Demokratik Toplum Kongresi’nin 14 maddelik bildirgesinden ‘özyönetim ilanlarına ve hendekler kazıp kentleri birer savaş alanına çeviren PKK’lı teröristlere açık destek’ çıktı.


Bildirgede ”Halk meclislerinin ilan ettiği özyönetim ilanlarını, halkımızın her alanda yürüttüğü haklı ve meşru direnişi sahipleniyoruz” denildi.

ÖZERK BÖLGE BİRKAÇ KOMŞU ŞEHRİ KAPSASIN

Skandal bildiride ülke genelinde kültürel, ekonomik, coğrafi yakınlıkları dikkate alınarak bir veya birkaç komşu şehri kapsayacak biçimde demokratik özerk bölgelerin oluşturulması yer alırken tüm bu özerk bölgelerin ve kentlerin demokratik esaslarla seçilmiş meclisler ve meclisler içinden seçilmiş özyönetim organları tarafından Türkiye’nin yeni demokratik Anayasasının temel prensipleri çerçevesinde yönetilmesi gerektiği de belirtildi.

HENDEK SAVUNMASI

Deklarasyonda mutabakatın sona erdirilmesiyle Kürt halkının en meşru ve demokratik taleplerinin şiddet yöntemleriyle bastırılmaya çalışıldığı, bunun sonucunda, bazı il ve ilçelerde halk meclislerinin özyönetim kararı aldığı, bu özyönetim alanlarını da hendekler ve barikatlarla savunma durumunu ortaya çıkardığı savunuldu.

MEŞRU DİRENİŞ

Bölgede yaşanan olayları “meşrulaştırılan devlet terörü”ne karşı, “meşru direniş” olarak açıklayan deklerasyonda “Özünde kendi kendini yerelden yönetme, yerel demokrasiyi inşa etme talebi ve mücadelesidir” ifadelerine yer verildi.

ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK

Kürtlerin hukuki, siyasi ve statü talebi kabul edilmediği için kendi öz gücüne dayanan bir mücadele sürdürdüğünün belirtildiği deklerasyonda, “Yaşadığımız bütün sorunların aşılabilmesi için diyalog ve müzakere kanallarının yeniden devreye girmesi önemlidir” denildi. Deklerasyonda sürecin sağlıklı ve istikrarlı yönetilebilmesi için de Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması istendi.