Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, savaş uçağının angajman kuralları gereği düşürülmesinin ardından Rusya ile yaşanan krize ilişkin, “Rusya ile Türkiye arasındaki bu durumu süratle aşabilmek mümkün. Nitekim bunun beklentisi içinde, diplomatik yollarla bu işlerin çözülebileceğini düşünüyorum” dedi. Erdoğan iki günlük Katar ziyaretinden dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan yaşanan krizin aşılması konusunda şunları söyledi: 


OTURUP KONUŞARAK ÇÖZÜLÜR 

“Temenni ederim ki çok uzamadan kısa bir süre içerisinde bunları birlikte aşalım. Bunlar masada aşılır. Medya üzerinden, sosyal medya üzerinden aşılmaz; aşılmayacağı gibi taraflara bir şey de kazandırmaz, tam tersine kaybettirir. Biz tarafların kaybetmesini değil, kazanmalarını istiyoruz. Bu işler oturup konuşmak suretiyle aşılır. 'Her olanda da hayır vardır' deyip, mevcut durumu aşmaktan, yola öyle devam etmekten yanayız.” 

DAEŞ’LE MÜCADELE

“Türkiye’nin Suriye’de uluslararası koalisyonla bir operasyon yapması muhtemel mi?” sorusuna Erdoğan, “Suriye’de siyasi geçiş sürecini sağlamak üzere DAEŞ ile mücadele sürecek. Paris’te görüştüğüm Sayın Obama’nın yaklaşımı da son derece olumluydu” yanıtını verdi. Suriye rejimi ya da Rusya eliyle, Lazkiye-Cisruşşugur-İdlib arasında PYD’nin güç tahkim etmesine yarayacak bir tablo oluşması durumunda Türkiye’nin tavrının sorulması üzerine Erdoğan, “Bu husustaki tavrımızı defaatle açıkladık. Terör örgütlerinin tümüne karşı olduğumuzu her zaman söyledik, söylüyoruz. Bu arada 98 kilometrelik hat üzerinde bizim 15 bin askerimiz olduğu yönündeki kimi haberlerde bir yanlışlık söz konusu. Bahsedilen 98 kilometre, bizim sınırımızda değil, daha güneydeki bir bölgede. Orada Özgür Suriye Ordusu var. Bizim askerimiz ise bizim kendi sınırımızda görev yapıyor” dedi.

AKKUYU SANTRALİ DEVAM

Erdoğan, “Rusya’nın Akkuyu’da inşa ettiği nükleer santral yapımı mevcut süreçten nasıl etkilenir?” sorusuna, “Bu hususta Rusya’nın olumsuz bir açıklaması yok. Tam tersine halihazırda devam eden bir süreç var. Rusya’nın nükleer santral yapımında kullanmak üzere buradaki banka hesaplarına yatırdıkları ciddi bir rakam var. Süreç devam ediyor, durmuş olan bir şey yok” cevabını verdi.

BAŞKANLIK GEREKLİ

Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:“Yeni anayasa, şüphesiz ki Başkanlık Sistemi ile güç kazanacaktır. Başkanlık Sistemi’ne de hükümet programında yer verilmiş vaziyette. Şu anda tabii ki hükümetin gücü tek başına buna müsait değil. Ama bu, parlamentodaki diğer partilerin desteği ya da anayasa değişikliği için referanduma destek vermeleri halinde, pekala mümkün olabilir. Bu hususta, anayasa değişikliği yapılsa bile değişiklik referanduma götürülmeli.  Başkanlık Sistemi’nin, Türkiye’ye çok ciddi bir sıçrama kazandıracağına inanıyorum. Çift başlılığı ortadan kaldırmak lazım. Aksi taktirde, birbirinizi ne kadar sevseniz de, geçmişte ne kadar beraber olsanız da, zaman zaman sıkıntılar söz konusu olabilir.”

O SİLAHIN TERÖRİSTE AİT OLDUĞU KESİN

(Tahir Elçi’nin öldürülmesi) Olayın aydınlanmasını bile beklemeden hemen polis kurşunu ile ölmüştür şeklinde bir yaklaşım sergilemek, o zatın (HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş) alışkanlığıdır. Hatırlarsanız, Ankara’da garın önündeki hadisenin akabinde de hemen, ‘Katil devlettir’ demişti. Elde hiçbir delil olmadan bu tür ifadeler kullanmak, siyasetçiye yakışan bir şey değildir. Ama kimileri, ‘Çamur at, izi kalsın’ mantığıyla hareket ediyor. Elçi’nin vurulduğu yerde bulunan silahın teröristlere ait olduğu kesin. Kurşun konusunda ise incelemelerin neticelenmesini beklemek lazım.

ÇÖZÜM SÜRECİNDE YENİ ARAYIŞ YOK

Milli birlik ve kardeşlik projesi, zaten bu işin bütününü kapsıyor. Şu an yeni bir arayış içerisine girmeyi gerektiren bir durum yok. Ama çok farklı bir şey ortaya çıkarsa, tabii ki bir değerlendirme yapılabilir. Milli birlikten kastımız, 78 milyonun birliği. Kardeşlik bu projeyle yakalanacak irtifayı ifade ediyor. Bu irtifayı yakalamaktan daha güzel ne olabilir? Siz eğer benim Kürt vatandaşlarımı veya bölgeyi zerre kadar seviyorsanız, belediyelerin araçlarını o tür hendekler kazmak için kullanmazsınız. Kullanıyorsanız, sevgi yok demektir. Ama birileri öyle yapıyor diye, biz o bölgelere hizmeti kesmeyiz. Bölgeye bugüne kadar nasıl yardım yaptıysak, bundan sonra da yapacağız. Çünkü bu ülke hepimiz ülkesi.