İstanbul Kent Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Aynur Akıncı Aydoğan ailelerin çocuklarına kaygıyı yansıtmamaları gerektiğini dile getirdi. Özellikle küçük çocukların dünyayı öncelikle ebeveynlerinin duyguları, davranışları, tutumları ve var olan rutinlerindeki değişiklikler üzerinden algıladıklarını söyleyen Aydoğan, “Ebeveynlerinin bu dönemdeki endişeli halleri çocukların ‘Neler oluyor? Kendileri ve sevdikleri güvende mi? Her şey yolunda mı?  Neden her şey değişti?’ gibi soruları sormalarına yol açacaktır. Çocukların çevrelerinden duydukları haberler ve konuşmalar, okulların kapanması, sosyalleşmenin azalması, çoğu anne ve babanın işe gitmemesi gibi rutinlerde yaşanan değişiklikler onların bu sorgulamalarını ve kaygılarını da arttıracaktır. Bu nedenle öncelikle ebeveynler, sakin olmalı kendi kaygılarını çocuklara yansıtmamak konusunda çaba harcamalıdırlar” diye konuştu.


“ÇOCUKLARLA GEÇİRİLECEK ZAMAN OLARAK GÖRÜLMELİ”


Sürekli haber kanallarının izlenmemesi, çocukların yanında salgın ile ilgili konuşmaların yapılmaması, olayların ‘Bir şey yok’ denilerek saklanılmaması gerektiğini ifade eden Aydoğan sözlerine şöyle devam etti:


“Yaşananların çocukların yaşlarına uygun bir şekilde açıklanması, sordukları soruların basit, ayrıntıya girmeden ve anlaşılır şekilde cevaplanması ebeveynlerin ilk yapabilecekleri arasında sayılabilir.  İkinci olarak, ebeveynlerin bu süreci çocuklarıyla her zaman hayal ettikleri daha çok birlikte olma fırsatı olarak görüp, değerlendirebilmeleridir. Maalesef, günümüz şartlarında ailelerin çocukları ile geçirdikleri zaman oldukça kısıtlıdır. Eğer zorunlu olarak da olsa birlikte geçirecekleri bu süre, iyi planlanırsa herkes için bir kazanca dönüştürülebilir. Öncelikle unutulmaması gereken konulardan biri, bu dönemde yeni günlük rutinler oluşturulması gerektiğidir. Bu tür kriz dönemlerinde en azından günlük yaşamın öngörülebilir olması, her yaştaki çocuk için rahatlatıcıdır ve değişen durumlara uyum sağlamasını kolaylaştırır. Okulların kapalı olduğu bu dönem okula giden çocuklar için bir tatil değil, öğrenme sorumluluklarını evde yerine getirecekleri bir süreçtir. Bu nedenle çocukların yatma, kalkma, beslenme, ders, dinlenme ve oyun saatlerinin düzenlenmesine özen gösterilmeli ve mümkün olduğunca bu rutinlere uyulmalıdır. Rutinler okula giden çocukların fikirleri alınarak onlarla birlikte oluşturulabilir. Okul çocuğunun gün içindeki derslerinden arta kalan zamanlarında bilgisayar ve tablet kullanımının sınırlandırılması, dinlenme ve oyun zamanlarını nasıl geçireceği ile ilgili seçeneklerin oluşturulması, ebeveynle birlikte yapabilecek keyifli etkinliklerin planlanması evde oldukları sürecin kaliteli geçmesini sağlayacaktır.”


EBEVEYNLER İLE BİRLİKTE YAPILABİLECEK SANATSAL PROJELER


Etkinlikler için de önerilerde bulunan Aydoğan sözlerine şöyle devam etti:


“Çocukların yaşlarına göre değişen boyama, yapıştırma, kesme çalışmalarını içeren etkinlikle atık materyallerin de kullanılabileceği ve birlikte yapılabilecek sanat projeleri çocuğun yaratıcılığını, problem çözme becerisini ve el becerilerini desteklediği kadar iş birliği yapma becerisini de geliştirecektir. Yine çocukların yaşlarına uygun olarak seçilecek tekerlemeler, bilmeceler, masal ve öykü kitaplarının okunması, dramatize edilmesi, kuklalarla canlandırılması, yeni öyküler oluşturulması, çocuğun sosyal-duygusal, bilişsel ve dil gelişimlerini destekleyen ebeveyn ile birlikte yapılabilecek keyifli etkinliklerdir. Çocukların enerjilerinin ne kadar fazla olduğunu biliyoruz. Ebeveynler çocukların bu enerjilerini evde boşaltabilecekleri oyunlar planlayabilirler. Yastıklardan, sandalyelerden yapılacak parkurlar onların tırmanıp, yuvarlanıp, sürünerek geçebilecekleri bir macerayı yaşamalarını sağlayabilir. Sandalye kapmaca, balon oyunları, saklambaç, körebe gibi oyunlar ise daha küçük çocuklar için de eğlenceli olacak etkinliklerdir” ifadelerini kullandı.

Aydoğan, “Çocukların yaşlarına uygun olarak seçilecek filmleri birlikte patlattıkları mısırları yiyerek izlemek, filmin kahramanları, olaylar ve sonuçları hakkında konuşmak, ebeveynlerin de çocukları kadar keyif alacakları bir etkinlik olacaktır. Grup olarak oynanabilecek “Nesi var?” “Sıcak- soğuk” “Sesiz Sinema” vb. oyunlar, “Kızma Birader” “Monopolly” “Kelime bulma” “Dama” “Satranç” vb. masa başı oyunlarının oynanması, aile albümlerinin düzenlenmesi, aile videolarının izlenmesi tüm aile bireyleri ile birlikte yapabilecekleri etkinlikler arasında sayılabilir.”

Çocukların evdeki basit ev işlerine yardım edebileceğini de ifade eden Aydoğan son olarak şunları söyledi:

“Evdeki basit ev işlerine çocuğun yaşı ve becerileri doğrultusunda katılımının sağlanması, ebeveynin çocukla birlikte yemek, kek, kurabiye gibi yiyecekler yapması çocuğun sorumluluk duygusunu, öz güvenini, hatta yapılan işlere göre bilişsel ve motor becerilerini destekleyecektir. Daha büyük yaşlardaki çocuklarla ilgi duydukları konularda araştırmalar, deneyler yapmak, sonuçların sergileneceği posterler hazırlamak bilgisayarın amaca uygun kullanılmasını sağlayacağı için önerilebilir. Tüm bu etkinlikler planlanırken çocuğun ilgileri, sevdiği etkinlikler, gelişim düzeyleri dikkate alınmalıdır. Ebeveynlerin de bu etkinliklere isteyerek ve keyifle katılmaları, çocukların etkinlikler içerisinde özgür ve lider olmalarına fırsat vermeleri de çok önemlidir.”