Fırat KESKİNKILIÇ -Hakime TORUN / ANKARA () - HALKLARIN Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, partisinin grup toplantısında konuştu.



Danıştay'ın kuruluş yıldönümünde yaşananların devlet krizi olduğunu söyleyen Tuncel, "Danıştay'ın kuruluş yıldönümünde yaşanan kavga değil devlet krizidir. Bu kriz giderek derinleşiyor ve her fırsatta karşımıza çıkacağını gösteriyor" dedi.



AİHM'nin Kıbrıs kararını da değerlendiren Tuncel, "Davutoğlu işine gelince uluslararası mahkeme kararıdır. İşine gelmeyince de tanımıyoruz. Karar, Türkiye'nin yanlış politikasının sonucudur" dedi.

Kürt halkının sorunlarına değinen Tuncel, "200 yıllık Ortadoğu geçmişinde Kürt halkına dayatılan inkar, imha politikası devletlerin adı değişse de hiçbir zaman değişmemiştir. İran, Irak, Suriye ve Türkiye'de devlet her zaman için baskı zor ve işkenceyi bir politika olarak değerlendirmiştir. 13 Mayıs 1974'te Leyla Kasım idam edildi. Leyla Kasım'ın yoldaşı Sakine Cansız, o da bu mücadelede hiç diz çökmedi. İşkencecileri utandı ondan. Paris'te katledildi. Tüm devrimci, kadınları saygıyla, sevgiyle anıyorum. Mücadeleniz, mücadelemizdir. Bugün idam Kürtler açısından hala bir sorun olmaya devam ediyor" diye konuştu.

"İRAN'DAKİ İDAMLARA DA KARŞI DURMAK DURUMUNDAYIZ"



"İran'da Kürtler politik nedenlerle idam ediliyorlar. Önümüzdeki günlerde, İran'da, 59 Kürt siyasetçi ve dini mahkum edilmekle karşı karşıya. Mısır'daki idamlara karşı Parlamento ortak bir deklarasyon yayınladı. Mısır'daki, İran'daki idamlar politiktir. İran'daki idamlara da karşı durmak durumundayız. Başta hükümet olmak üzere Ana muhalefetten, muhalefet partisinden idam konusunda gerçekten samimilerse İran'daki idamlara da karşı çıkmaları gerekiyor. İran hükümetini uyarıyoruz. Bir an önce bu idamlardan vazgeçin" dedi.

"BU DEVLETTEN ALACAĞIMIZ VAR"



Kürtçe dil bayramını, Kürtçe konuşarak kutlayan Tuncel, "13- 22 Mayıs Kürt dil bayramı olarak kutlanıyor. Tüm Kürdistanlılara bayramınız kutlu olsun diyorum. Hala bu kürsüde yeterince Kürtçe konuşamıyorsam bu benim suçum değil. Bu devletin inkar, imha politikasının suçudur. Bu devletten alacağımız var" diye konuştu.

"BU BAŞBAKANIN LÜTFU DEĞİL. KÜRT HALKININ DİRENİŞİ SONUCUDUR"



Tuncel, "Başbakan diyor ya inkâr sona erdi. Bu Başbakanın lütfu değil. Kürt halkının direnişi sonucudur. Selam olsun direnenlere" dedi.

"30 BİN ENGELLİ PERSONEL AÇIĞI VAR. 3 BİN ENGELİ PERSONEL ALINIYOR"



Engelliler haftasına değinen Tuncel, "Engelli olmak Türkiye'de bir sorun. Mesele, Türkiye'deki zihniyetin engelli olmasıdır. Bu kadar sıkıntı yaşıyorsa yaklaşımla ilgili bir şey. Engelli denince zavallı konumuna konuluyor. Bu en büyük işkencedir. Engelli zavallı değildir. Engelliyi zavallı görenler zavallıdır. Türkiye'de 9 milyona yakın engelli yaşıyor. 30 bine yakın engelli personel açığı var. 3 bin engeli personel alınıyor. İhtiyaca kadar bile engelli istihdam edilmiyor. Birçok engellinin maaşları geri alınıyor" ifadelerine yer verdi.

"VİCDANİ RED YASASI DERHAL ÇIKMALI"



Vicdani red yasasının çıkması gerektiğini söyleyen Tuncel, "Bugün dünya vicdani red günü. Türkiye bu konuda söz vermiş olmasına rağmen hükümlülüklerini yerine getirmedi. Hala yasa çıkmış değil. Hala Türkiye'de insanalar vicdani red hakkını kullandıkları için askeri mahkemelerde yargılanıyorlar. İşkence görüyorlar. Zorunlu askerlik diye bir uygulama var. Zorunlu askerliğin olduğu yerde demokrasiden, özgürlüklerden bahsetmek mümkün değil. Askere gitmemek temel insan hakkıdır. Bir an önce hükümetten madem gerçekten bu halk için gençler için bir şey yapıyorsun, gitmek isteyenler zaten gidiyor. Gitmek istemeyenleri niye zorla askere alıyorsun. Derhal bu yasayı çıkar diye öneriyoruz" diye konuştu.

"ÜLKENİN BAŞBAKANI KADIN İLE ERKEK EŞİT DEĞİLDİR DİYOR"



Diyarbakır'da hafta sonu yapılan İslam Kongresi'ne de değinen Tuncel, "Bu ülkenin Başbakanı bile her fırsatta kadın ile erkek eşit değildir diyerek, kadınlar üzerindeki baskıyı zulmü tacizi, tecavüzü meşrulaştıran bir yaklaşım içerisindedir. Kadınlar bu ülkede bu kadar şiddet, baskı görüyorsa bu erkek egemen zihniyetin yaklaşımıdır" ifadelerine yer verdi.

"YAZLA BİRLİKTE ÇATIŞMA ZEMİNİ SUNUYOR"



Çözüm sürecine değinen Tuncel, "Çözüm sürecinden yanayız deniliyor. Ancak AKP hükümeti maalesef bu söylediği şeyin arkasında durmuyor. Bir yandan çözüm süreci diyor bir yandan kalekollar yapıyor. Yazla birlikte çatışma zemini sunuyor. Kürtler direniyor. Barış süreci diye halk dağlarda nöbetler tutuyor. Askerle gerilla karşı karşıya gelmesin diye nöbet tutmaya devam ediyor. AKP hükümetine buna karşılık hiçbir şey yapmıyor. Geri çekilme sürecinde, terörle mücadele kanunu kaldırmadı. Yeni anaysa sözü verdi yapmadı masadan kalktı. Hasta tutukluları bile bırakmadı. KCK tutuklularını 5 yıl rehin tuttu şimdi serbest bıraktı seviniyoruz. Yargılama devam ediyor. Hala Hatip Dicle cezaevinde" diyerek eleştiride bulundu.

"TAHLİYE EDİLMEMESİNİN TEK NEDENİ OLA Kİ ŞIRNAK'TA GÖSTERİ İLE KARŞILAŞIRLARMIŞ "



Tuncel, "Ramazan Özalp dosyası vahim bir dosyadır. Tahliye edilmemesinin tek nedeni ola ki Şırnak'ta gösteri ile karşılaşırlarmış. Şırnak'ta halk ayağa kalkarmış. Şırnak'ta zaten halk ayakta" dedi.

"HANİ BARIŞIYORDUK. NİYE KALEKOL YAPIYORSUN?"



Tuncel, "Çözüm sürecinde boş durmadılar. Niye yeni korucu kadroları açıyordun? Niye insanları silahlandırıyorsun? Bir çok korucu Kürdistan'da toplumsal sorunlara neden olmaktadır" dedi.

"MADEM BARIŞIYORUZ NEDEN KALEKOL YAPIYORSUN?"



343 kalekol ihalesinin verildiğini bu durumun çözüm sürecine zarar verdiğini belirten Tuncel, "Çıkarılan yargı paketleri sadece kendilerini korumak için. Madem barışıyoruz neden kalekol yapıyorsun? 343 kalekol ihalesi verilmiş, 102'sinin inşası tamamlanmış. Madem barışıyoruz, neden güvenlik barajı yapıyorsun? Çözümden barıştan bahsediyorsanız, koruculuğu lağvedeceksiniz. İnsanlık suç işlemeyenleri başka alanlarda istihdam edebilirsin ama niye hala insanları silahlandırıyorsun, korucu alıyorsun?" diye sordu.

"ARTIK LAF ZAMANI BİTMİŞTİR ARTIK BARIŞ ZAMANIDIR"



Tuncel, "Artık laf zamanı bitmiştir. Artık barış zamanıdır. Barış barış demekle gelmiyor. Çözüm süreci yerel seçimlerde rahat edeyim. Şimdi de cumhurbaşkanlığı seçimleri var" dedi.

"CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNE GİDENE KADAR, KÜRT SORUNU ÇÖZÜMÜNDE ADIM ATMAYACAĞIM YAKLAŞIMI"



Çözüm süreci için kalıcı adımların atılması gerektiğini söyleyen Tuncel, "Hükümet durmadan çözüm sürecinden bahsediyor, Kürtlerin karnı lafa doydu, herkesin doydu. Barış için somut adım atılmalı. 'Çözüm süreci devam ediyor; yerel seçimlerde rahat edeyim; aman şimdi de Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Aman kimse dokunmasın. Öyle yağma yok. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidene kadar, Kürt sorunu çözümünde adım atmayacağım. Yaklaşımı artık kabul görmez. AKP, bir an önce çözüm için adım atmalı. Çözüm için yüzleşmek gerekir. Hakikatleri araştırma komisyonu kurulmalı. Barış ve müzakere yasası çıkarılmalı. Bugün savaş sadece Kürtlerin değil bütün ülkenin meselesidir" ifadelerine yer verdi.

"CÜBBESİNİ ÇIKARIP GELENLER SİYASET YAPABİLİYOR MU?"



Danıştay'ın kuruluş yıldönümü töreniyle ilgili kendilerine davetiye gönderilmediğini ve bunun nedenini bilmediklerini belirten Tuncel, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşmasında Kürt sorununa ilişkin bir tane cümle kullanmadığını sadece KCK ile ilgili bir cümle söylediğini dile getirdi.

"BAŞBAKAN'IN ORADAKİ TEK KİŞİLİK TİYATRAL GÖSTERİSİ"



Başbakan Erdoğan'ı sert bir dille eleştiren Tuncel, "Başbakan'ın oradaki tek kişilik tiyatral gösterisi. Başbakan her fırsatta kimin siyaset yapacağını söylüyor, cübbesini çıkarıp gelenler siyaset yapabiliyor mu? Cübbesi olmayan 10 bin siyasi tutsak 5 yıldır bu ülkede yargılanıyor" dedi.

"DANIŞTAY'DA YAŞANAN KAVGA DEĞİL DEVLET KRİZİDİR"



Danıştay'ın kuruluş yıldönümünde yaşananların devlet krizi olduğunu söyleyen Tuncel, "Danıştay'ın kuruluş yıldönümünde yaşanan kavga değil devlet krizidir. Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş yıldönümü töreninde de benzer durum yaşandı. Bu kriz giderek derinleşiyor ve her fırsatta karşımıza çıkacağını gösteriyor. Sayın Başbakan, siyaseti toplum yapar, siyasetçilere bırakırsak vay bu ülkeni haline. Siyasetin yeri sadece Parlamento değil, sokaktır" diye konuştu.

"BAŞBAKAN, BERKİN ELVAN'IN ANNESİNİ BİR KEZ DAHA AĞLATTI"



Tuncel, "Başbakan Erdoğan'ın Gezi'de neden insanların sokağa çıktığını anlama yerine farklı tavır içerisinde olduğunu öne süren Tuncel, "Başbakan, Berkin Elvan'ın annesini bir kez daha ağlattı. Ayrıştırma, kutuplaştırma yapmayın, anneleri ağlatmayın" dedi.

"CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ VE MAGNA KARTA"



Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen Tuncel, "Yıl 1215 Magna Karta, İngiltere Kralı yetkilerini daraltıyor, yıl 2014 Başbakan yetkilerini genişletiyor. Yetkilerinizi genişletmeyin, daraltın, halkla paylaşın" dedi.

"BAŞBAKANA YETKİLERİ YETMİYOR TEK BAŞINA SULTAN OLMAK İSTİYOR"



Tuncel, "Başbakan, kendi iktidarınız için Türkiye'yi felakete götürüyorsunuz. Bunun farkına varmanız için mücadelemizi yükselteceğiz. Başbakana yetkileri yetmiyor. Tek başına sultan olmak istiyor" dedi.

"AİHM'NİN KIBRIS KARARI TÜRKİYE'NİN YANLIŞ POLİTİKASININ SONUCUDUR"



AİHM'nin Kıbrıs kararını da değerlendiren Tuncel, "Davutoğlu işine gelince ulusalararası mahkme kararıdır. İşine gelmeyince de tanımıyoruz. Karar, Türkiye'nin yanlış politikasının sonucudur" dedi.

(HT)