İstifa gerekçesiyle ilgili bilgi veren Tunay, "Öteden beri, yanlış veya hatalı olduğuna inanarak düzeltilmesi yönünde parti üst yönetimi ile paylaştığım bazı politika ve söylemlerin istifa kararımı etkileyen hususlar olduğunu belirtmeliyim." dedi.

TBMM Dışişleri Komisyon Üyeliği'nden önceki gün istifa eden Tunay, yaptığı yazılı açıklama ile istifasının gerekçesini bildirdi. Tunay açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Gelinen noktada yanlış ve hatalı politika ve söylemlerin ortadan kaldırılması yönünde çabalarının gösterilmemiş olmaması komisyondan istifa etmemin temel gerekçesini oluşturmuştur. Bir milletvekili olarak, mevcut sorunlarla mücadele etmek ve kendi doğrularım çerçevesinde sorunların çözümü noktasında partinin üst yetkilileri ile görüşmek ve çözüme yönelik önerilerimi paylaşmak her zaman temel ilkem olmuştur. Bu çerçevede, süreç içerisinde düşüncelerimi parti yönetimi ile sözlü olarak paylaştığım gibi, tarihe not düşülmesi amacıyla ve belki de daha etkili olur inancıyla yazılı olarak da paylaştım. Ancak gelinen noktada, sorunların çözülmediğine üzülerek şahit oldum. Kamuoyunda oluşan politik algıların çoğunlukla gerçeklik olarak değerlendirildiğini görmezden gelirsek, yapılan hataları da göremeyiz ve suçluyu hep başka yerlerde ararız. Ne kadar çalışılırsa çalışılsın, mücadele edilirse edilsin; bazen bir hata, atılan yanlış bir adım yürütülen bütün olumlu çalışmalarınızı kamuoyu nezdinde değersizleştirebilir. İktidarların iç ve dış politikalarını irdelemek, hatalarını kamuoyuyla paylaşmak, eleştirmek ve çözüm önermek muhalefetin asli görevidir. Ancak, mevcut iktidarın var olan hakim gücü karşısında; ana muhalefet partisi olarak bin bir zorluk içerisinde muhalefet yapılmaya çalışırken, birkaç milletvekilinin yaptıkları açıklamalarla veya attıkları yanlış adımlarla partiyi zor durumda bırakmış olmaları muhalefet gücümüzü tutarsız ve etkisiz kılmaktadır. Yanlış olduğuna inandığım bu açıklamaların ve atılan adımların sonucu olarak tespit ettiğim, kamuoyunda da bu tespitlerim yönünde oluştuğuna inandığım bazı yansımaları özellikle paylaşmak isterim. Kamuoyunda Ortadoğu'nun eli kanlı diktatörlerini destekliyormuşuz algısı oluşturulmasına zemin hazırlanmıştır. Dünyanın önde gelen ülkelerinin ve en başta da Türkiye'nin ‘darbedir' değerlendirmesi yaptığı bir olay karşısında gelişmeler henüz soğumadan taşlar yerine oturmadan, kaos ve belirsizlik ortamı varken darbe yönetimi ile görüşülüyorsa yanlış ve üzücü algıların oluşmasına sebep oluyoruz."

BRÜKSEL VE AB

"Brüksel'de, yapılan yanlış bir hamle sonucunda doksan yıllık partimiz, bir temsilcinin yakışık olmayan ve asla kabul edilemez bir takım hakaret niteliğindeki sözlerine maruz bırakılıyorsa ve sonrasında da bunlar hiç yaşanmamış gibi bu sözlerin sahibi kişi ile sıcak dostluklar kurulmaya çalışılıyorsa AB nezdinde tutarsız bir görüntünün oluşturulmasına zemin hazırlanmıştır."

ABD GEZİSİ

"Uzun yıllar sonra parti olarak kendimizi daha iyi anlatabilmek amacıyla düzenlenen ABD resmi gezisinde yer alacak kişiler tespit edilirken, bilgi ve birikimler, sağlanacak katkılar değerlendirmiyorsa, yani kimleri heyete alırsak maksimumda fayda sağlarız düşüncesi hakim olmuyorsa, hatta partide bu resmi gezinin çok daha verimli ve etkili olabilmesi için çevresi, gücü olan insanların varlığı bilinmesine rağmen, bu insanların da ısrarlı katkı sağlama talebi göz ardı edilerek heyette yer verilmiyorsa bu çok düşündürücü ve üzücü bir durumun ortaya çıkmasına sebep oluyor. Gezideki amaca katkı sağlayabilecek kişilerin ABD gezisi heyetinde yer almasını bırakın, fikirleri dahi alınmıyorsa, dinlenmiyorlarsa, birikim ve liyakatin yok sayılmasına zemin hazırlanıyor demektir. Yine söz konusu ABD gezisine katılacak basın mensupları konusunda da eşit ve adil davranılmıyorsa ve katılacak olanlar adeta sır gibi saklanıyorsa, ABD resmi gezisinin planlanan haliyle alt düzeyde kalarak beklenen faydayı oluşturmamasına zemin hazırlanıyor demektir. Gelinen noktada ‘ABD gezisini daha ciddi temaslar planlamak suretiyle zenginleştirilmesi için imkânımız ve gücümüz vardır' diyen insanlara  ısrarla fırsat verilmiyorsa aslında söylenecek çok fazla söz de kalmamış oluyor. Tüm bu hususlar karşısında Dışişleri Komisyonu üyeliğimin devamının da bir anlamı kalmamış oluyor."

GENÇLERİN PARTİYE DAVETİ

"Diğer taraftan, partinin en üst kademesinden en alt kademesine kadar herkesin dillendirdiği üzere ‘merkez sağdan insanlara kapımız açık, bugün birlik beraberlik ve dayanışma günüdür, özellikle gençler başımızın tacıdır', sözleriyle her fırsatta partimize kitleler davet ediliyor, ancak daha sonra da partiye katkı sağlayabilecek nitelikteki gençler görmezden geliniyor, yok sayılıyorsa bu üzücü bir durumun ortaya çıkmasına yol açıyor. Geçmişte merkez sağda yer alan önemli partilerin milletten koparak ülke siyaset sahnesinden ayrılmalarında önemli payı olan bazı insanların partimizin merkez sağa açılımının mimarları olarak gösterilmesi veya birileri tarafından bu şekilde sunulmalarına ise ses çıkarılmıyorsa, bu durum partideki herkesi kırar ve üzer. Gerek merkez sağ, gerekse diğer kesimlerden olmak üzere, Türkiye'nin nüfus yapısına uygun olarak gençler üzerinden ve gençleri kazanıp yanımızdan hiç ayırmadan kitlelere doğru mesajlar verilemiyor. Böylelikle, partiye yıllarını vermiş örgüt emekçilerini üzmüş oluyoruz ve ‘bu isimler ile mi açılımlar yapacağız?' söyleminin örgüt emekçileri tarafından dillendirilmesine sebep oluyoruz. Aynı zamanda, geçmişte merkez sağ partilere oy vermiş olup, bugün ise oy verecek parti bulamayan insanların ‘neden genç, dinamik, tertemiz insanlar ile bizlere ulaşılmıyor' sorgusunu yapmasına zemin hazırlamış oluyoruz. Bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonraki süreçte de ‘CHP varsa herkes için var' düşüncesinin partiye samimiyetle hakim olması gerektiğine inanarak, milletvekili seçildiğim ilk günden itibaren, toplumun her kesimini kucaklayan, kimseyi ötekileştirmeyen ve kararlılıkla ‘başarı sadece çok çalışmak ile ve bize oy vermeyen insanları da kazanmak ile olur' diyen anlayışla yürüttüğüm çalışmalara sade bir milletvekili olarak devam edeceğim."