar, koalisyon konusunda umutlu konuştu ancak “Görüşmelerde teknik detaylara bakacağız. Siyaset bu; belli olmaz. İlerisi için şimdiden bir şey söylenemez ancak çok olumluydu” değerlendirmesini yaptı.