MHP Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, PKK tarafından kaçırıldığı iddia edilen çocuklar ile ilgili olarak Başbakan Erdoğan'ın tutumunu eleştirirken, "PKK'nın kaçırdığı çocukları getirmesi için HDP'den yardım isteyen Tayyip Erdoğan, Türk devletinin gücünden habersizdir ya da zaten aynı masaya oturduğu BDP ve PKK'nın üzerine gitmek işine gelmemektedir" dedi.
Yazılı açıklama yapan Şefkat Çetin, Başbakan Erdoğan Hükümeti'nin "Analar ağlamasın" aldatmacasının arkasına sığınarak PKK'nın silahla elde edemeyeceği tavizleri siyaset eliyle hayata geçirdiğini öne sürerken, şöyle dedi:
"Diyarbakır'da çocukları ailelerinden kaçıran PKK karşısında bir kez daha acziyet içerisinde kalmıştır. Terör örgütünün gerçek yüzünü ortaya koyan evlatları kaçırılmış onlarca gözü yaşlı ana, Tayyip Erdoğan'ın 'Analar ağlamasın' adlı ikiyüzlü siyasetinin bir aldatmacadan ibaret olduğunu belgelemektedir. Her dediği yapılan Apo'nun silahlı mücadeleyle elde etmeyi hayal dahi edemeyeceği tavizlerle şımartılan PKK'nın aslında tasfiye edilmediği anlaşılmaktadır. Kanlı örgüt her türlü yolu kullanarak militan toplamaya devam etmektedir. PKK'nın bölgede yol kesen ve vergi toplayan cesarete yeniden kavuştuğu, Suriye'ye kaydırdığı silahlı militanlarını eğiterek yeniden Türkiye'ye yöneldiği anlaşılmaktadır. Tayyip Erdoğan'ın açılım siyaseti sayesinde devlet tarafından kaderine terk edilen bölge insanından yararlanan PKK'nın semirdiği, açılımın ise sadece TSK'nın terörle mücadelesini engellemeye yaradığı anlaşılmaktadır."
MHP'li Çetin, Soma'da madende ölen işçilerimi ile PKK tarafından öldürülen insanların arasında fark bulunmadığını, AK Parti iktidarının 12 yıl önce bir bütün olarak devraldığı vatan topraklarının bir bölümünü bölücü terör örgütünün insafına terk ettiğini öne sürdü.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, iddialarına şöyle devam etti:
"Ülkemizin etnik ve mezhep odaklı ayrışmaya sokulduğu ve parçalanmaya çalışıldığı bu kara dönemi AKP'li bakanın kendi eliyle etnik dilde astığı tabelalar resmetmektedir. Aslında Soma'da madende ölen işçilerimizle PKK tarafından öldürülen insanlarımızın bir farkı yoktur. İkisinde de vatandaşının güvenliğini sağlama misyonunu yerine getiremeyen devlet yöneticilerinin ciddi kusurları vardır. Oysa Devletimiz vatanımızın her karışında gücünü gösterecek kudrettedir. Ancak yürütme organı olarak AKP hükümeti Türk devletini zafiyet içerisinde göstermekte, kurumlarımızın görevlerini yerine getirmesini engellemektedir.Terör örgütünün dağa kaçırdığı çok sayıda çocuğun ailelerinin feryadı, bölge halkının PKK'nın insafına nasıl bırakıldığını çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir. Erdoğan PKK ile müzakere ile başladığı hatalar zincirine kaçırılan vatandaşları için aman dileyerek devam etmektedir. Sıkça dile getirdikleri yeni Türkiye manzarasında Başbakan teröriste aracı koymakta, devletin valisi örgüte yalvarır hale gelmektedir. Devlet silahlı teröre karşı da, iş güvenliğini hiçe sayan maden patronlarına karşı da tedbir almakla yükümlüdür. Başbakan sıfatını taşıyan Erdoğan Soma'da göstericiye "tokadı yersin" diyebilirken, PKK karşısında tek yaptığı BDP ve HDP'ye çağrı yaparak çocukları alıp getirmelerini istemektedir. Anlaşılan Tayyip Erdoğan İmralı ve Kandil ile haberleşmede kullandığı BDP ve HDP'lilerle işi ilerletmiş, devletin askeri ve polisi yerine onlarla meseleyi çözmeyi gözüne kestirmiştir. Tayyip Erdoğan açılıma kendisini fazla kaptırmış ve nereyi yönettiğini şaşırmıştır.Devletimiz yeterince acze düşürülmüştür ve artık daha fazlasına tahammül gösterilmemelidir. Kaçırılan çocukların kurtarılması başta olmak üzere, bölgedeki bütün insanlarımızın ve ne yazıktır ki Ankara'daki hükümetin PKK tarafından rehin tutulmasına son verilmeli, bu iş temizlenmelidir."

(HT/İD)