BARIŞ ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Başkanı Gültan Kışanak, partisinin grup toplantısında konuştu. Kışanak, "Bu duvarın örülmesinin hiçbir geçerli gerekçesi olamaz. Güvenlik gerekçesi diyorlar. Şu anda Kürtlerin kontrolünde olan yerlerden Türkiye'ye yönelik zerre tehditkar herhangi bir davranış yoktur... Kürtler resmi olarak Türkiye'nin komşusudur" dedi. 
Alevilerin hak ve özgürlük arayışı eşit yurttaşlık arayışı konusundaki mücadeleleri sonuç verirse Türkiye’de toplumsal barış sağlamanın daha kolay olacağını ifade eden Kışanak, "Hem de tüm orta doğu da haklar barış içerisinde yan yana yaşama imkanı bulacaktır. Adeta demokratik orta doğunun birlikte yaşama geleceği konusunda Alevilik bir imkan sunan ve tüm halkların yan yana kardeşçe yaşama konusunda bir fırsat sunan inançtır. Aleviler Kerbela’dan bu yana Hazreti Ali’nin katledildiğinden bu yana aslında inancı barışla özdeşleştiren, mazumiyetle özdeşleştiren bir inanç halinde günümüze kadar devam etti. Uğradığı zulme ve hakarete rağmen kimseye hakaret etmeyen, kimseye zulmetmeyen inancına daha fazla sarılarak bu zulümlerin ve zalimlerin üstesinden gelmeye çalışan bir barış dilidir Alevilik" dedi.
"BU DUVARIN ÖRÜLMESİNİN HİÇBİR GEÇERLİ GEREKÇESİ OLAMAZ"
Kışanak, "Peki Türkiye'nin ördüğü duvar nedir? Hani diyorlar ya darbeye darbe diyeceksin. O zaman da duvara da duvar diyeceksin. Bu duvar da utanç duvarıdır. Bu duvarın örülmesinin hiçbir geçerli gerekçesi olamaz. Güvenlik gerekçesi diyorlar. Şu anda Kürtlerin kontrolünde olan yerlerden Türkiye'ye yönelik zerre tehditkar herhangi bir davranış yoktur... Kürtler resmi olarak Türkiye'nin komşusudur. Suriye değil artık Rojava Kürdistan'ı fiili olarak komşusudur" dedi.
"TÜRKİYE ARTIK ROJAVA KÜRDİSTANI'NIN DA KOMŞUSUDUR"
Kışanak, "Türkiye artık Rojava Kürdistanı'nın da komşusudur. Buradan zerre tehditkar bir yaklaşım olmamıştır Türkiye'ye yönelik.. Hergün bu konuda siyasi açıklamalar yapılıyor. Biz Türkiye'yle dost olmak istiyoruz diyorlar. Biz duvar değil köprü istiyoruz diyorlar. Siyasi, ticari, insani köprüler kuralım diyoruz. Rojava Kürdistan'ındaki Kürtler ve bu yandaki Kürtler sabah akşam dostluk köprüleri istediklerini söylüyorlar. Ama karşılarında bir duvar. Kürtlerin siyaseti ile AKP siyaseti arasında işte bu kadar büyük bir fark var. Kürtler çözüm istiyor. Kardeşlik dostluk istiyor. AKP hükümeti ve Türkiye duvar olsun diyor. Herkes bence artık hakikati görüyor. Kimin çözümden yana olduğunu, kimin çözümü zora soktuğunu, ortadoğunun ve Türkiye'nin normalleşmesinden yana olduğunu bu duvar siyaseti ortaya koymuştur. Mülteci akını diyorlar. Rojava Kürdistan'ından kolay kolay kimse gelmiyor, gelen de geri gidiyor. İnsanlar yurtlarını terk etmek istemiyor. Böyle bir şey yok ortada. İnsanlar topraklarında kalıyorlar. Kentlerinde köylerinde kalıyorlar" diye konuştu.
"ORTADOĞU'NUN EN KADİM HALKLARINDAN BİRİYİZ"
Kışanak, "Bu hükümetin hala Kürtlerle stratejik bir barışa hazır olmadığını görüyoruz. Kürtler açık söylüyor, biz dönemsel ateşkesin içinde değiliz. Biz stratejik bir barış istiyoruz. Ortadoğu'nun en kadim halklarından biriyiz. Türk de Kürt de, Alevi de Nusayri de Süryani de burada yaşayacak. Bu halklar değişmeyecek. Herkesin hak ve hukukuyla yaşayacağı bir düzen kurulmalıdır. Rojava Kürdistanı ve biz bunu arzuluyor. Bu kadim topraklarda yaşayan herkes, Anadolu'da Mezopotamya'da Ortadoğu'da Kürdistan'da yaşayan kim varsa hakkı ve hukukuyla yaşayacak. Ortadoğu'nun barışını istikrarını temin edecek tek yaklaşım budur. Bunu mayınlarla temin edemezsiniz" dedi.
"TANKLA TOPLA KAZANAMAZSINIZ"
Kışanak, "Tankla topla kazanamazsınız. En nihayetinde tankla topla zulümle katliamla barışı getiremediniz ortada. Sizin bahsettiğiniz barış, insanlar kimliğinden, inancından, kültüründen, dilinden vazgeçsin anlayışıdır. Uymayanı öldürürüm, olmadı mayın döşerim duvar örerim zihniyetidir. Bir tek çare vardır o da hak ve özgürlüktür. Bunun haricinde hiçbir tehdit Türkiye'nin güvenliğini sağlayamaz. Güvenliği sağlayacak tek şey barıştır. Kürtlerle barışacaksınız. Rojava Kürdistanı'nın özerkliğini kabul edeceksiniz. O zaman güvenlik sorununuz kalmaz.. İstanbul'un beş katı büyüklüğünde bir alan mayınlıdır. Heba edilmiş bir arazidir. Bu toprakların tarıma işletilmeye açılması lazım. Halk ve köylülere iade edilmesi lazım. O tarlaları mayından temizlesin, köylülere versin. Güvenliği o köylüler sağlayacaktır" diye konuştu.
"NEDEN KÜRTLERE YARDIM GÖNDERMİYORSUNUZ?"
"Türkiye Suriye'ye 2 milyar dolar yardım yaptı" diyen Kışanak, şunları söyledi, "Doğrudur. Peki soruyoruz bir kutu süt Rojava'ya Afrin'e gitmiş midir? Türkiye'nin yaptığı resmi yardımlardan bir kutu süt bile Kürtlere gitmemiştir. Yardımların tamamı Türkiye'nin desteklediği muhaliflere gidiyor. Silah, techizatı geçtik... Türkiye'yi suç işleyen ülke konumuna getirecek iddialar var. Bunları hadi bir kenara koyduk. Afrin'e Kamışlı'ya bir kutu süt, bir paket ilaç gitmemiştir. Oraya giden yardımlar bizim halkımızın topladığı ve kapıları zorla geçirdiği halktan halka yardımdır. Halkın kendi imkanlarından yarattığı yardımları toplayıp bazı kapılardan sınırlı sayıda geçirebiliyoruz. Fakat Türkiye'nin yaptığı yardımlardan Rojava Kürdistan'ı zerre kadar katkı almamıştır. Bu ayrımcılığın nedenini de çıkıp açıklayacaklar. El Nusra'ya El Kaide'ye, ÖSO'ya, Sünni Araplara milyarlarca dolar yardım gönderiyorsunuz. Neden Kürtlere yardım göndermiyorsunuz? Kürtler bu ayrımcılığı görüyor. 2 tane ambulans aylardır sınırda bekliyor, geçirmiyorlar. Engelleniyor. Neden bu ambulansların Kamışlı'ya gitmesi engelleniyor? İki tane un değirmeninin Rojava'ya gitmesi neden engelleniyor? Türkiye'nin bu ablukası sonucunda, Suriye'de bazı tefeci Araplar, Rojava'da insanların alın terini yok pahasına gaspedip Şam'dan un getiriyor. Türkiye Rojava Kürtlerini Esad'a veya ÖSO'ya mahkum etmek istiyor... Ceylanpınar'da bir vatandaşımız katledildi. Gündem bile olmuyor. Yunanistan'dan bir top mermisi gelse ve köyde çalışan birini öldürse hükümet sessiz mi kalacak? Niye oradaki El Kaide bağlantılı çeteler Ceylanpınar'daki vatandaşlarımızı katlederken hükümet ses çıkarmıyor... Bu açıkça hükümetin El Kaide'yi desteklediğinin göstergesidir. Bu sene Ceylanpınar'da tam 5 yurttaşımız çetelerin attıkları toplar sebebiyle hayatını kaybetmiştir. Bu hükümet daha bir tek resmi kınama yayınlamamıştır."