İZMİR, () - İZMİR Kent Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehtap Çakır, hipofiz bezi tümörlerine genetik faktörlerin de yol açtığının kanıtlandığını belirtti. Bu nedenle hipofiz tümörü olan hastalarda aile öyküsünün mutlaka sorulması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Çakır, "Eğer ailede hipofiz tümörü varsa genetik analiz yapılabilir. Böylece hastanın kardeşleri ve çocukları takibe alınarak hastalık erken dönemde yakalanabilir" dedi.
Hipofiz bezinin beynin alt kısmında, burnun arkasına denk gelen bölgede yerleşmiş küçük bir endokrin (hormon salgılayan) bez olduğunu belirten Prof. Dr. Çakır şunları söyledi:
"Bu bez vücutta boy uzaması, büyüme, cinsel fonksiyonlar, emzirme sırasında süt gelmesi, stres durumları, metabolizma gibi pek çok durumu kontrol eden hormonları salgılar. Hipofiz bezi bu hormonların bir kısmı ile tiroid ve böbrek üstü bezlerini de yönetir. Hipofiz bezi tümörleri genellikle yavaş büyüyen ve iyi huylu tümörlerdir. Bu tümörlere bağlı meydana gelebilecek problemlerden biri, tümörün büyüyerek hipofiz bezinin üst kısmında yerleşen göz sinirine baskı yapması ve buna bağlı gelişen baş ağrısı ve görme defektleridir. Hipofiz bezi tümörleri sadece büyüklük ile değil, hormon salgılama özellikleri açısından da takip edilmelidir."
AİLESEL FAKTÖR ORTAYA ÇIKARILDI
Hipofiz bezi tümörü olan hastaların bir kısmında ailede de hipofiz tümörü görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Mehtap Çakır şu bilgileri paylaştı:
"Yapılan araştırmalar hipofiz tümörü olan hastaların yaklaşık yüzde 5'inin hastalığı ailelerinden kalıtsal olarak aldığını gösterdi. Bu hastaların bir kısmı ise 'FİPA' (ailevi izole hipofiz adenomu) hastalarıdır. Bu nedenle hipofiz tümörü olan hastalarda aile öyküsü mutlaka sorulmalıdır. Eğer ailede hipofiz tümörü varsa genetik analiz yapılabilir. Aynı durum böbreküstü bezi tümörleri için de geçerlidir. Böylece hastanın kardeşleri ve çocukları takibe alınarak hastalık erken dönemde yakalanabilir."
FOTOĞRAFLI