Etimesgut Şehit Sait Ertürk Devlet Hastanesi Covid-19 Yoğun Bakım Servisi Sorumlusu Dr. Sevgi Bağlı Seyhan ve ekibi, burada tedavi gören hastaların en büyük kaygılarından birinin de ailelerinden haber alamamak olduğunu söyleyerek bir uygulama başlattı.

Yoğun bakım servisinde yatan hastaların aile ve yakınlarından gelen video mesajlar görevli hemşireler tarafından hastalara izletilerek onlara moral veriliyor. Bu sayede ailelerinden habersiz kalmayan hastalar, kendilerini umutla bekleyen aileleri için mücadeleyi bırakmamaya çalışıyor.

Yaklaşık 2 yıldır Covid-19 Yoğun Bakım Servisi'nde görev aldığını söyleyen Dr. Sevgi Bağlı Seyhan, bu uygulama sonrasında hastalarda moral anlamında ciddi olumluluklar oluştuğunun altını çizerek, “Hastalar hasta yakınlarından ayrılıyorlar ve hiç haber alamıyorlar. Kendilerinin solunum sıkıntısı var ve nefes alamıyorlar. En önemli problemleri zaten nefes alamamak. Bir de üzerine yalnız kalmak, öleceğim korkusu ve yalnız öleceğim korkusu onları çok tedirgin ediyordu. Biliyorsunuz pandemi nedeniyle hasat yakınlarını da içeri alamıyoruz. Aynı zamanda hastayı göstermek de hasta mahremiyetine aykırı oluyordu. Çünkü maskeler, sondalar birçok şeyler vardı. Hastalar öyle de görünmek istemiyordu ama ailelerini de görmek istiyorlardı. Bu sebeple biz de bir uygulama başlattık. Hasta yakınları bize videolarını gönderiyorlar. Hastalar ile ilgili onları motive edecek, morallerini yükseltecek videoları gönderiyorlar. Bunu da hastalara izletiyoruz. Bu birkaç dakikalık da olsa havalarını gerçekten çok değiştiriyor. Moral ve motivasyonlarını çok artırıyor. Biz de direkt gözlemleyebiliyoruz. Yalnız olmadıklarını hissediyorlar. Yani sadece bizimle değil, yakınları ile de birlikte olduklarını hissediyorlar” ifadelerini kullandı.

“Maalesef ki ilaçları kullanmadım”

Yaklaşık 1 aydır Covid-19 yoğun bakım servisinde tedavi gören Faruk Akar, testi pozitif çıktıktan sonra kızının müdürünün tavsiyesi doğrultusunda Sağlık Bakanlığı tarafından tavsiye edilen ilaçları kullanmadığını ve bu durumdan çok pişman olduğunu vurgulayarak, “Ayın 21'inde kızım olmuş. Burada tetkik yaptırmış ve ‘baba hemen sen de git' dedi. Ben de hemen acilen geldim burada tetkikimi yaptırdım. Birkaç saat sonra bana Covid olduğumu söylediler. Bir eleman ile ilaç göndereceklerini söylediler. Bu ilaçları da ‘yarın sabahtan itibaren 8-8, geri kalanları da 3-3 alacaksınız' dediler. Kızımın çalıştığı yerde müdürü demiş ki, Sağlık Bakanlığı'nın vermiş olduğu o ilaçları sakın kullanmayın. Maalesef ben kızımın sözünü dinleyerek, kendisi de 8 almış gerisini bırakmış. Ben de yanlış olduğunu düşünerek almadım. Başka ilaçlar aldım. D vitamini, bir de ağrı kesici aldım 5 gün. Tabi bu arada hiçbir şey yiyemedim. Gözlerim kan çanağına dönmüştü. Yemeği zoraki yiyordum. Birkaç lokma, birkaç yudum. Sonra bir cumartesi günü kızım çağırınca ambulans ile apar topar geldiler. Hemen oksijenimi ölçtüler, 48'e düşmüş. Hemen Covid bölümüne götürdüler, oksijen verdiler kendime geldim. Oradan sonra da yoğun bakımda yatmamı söylediler. 1 aydan fazladır da burada yatmaktayım” şeklinde konuştu.

“Çok yüksek moral oldu bana”

Ailesinden ve yakınlarından gelen video mesajların kendisine çok büyük moral olduğunu kaydeden Akar, “Çok yüksek moral oldu bana. Çok özledim onları. Torunum var, eşim var, kızım var. Burada başka kimsemiz yok. Yurtdışında Avusturya'da oğlum var. Dünyanın bir ucunda, zamansız yakalandık. Buraya geldik ve çok zor aşamalardan geçtik. Allah kimseye vermesin. Buranın değerli elemanları gece gündüz demeden yardımcı oldular. Tabi mücadele ile bugünlere kadar geldik. Hepsinden çok memnunum. Allah devletimize zeval vermesin. Sağlık Bakanlığı'nın doktorlarından yardımcı elemanlarına kadar hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim” diye konuştu.