KILIÇDAROĞLU: HESABINI SORACAĞIZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Samsun’da partisinin Yaşar Doğu Spor Salonu’nda düzenlediği belediye başkan aday tanıtım programına katıldı. Program saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşı okunmasıyla başladı. 'Mustafa Kemal’in askerleriyiz. Başbakan Kemal' sloganları atılan salonda, 'Emeksiz zengin olanın, kitapsız bilgin olanın, sermayesi din olanın, rehberi şeytan olur' yazılı pankart asıldı.
Alkışlar ve tezahüratlar arasında kürsüye çıkarak konuşma yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir ülkenin büyümesinin, kalkınmasının ön koşulunun demokrasi olduğunu dile getirerek, "Demokrasinin ön koşulu saydam yönetimdir. Saydam yönetimin ön koşulu siyasetin halka hesap vermesidir. Belediye başkan adaylarımızın bir kısmı burada, buradan söz veriyorum. Samsun’u yerelde CHP’ye verin, o belediye başkanlarım size hesap vermeyi namuslu bir görev kabul edecek" diye konuştu.
Herkesin, her siyasetçinin halka hesap vermesin demokrasinin temel kuralı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer bir siyaset halka hesap vermiyorsa, bilin ki o cebini düşünüyordur. Siyaset zenginleşme aracı değil, halka hizmet etme aracıdır. Halka hizmet hakka hizmettir. Son bir haftada yaşananları gördük. Hep beraber tanık olduk, hala tanık olmaya devam ediyoruz. Bu ülkenin polisi, savcısı yani Cumhuriyetin savcısı, yani halkın polisi, hırsızları yakalamaya çalışıyor, soyguncuları yakalamaya çalışıyor, rüşvet verenleri yakalamaya çalışıyor. Siyasi iktidar ne yapıyor. Siyasi iktidar bırakmış hırsızları, savcının ve polisin peşinde. Aman diyor hırsızları yakalama. Bunlar niye iktidara geldiler; 'Yolsuzlukla mücadele edeceğiz diye, kul hakkı yiyene yedirtmeyeceğiz' diye iktidara geldiler. Şu anda kul hakkı yiyorlar ve haksızları koruyorlar. Herkes bunu böyle bilsin."
Başbakan Erdoğan'ın 'Aramızdaki kirlilikleri ayıkladık' dediğini belirten Kılıçdaroğlu, "'Kirli olanları ayıkladık' diyor. Peki bu büyük rüşvet operasyonu olmasaydı o kirlileri görebilecek miydin? Demek ki o kirliler senin yanındaydı. Demek ki sen onları koruyordun. Ve onları bakanlar kuruluna kadar taşıdın sen" dedi. Salondakilerin 'hırsız var' diye bağırması üzerine Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstediğiniz kadar bağırın 'hırsız var' diye. Onun kulakları bu konuda sağır. Para var deyin, hemen duyarlar, koşarlar. Şimdi bir soru sormak istiyorum. Madem bunlar kirliydi, bunlarla yolunu ayırdın niye bunları savunuyorsun. Sokak sokak, cadde cadde savunuyor. Mitingler yapıyor. Ben merak ediyorum onu alkışlayanlar acaba alkışladıkları zaman vicdanen rahat ediyorlar mı? Onu alkışlayanlar kul hakkı yemenin ne büyük günah olduğunun farkındalar mı? Buradan bütün yuttaşlarıma Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren temiz yurttaşlarımın tamamına selam gönderiyorum. Temiz siyaset istiyorsanız, düzgün siyaset, namuslu siyaset, halka hesap vermeyi namuslu görev bilen bir siyaset istiyorsanız adresiniz, yeriniz, yurdunuz belli. Adı belli, adı Halk Partisi. Cumhuriyet Halk Partisi."
VAKFIN GELİRLERİ NEREDEN GELİYOR
Başbakan'a sert sözlerle yüklenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, rüşvet paralarının vakıfta toplandığını ileri sürerek şöyle dedi:
"Efendim diyor; 'benim çocuklarım, ailelerim bir araya geldiler. Bir vakıf kurdular, yurt yapacaklar.' E o da güzel. İtiraz eden var mı? Hayır. Neye itiraz ediyoruz biz. Şuna itiraz ediyoruz. Yurt yapabilirsin, eyvallah. O vakfın gelirleri nereden geliyor, asıl itiraz ettiğimiz nokta bu. Eğer o vakfa paralar, rüşvet parası olarak geliyorsa ona itiraz ediyoruz. İhale veriyorsun rüşveti de götür vakfa yatır diyorsun. Kim o vakfın sahibi? Çocukları ve yandaşları. Bu millet bunu yutacak mı? Yutmayacağız, hesabını soracağız. Herkesin evinde ayakkabı kutusu olur, para olur diyor. Sizin evinizde 4.5 milyon dolar var mı?"
Halkbank Genel Müdürü'nü Süleyman Aslan'ı da eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hangi paraysa, namuslu, düzgün, kul hakkı yenmemiş paraysa götürür, bankaya yatırır. Hırsızlık, dolandırıcılık yaptıysa bankaya yatıramaz. Kimin güvencesinde ayakkabı sandığına koyuyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın güvencesinde. Sorunumuz o zaten" diye konuştu.
HALKIN POLİSİ OLUN
Eskiden devletin polisinin bir yerde hırsızlık, yolsuzluk olması halinde üstüne gittiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Buradan bütün polis kardeşlerime sesleniyorum. Sakın ola ki iktidarın, zalimin zulmedenin polisi olmayın. Sizin aylıklarınızı bu ülkenin 76 milyon yurttaşı ödüyor. Halkın polisi olun. Polisin şerefi onun görevidir. Halk yararına görev yapıyorsa halk için çalışıyorsa o polislerin bizim başımızın üstünde yeri vardır. Ama iktidarın yalakalığına soyunmuşsa, iktidar 'hırsızı bırak, savcının peşine düş' diyorsa o polise hesap sormakta bizim görevimizdir. Hesabını soracağım" dedi.
Cumhuriyet savcılarına da seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bakınız, hiçbir kamu görevlisinin unvanının önünde Cumhuriyet lafı yok. Sadece savcılarda vardır. Onlar Cumhuriyetin bekçisidir. Onlar yolsuzluk yapanlara göz açtırmazlar, onlar milletin aşına işine göz koyanlara hesap sorarlar. O nedenle onlara Cumhuriyet Savcısı denmiştir. Cumhuriyet Savcılığı'nı bir kenara bırakıp, iktidarın savcısı olursanız sana hesap sormakta benim görevim olacak. Sanmasınlar bu devran böyle gidecek, bu devranı yıkacak olan bu ülkenin halkıdır. Hükümet 'hırsızı bırak, savcının peşinde koş' diyor. Böyle bir düzen olabilir mi ? Böyle bir anlayış olabilir mi?"