MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e "Çok istiyorsan üniformanı çıkarıp, AKP'den aday olsaydın" dedi.


Süleyman Şah Türbesi'nin boşaltılması Ankara'da tansiyonu yükseltmeye devam ediyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e, “Harbiye’de vatan konusu işlenirken dersi mi kırdın, okuldan mı kaçtın?” diye sormuştu. Necdet Özel ise, Bahçeli'ye "Yüce Türk Milletine ve onun Milli Ordusuna hizmet etmiş bir kişi olarak benim vatan-millet-bayrak şuurumu sorgulama hakkının olmadığını düşünüyorum" diye yanıt vermişti.

Oktay Vural ise, bugün Necdet Özel'e ziher zemberek bir yanıt verdi. Vural, "Diyor ki 'Kişiliğine, savunduğu fikirlere yakıştıramadım' Sen kimsin ki? Genel Başkanımın kişiliğini ve savunduğu fikirleri sen ne biliyorsun? Özel'in bu ifadesi, doğrudan doğruya siyaset yaptığını ortaya koymaktadır. Çok istiyorsan üniformanı çıkarıp, AKP'den aday olsaydın" dedi.

SEVR BENZETMESİ

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Şah Fırat Operasayonu'na ilişkin hükümeti eleştirerek, "Eğer sen orayı Anadolu toprağı gibi görüyor ve bugün oradan çekilmişsen, sen aynı zamanda Anadolu topraklarından da çekilebileceğini kabul etmişsin demektir" dedi.

Oktay Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Şah Fırat Operasyonu'nu değerlendirdi. Hükümetin vatan topraklarına sahip çıkamadığını, terk ettiğini, terör örgütünün kuklası olduğunu iddia eden Vural, "Bu irade Sevr'i imzalayan Damat Ferit anlayışından öte bir anlam taşımamaktadır" dedi.

Bir gece yarısında gecekondu zihniyetiyle vatan toprağının terk edildiğini savunan Vural, adeta tapulu bir arazinin yabancılara teslim edildiğini, başkalarının arazisinde gecekondu anlayışı sergilendiğini ve bunun bir zafer olarak hazmettirilmeye çalışıldığını ileri sürdü.

Merkebini kaybeden Nasreddin Hoca'nın sevincinin nedenini sorduklarında, "Ya ben üzerindeyken kaybolsaydı ne yapardım?" yanıtını verdiğini anımsatan Vural, "Kaybolan merkebin üzerinde sen olmadığını iddia ediyorsun ama kaybolan, milletin vatan toprağı" dedi.

KÜRDİSTAN'I BİRLEŞTİRMENİN PARÇASI

Vural, şöyle devam etti:

"Bu, AKP-PKK işbirliği ve bu kapsamda dört parçalı Kürdistan'ı birleştirmenin bir parçasıdır. AKP Hükümeti bu ihanet senaryosunu uygulamaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, 38 kilometre ötedeki bir toprağı PYD'nin bulunduğu yere getirmek suretiyle bu senaryonun üst akılla gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Hepsi bir planın parçasıdır.

Operasyon, PYD'nin eskortu eşliğinde gerçekleştirilmiştir. Terörist başının posterinin, flamalarının olduğu bir yerde, benim ay yıldızlı bayrağımı onlara bırakmak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin egemenliğini ortadan kaldırmak amacı taşıyor.

Ahmet Davutoğlu, 'Operasyon gizliydi. Ne yardım alındı ne talep edildi' diyor. Dün utanmadan, sıkılmadan PYD'ye bildirimde bulunduklarını söylüyorlar. Aynı bildirimi uluslararası koalisyona yaptıklarını söylüyorlar. Davutoğlu'nun bu itirafı, PYD'nin orada egemenliğini kabul ettiğini ortaya koyuyor.

Bütün bunlar, misakı milli sınırlarını terör örgütlerine terk etme amacı taşımaktadır. Bütün bunlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nın, 38 kilometre ötedeki vatan toprağını koruyacak ne caydırıcılığı, ne de operasyonel bir kabiliyeti olmadığı bilgisini vermiştir. Benim ordumun böyle bir kabiliyeti vardır. Ama bu siyasi irade böyle bir zihniyeti ortaya koymuş.

Bütün bunlar, PKK ve PYD'ye bilgi verildiğini ortaya koyuyor. Bugün bu operasyonu haberdar edenlerin bundan önceki operasyonları da haberdar ettiğinin itirafıdır aynı zamanda. Bunun hesabını milletim soracak."

ANADOLU'DAN ÇEKİLECEĞİNİ KABUL ETMİŞSİN DEMEKTİR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Süleyman Şah Türbesi'nin güvenliğine ilişkin daha önce yaptıkları açıklamalarını izleten Vural, "(Her türlü saldırı ayniyle mukabele görür) diyenler, bugün güvenlik riski gerekçesiyle kaçıyorlar. Eğer sen orayı Anadolu toprağı gibi görüyor ve bugün oradan çekilmişsen, sen aynı zamanda Anadolu topraklarından da çekilebileceğini kabul etmişsin demektir. Eğer bununla ilgili güvenlik riski varsa, o namuslu, kan döktüğümüz bu mübarek topraklara getirseydiniz bari. Bunun asıl amaç ve hedefi, PKK ve PYD'nin Türkiye'nin muhatabı olması ve orada bir egemenlik alanı oluşturulmak suretiyle, İsrail'in istediği Suriye Kürdistanı'nın kurulmasıdır" diye konuştu.

Hükümetin fıtratında "kaçmak" olduğunu ileri süren Vural, Şah Fırat Operasyonu'nun adının da "kaçak operasyonu" adının verilmesi gerektiğini savundu.

GENELKURMAY BAŞKANI HADDİNİ BİLMELİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, partisinin Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi eleştirdiğini belirten Vural, şöyle devam etti:

"Genel Başkanımızın, vatan topraklarını bırakıp kaçanlara karşı söylediği kurşun gibi sözlere cevap vermeye kalkmıştır. Oslo'da pazarlık, Başbakanlık'ta kalpazanlık yapanların MHP Genel Başkanı'nın, vatan, millet edebiyatı ile eleştirmesi haddine değildir. Vatan sevgisi imandandır ve vatan uğruna cihad da farzdır. Vatan topraklarını terk edip sizin gibi sıvışmak; dinimizin, tarihimizin, ecdadımızın ne imanında ne değerlerinde ne de herhangi bir döneminde vardır.

Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı yerini ve haddini bilmelidir. Utanmadan, sıkılmadan, 'TSK'yı hedef aldı' diyor. Senin bu zillet iradene teslim olmuş omuzu kalabalık varsa bil ki Mehmetçik teslim olmaz. Bu şerefli ordu teslim olmaz. TSK'nın alnı şanlı tarihine kara leke olarak geçecek, Mehmetçiğin koruduğu iradeye ve imanına aykırı talimat veren herkes bunun sorumlusudur.

Utanmadan, sıkılmadan bir de kalkıp atamayla gelmiş bir bürokratın 'tırnağının paresi bile olamazsın...' 46 yıldır şerefle bir mücadele sürdürüyoruz. Biz milletin iradesiyle buradayız, senin Genelkurmay Başkanı gibi atamayla değil. Senin vesayetin altında olan birisiyle, milletin iradesiyle siyaset yapan, milletin sinesinde siyaset yapan Genel Başkanımıza laf atman, senin millete nasıl çarpık baktığını, hakaret ettiğini ortaya koyan bir ifade olmuştur.

Cumhurbaşkanı'nın bu ifadeleri milli iradeye bir hakarettir. Özür dile milletten. Söylediklerini tart öyle konuş.

TSK'YA KUMPAS KURULURKEN NEREDEYDİN?

Özel görevlendirilmiş paşa, kalkmış bir de vatan şuurundan bahsediyor. Paşa, paşa; sizin bu iradeniz, Süleyman Şah Türbesi'ni koruyan o Mehmetçiğin iradesinin son derece altındadır. O Mehmetçik, o vatan toprağından gittiği zaman ağlamıştır. Böyle bir kumandan olmaz. Biz, bu kumandanın beraber hareket ettiği siyasi iradeyi sorguluyoruz. Mehmetçiğin imanından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Mehmetçik vatan toprağını korur ama siz TSK'yı çektiniz bölgeden. Ey Özel, böyle bir operasyonu, savunarak ve üstelik MHP Genel Başkanı'na dil uzatarak geçiştiremezsin. TSK'ya kumpas kurulurken neredeydin?

Diyor ki 'Kişiliğine, savunduğu fikirlere yakıştıramadım' Sen kimsin ki? Genel Başkanımın kişiliğini ve savunduğu fikirleri sen ne biliyorsun? Özel'in bu ifadesi, doğrudan doğruya siyaset yaptığını ortaya koymaktadır. Çok istiyorsan üniformanı çıkarıp, AKP'den aday olsaydın."

ERDOĞAN'A HAKARETİN CEZASI ÜLKÜCÜ ÖLDÜRMEKTEN DAHA AĞIR

Ege Üniversitesi'nde Fırat Çakıroğlu'nun ölümüyle ilgili tutuklanan zanlıların hepsinin serbest bırakıldığını belirten Vural, "Erdoğan'a hakaretin cezası, bir ülkücüyü öldürmekten daha ağır hale geldi. Bu işin peşini bırakmayacağız. Hükümeti ve Ege Üniversitesi Rektörü'nü uyarıyorum. Bu PKK ve PYD'nin oradaki yapılanmasını ortadan kaldırın. İnsanlar eğitim görsün" diye konuştu.

İç güvenlik paketine değinen Vural, "Bu iç güvenlik paketini İmralı ve HDP ile görüşen zihniyet, iç güvenlik paketi ekseninde MHP'nin iradesini haksızca, insafsızca, alçakça HDP ile birlikte aynı kefeye koymuştur. MHP'yi HDP ile aynı kefeye koyan, algı operasyonu pazarlayanlar, iflas etmişlerdir" dedi.