Yusuf BAŞTUĞ/ ADANA, () - ADANA'da, ABD'den bir gönüllünün bağışladığı kemik iliği nakliyle yaşama tutunan lösemi hastası Özel Çağ Üniversitesi Uluslararası Finans Bölümü son sınıf öğrencisi 26 yaşındaki Canan Deniz Günay, artık her anın kıymetini bildiğini, yaşamın tadını çıkardığını söyledi.
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde 2012 yılının şubat ayında lösemi teşhisi konulan ve bir süre kemoterapi gören Canan Deniz Günay'a uygun kemik iliği bulunabilmesi için 2 kız kardeşi ve yakınlarına kan taraması yapıldı, ama uygun verici bulunamadı. Bunun üzerine Ulusal Kemik İliği Bankası aracılığı ile yurt içi ve yurt dışı taramalar yapıldı.
Umutların tükendiği anda ABD'nin New York kentinden müjdeli haber geldi. Kural gereği kimliği açıklanmayan ABD'li bağışçıdan alınan kemik iliği, uçakla önce İstanbul'a, ardından da Adana'ya getirildi. Laboratuvar incelemesinden geçirilen ilik, Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Klinik Direktörü Prof. Dr. Hakan Özdoğu, Medikal Direktörü Prof. Dr. Can Boğa ile Hücre İşleme Direktörü Doç. Dr. İlknur Kozanoğlu tarafından Canan Deniz Günay'a 2012'nin kasım ayında başarıyla nakledildi.
'MÜCADELEYE ODAKLANDIM'
Hastalığın teşhis ve ilk tedavi süreciyle ilgili bilgi veren Canan Deniz Günay, vücudunda bazı yaralar çıkınca annesiyle birlikte hastaneye gittiğini ve tahlillerin ardından lösemi tanısı konulduğunu anlattı. Hastalığı önce kendisine konduramadığını belirten Canan Deniz Günay, "Sadece 2 damla gözyaşımın aktığını hatırlıyorum. Annem, 'Biz bunu başaracağız bir tanem' diye teselli etti" dedi. Lösemiyle mücadelede ilk andan son dakikaya kadar 'Neden ben?' demediğini anlatan Günay, "Biz nasıl mücadele edeceğimize odaklandık ve bu bizim artımız oldu. Zor bir sürece girdiğimizin farkındaydık ama sonunda biteceğini biliyorduk. Her şeyi en güzel şekilde atlatmak için çaba saffettik" diye konuştu.
'VALİZİMİ ALIP ÇIKACAĞIM'
Hastalığı nedeniyle 2 yıl ara verdiği okulundan bu dönem mezun olacağını vurgulayan Canan Deniz Günay, şunları kaydetti:
"Tedavi sürecimde hastanede pijama giymeyi bile reddettim. Normal giyindim. Moralimi yüksek tuttum. Hep yaşama sevincim vardı. Buna bir hastalık olarak bakmadım hiç. Bu bir oyundu benim için. Kemoterapi de oyunun bir parçasıydı. Kötü olacağını biliyordum ama bilmek ve yaşamak farklı şeylermiş. Kötü olmadım desem yalan olur. Çok üzüldüğüm anlar oldu. Ama bir bayan olarak hayatımın başka bir kısmını kel olarak geçiremeyeceğimi düşünerek bunun da tadını çıkarmaya başladım. Bandanalarla, bir şekilde onu kamufle ettim. Nakil olmam gerekiyordu. Çok şanslıydım. Çok sıradan bir iliğim varmış. Çok fazla uyumlu ilik bulundu. Şans hep benden yanaydı. Şimdi çok iyiyim. Gerçekten her şey güzel. Her yeni gün yeni haberlerle yeni güzel şeylerle başlıyor. Yeni şeylerle uyanıyorum her yeni güne. Kontrollerim devam ediyor ama her şey çok iyi. Hayattan dersimi almış olarak devam ediyorum. Hastalığım nedeniyle 2 yıl ara verdiğim okuluma devam ediyorum. Bu dönem bitiyor. Sonrasında valizimi alıp çıkacağım. Hayat buymuş, bunu anladım. Her anın kıymetini biliyorum."

YB(BK/BT) (FOTOĞRAFLI)