MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, İstanbul'da başlatılan 'rüşvet ve yolsuzluk operasyonu'nu genel başkan ve partilerinin grubu olarak yakından takip ettiklerini belirtirken, operasyonu gazete ve televizyonlardan okuyup izledikleri kadarıyla bildiklerini söyledi. Adan, "Ancak şu zamana kadar olup bitenler, meselenin daha da büyüyeceğinin, dallanıp budaklanacağının ipuçlarını vermeye başla. Neresinden baksanız mide bulandırıcı, neresinden baksanız kahredici bir manzaradır. Ancak meselenin seyri öyle göstermektedir ki, ortaya dökülen rezaletler buzdağının görünen kısmıdır. Asıl yolsuzluk, asıl rüşvet daha derinlerdedir" dedi. Celal Adan TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, rüşvete, hırsızlığa, yolsuzluğa itiraz etmenin siyasi değil, vicdani bir mesele olduğunu söyledi. Adan, "Milliyetçi Hareket Partisi olarak sadece muhalefet partisi olmanın bize yüklediği sorumlulukla değil, çok daha önemlisi vicdanımız gereği olarak bu meselenin takipçisi olacağız.

Aynı tavrı, bizler de milletimiz de Sayın Başbakan'dan beklerdik. Fakat görüyoruz ki, Sayın Başbakan ve AKP grubu bu rezaletin vicdani boyutu ile ilgilenmiyorlar. Bütün çabaları kendilerini kurtarmanın yollarını aramaktan, rezaletin üstünü kapatmaktan ve meseleyi sıradanlaştırmaktan ibarettir" dedi. Yıllardır seslerinin çıktığı kadar bağırdıklarını belirten Adan açıklamasında, "Bu hükümetin yolsuzluğa ve rüşvete bulaştığını her fırsatta söylüyoruz. Devlet kurumlarının yozlaştığını, rüşvetin ve yolsuzluğun sıradanlaştığını anlatmaya çalışıyoruz. Birkaç gündür olup bitenler bizim haklılığımızı göstermesi bakımından son derece manidardır. Dünyanın hangi ülkesinde bir kanun 11 yıl içinde 164 defa değiştirilebilir? AKP eliyle Kamu İhale Yasası'na tam 164 defa müdahale edilmiştir. Bu müdahaleler, harcanan her kuruşu, yapılan her ihaleyi tartışmalı hale getirmiştir" dedi. Kamu İhale Yasası'nın, bu haliyle rüşvetin ve yolsuzluğun önünü açtığını belirten Adan, "Mesela kentsel dönüşüm ihaleleri, Kamu İhale Yasası'nın dışında tutulmuştur. Bu yasaya yönelik her müdahaleye itiraz ettik. Fakat AKP grubunun çoğunluğu, aslında neye evet dediklerini bilmeden ellerini kaldırdılar. İşte bu yüzden bu ağır vebal AKP grubunun da boynundadır. Açıkça ifade ediyorum: Dün Meclisteki torbalardan, paketlerden adalet çıkmadığı için bugün kutulardan para çıkıyor" dedi. Gezi olayları sırasında Başbakan'ın 'Türkiye'nin yüzde ellisini evlerinde zor tutuyoruz' dediğini hatırlatan Adan, "Emin olunuz, şu anda Türkiye'nin yüzde yüzü sizin yolsuzluklarınızı gördükçe kendini zor tutuyor. Türkiye'nin yüzde yüzü sizden hesap sormak için seçim tarihini iple çekiyor. Milyon dolarlık villalarınızda garip gureba edebiyatı yapıp bürokratlarınız, yandaşlarınız, belediyeleriniz malı hamuduyla götürdüler. 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' şarkısını meydanlarda artık söyleyecek yüzünüz kalmamıştır. Çünkü siz beraber yürümediniz, beraber yürüttünüz bu yollarda" dedi. Türkiye'nin bütün değerleriyel oynandığını belirten Adan hükümete yönelik tepkisinin devamında, "Türkiye'yi Ortadoğu batağının ortasında yapayalnız bir ülke haline getirdiniz. Koskoca bir milleti etnik kümelere böldünüz. Bölücülerin önünü açtınız. Teröristleri baş tacı ettiniz. Kendi hukukunuzu icat ettiniz. Bugün net biçimde anlıyoruz ki; AKP hükümeti hukuktan, yargıdan, adaletten korkmakta haklıymış. Adaletten korktuğunuz için kendi hukukunuzu icat etmeye çabaladınız. Ama bir şeyi unuttunuz… Adaletten ve hukuktan asla kaçamazsınız. Ne yaparsanız yapın, adaletin kılıcı bir gün muhakkak gelip sizi de bulacak. İşte o yüzden şimdi panik içindesiniz" dedi. Zedan, AKP Hükümetinin, yürütülen operasyonu 'cemaat-hükümet' çekişmesine bağlayarak işin içinden sıyrılamayacağını belirtirken, "Böyle bir algı yaratmak AKP'yi kurtarmaz. Meseleyi bu tarafa çekmek sizi affettirmez, sizin suçunuzu hafifletmez. Aynı mahkeme ve aynı emniyet teşkilatı Ergenekon tutuklamaları yaparken bayram ediyordunuz. Yere göğe sığdıramıyordunuz. Şimdi ne oldu da birden aynı mahkemeyi sermayenin, basının kuklası olarak takdim etmeye başladınız? Siz neyin kafasını yaşıyorsunuz? Minareyi çalarken kılıfını hazırlamaya alışmıştınız. Ama artık bu minare bu kılıfa sığmıyor. Bu mızrak bu çuvala uymuyor. Dünyanın neresinde görülmüştür 'hırsızı yakalayan polisin sürgün edildiği?'. Çok şükür bunu da gördük. İşini yapan devletin memurlarını görevden almak hangi ahlaka, hangi vicdana, hangi insanlığa sığar?. Bu süreç göstermiştir ki; AKP iktidarı boğazına kadar yolsuzluğa batmıştır. Türkiye'nin bugün karşı karşıya olduğu yolsuzluk ve rüşvet batağı; kelimenin tam anlamıyla 'kriminal' bir durumdur. En ince ayrıntısına kadar, bütün bağlantılarıyla, bütün unsurlarıyla ve bütün detaylarıyla bu batak ortaya çıkarılmalıdır. Bu bir çekirge istilasıdır. Milletin vergisine, parasına, alın terine göz diken bu çekirge istilasından Türkiye kurtulmalıdır" diye konuştu. (AY)