DEVLET BAHÇELİ: BAŞBAKAN ERDOĞAN DAMAT FERİT PAŞA
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, mitingde yaptığı konuşmada soyguncunun, düzenbazın, hainin eşbaşkanın ve bütün pazarlıkçıların sonunun geldiğini söyleyerek, "Artık bölücülerin sonu görünmüştür. Millet olarak iki asrı aşan kayıp ve geri çekilmelerden sonra bugünkü sınırlarımıza tutunduk. Ne var ki Türk milleti, Türk vatanını ve Türklüğü kapsam ve hedefine alan oyunlar, hiç kesilmemiş, hiç durulmamış, durmamıştır. Tarihi şark meselesinin ayrıntıları incelendiğinde neyin amaçlandığı, nereye varmak istendiği bütün yönleriyle görülebilecektir. 25 maddeden oluşan Mondros mütakeresi ile 433 zehirli madden oluşan Sevr anlaşması son iki asırdaki en göze batan nefretle andığımız düşmanlık ürünlerdendir. Gaye elbette bizi vatansız bırakmak. Yersiz yurtsuz ve yarınsız koymaktır. Gaye kuşkusuz Türk milletini alt kimlikler mahseninde eriterek Anadolu'yu Bizans devrine götürmek, Türklüğü bu topraklardan silip atmaktır. Siyasi Kürtçülük bununla beslenmekte, kışkırtılmaktadır. Pontusculuk asırlardır içten içe tahrik edilmekte canlı tutulmaktadır. Topla tüfekle askeri güçle Türk milletine üstünlük sağlayamayan küresel kanlı niyetler, yeni metodlar geliştirerek son vuruşu yapmanın çabasındadır" dedi.
BOP EŞBAŞKANI ERDOĞAN GÖREVLENDİRİLDİ
Oynanan oyunun taraflarının tanıdık, senaryonun da bildik olduğunu belirten MHP Lideri Bahçeli, "Samsun’a çıkıştan 94 yıl sonra eskiye giden, düne kadar aleni şekilde gündeme çıkarılmayan sanal bir sorunla Türkiye’nin bölünmesi, Türk milletinin etnik kutuplaşmaya gitmesi istenmektedir. BOP eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan buna memur edilmiştir. Yarım kalan ihanet planları bu hastalıklı zihniyet tarafından benimsenmiş ve savunulmuş. Başbakan Erdoğan tıpkı Damat Ferit gibi Kürdistan’a rıza göstermiş kapalı kapılar arkasında destek sözü vermiş, bu konuda iktidarda kalmak adına her şeye seve seve katlanacağını ima etmiştir" diyerek şöyle devam etti:
BAŞBAKAN VATAN COĞRAFYASINI KAFALARDA AYIRMIŞ
"Damat Ferit, Torosların ötesini Serv anlaşması ile Fıratın doğusu, Başbakan da Sivas'ın ötesi olarak bu vatan coğrafyasını kafalarda ayırmış ve dilimlendirmiştir. Başbakan Erdoğan ve hükümeti teröristlerle ihanet mesaisindedir. Süreç kepazeliği Türk milletinin varlığına kastetmek için projelendirilmiş ve bu yılın başında da devreye konulmuştur. PKK süreç bitti yaygarasını koparırken, Başbakan hala devam ettiğini iddia etmektedir. PKK 'iç savaş çıkartırız, sadırırız, bedel ödetiriz' dedikçe Başbakan bahar havasından, barış ikliminden bahsetmektedir. PKK hain taleplerini sürekli güncelledikçe, silahını üzerimize doğru çevirdikçe, Başbakan umuda güveni, sorunları samimeyetle soğukkanlılıkla ele alınmasına vurgu yapmaktadır. Ya bu Başbakan tam bir yalancı, şuursuzdur ya da PKK terör örgütü bulanık suda balık avlama derdindedir."
BAŞBAKAN BÖLÜCÜLERİ MEMNUN ETMEK İÇİN HERŞEYİ GÖZE ALDI
Konuşması sık sık 'Devletin başına devlet gelecek' sloganlarıyla kesilen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Ancak gelişmeler katillerin boş durmadığına, silahtan vazgeçmek gibi bir niyetinin olmadığına, sınır ötesine de çıkmadıklarına işaret etmektedir. Başbakan Erdoğan hedef şaşırtmaktadır. Gerçekleri gizlemekte, tehdidin boyutunu saklamak için çırpınmaktadır. Fakat çırpındıkça batmakta, battıkça PKK'nın taleplerini demokratikleşme umuduyla hayata geçirmektedir. Başbakan Erdoğan bölücüleri memnun ve mutlu etmek için her şeyi göze almıştır. Türklüğe savaş açması bundandır. Türküm, doğruyum demekten gocunması ve andımızı kaldırması bu yüzdendir. Başbakan ve hükümeti PKK'ya geniş imtiyazlar tanımaktadır. Hain terör örgütü silahla alamadığını pazarlıkla elde etmektedir" diye konuştu.
ZANNEDERSİNİZ Kİ TÜRKİYE'Yİ KANDİL'DE EĞİTİLMİŞ BİR MİLİTAN YÖNETİYOR
BDP heyetlerini peşpeşe İmralı'ya Başbakan'ın sevk ettiğini dile getiren Devlet Bahçeli, "Daha doğrusu buna mecburiyet duymaktadır. MİT'i Oslo’dan İmralı’ya kadar teröristlerin hizmetine sokan ve masasına oturtan Başbakan'dan başkası değildir. Zannedersiniz ki Türkiye Cumhuriyeti’ni Kandil’de eğitilmiş, terörün ideolojik eğitiminden geçmiş bir militan yönetmektedir. Başbakan ve hükümeti öylesine zıvaladan çıkmıştır ki PKK’ya demokratikleşme yağmur gibi yağmaktadır. Yerleşim yerleri isimlerinin değiştirilmesinin, ana dilde eğitimin, siyasi parti adaylarının farklı dil ve lehçelerde propaganda yapmasının önü açılmıştır" diye konuştu.
TÜRKİYE REJİM DEĞİŞİKLİĞİNİN KIYISINDA
Başbakan Erdoğan ve hükümetinin anayasa yoluyla son vuruşu yapmak istemekte olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Türk milletinin dokunulmaz ve devredilmez hakları lime lime doğranmak üzeredir. Türkiye Cumhuriyeti rejim değişikliğinin kıyısındadır. Başbakan barut fıçısının yanında çakmakla dolaşmaktadır. Bu şahsın dün Cumhuriyetle ilgili sözleri de tam bir ucubedir. Başbakan, yan gelip yatmakla cumhuriyetçi olunamayacağını, cumhura, cumhuriyete hizmet etmekle 'Cumhuriyetçi' olunacağını iddia etmektedir. Cumhuriyet'in tescilli, markalı ve sicilli hasmı, şimdi kalkmış bu alanda nutuk atmaktadır. 11 yıldır Türkiye Cumhuriyeti'ni perişan etmek, kevgire çevirmek, kuruluş ruhunu tırpanlamak isteyen birisi ne çabuk yaptıklarını unutmuş ve bir de zeytinyağı gibi üste çıkmaya başlamıştır. Sayın Başbakan sen kim, Cumhuriyeti diline dolamak kimdir" diyerek şöyle devam etti:
BOP YOKLAMASINDA YOK YAZILMAMAK İÇİN KİLİSE AÇIYORSUN
"Gezi Parkı'ndaki gençlerin kurduğu çadırlara şafak vakti saldıran sen mi demokratsın? Sözde yol yapmak maksadıyla, ODTÜ’ye bayram gecesi iş makineleriyle baskın yapan sen ve zihniyetin mi Cumhurun fikrine saygı duymaktan ve cumhura hizmetten bahsediyorsun? Lütfen dikkat ediniz, Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde, yol için cami yıkacaklarını söylemiştir. Sayın Erdoğan, bir yanda yol için cami yıkmayı göze alıyorsun, diğer yanda BOP yoklamasında yok yazılmamak için kilise açıyorsun. Bir yanda yol için cami yıkmayı kafaya takıyorsun, diğer yanda Akdamar Adasında, milletimizin vergileriyle kilise onarıyor ve tantanayla kurdelesini kesiyorsun. Bir yanda cami yaparak göz boyuyorsun, diğer yanda kiliselere, azınlık vakıflarına milletin toprağını kimseye sormadan, danışmadan keyfince bağışlıyorsun. Sayın Başbakan şunu unutma ki, yol uğruna cami yıkıyorsan, yoldaşın canibaşı için Cumhuriyeti havaya uçurmaktan da asla çekinmezsin. Bu nasıl bir iştir, bu ne büyük bir günahtır? Başbakanın bu sözünü başka birisi kullanmış olsaydı, emin olunuz ki, ne kafirliği, ne İslam düşmanlığı, ne de münafıklığı kalırdı? Başbakan Erdoğan caminin aynı zamanda medeniyet olduğunu bilmeyecek kadar gözü ve bahtı bağlanmıştır. Başbakan Erdoğan BOP'a kendi öyle vermiş, kendisini öyle adamıştır ki, asıl yüzü belirmeye, asıl niyeti ortaya çıkmaya başlamıştır."