CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Fezlekeler görüşülürken Meclis TV'nin yayında olmamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Fezlekeler görüşülürken niye sansür getiriyorsunuz? Bunun sorumlusu, TBMM'yi yöneten kişidir. Yani Cemil Çiçek'tir. Parlamento'yu halka kapatmak diye bir şey olabilir mi? İnternetteki yayını engellemeye çalışıyorsunuz" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada "Bunlar aslında vergi ödüyorlar ama vergi dairesinden ödeyeceklerinden haberleri yok. Vergiyi paralel vergi dairesine Erdoğan'a yatırıyorlar. Elden nakit cash" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, 12 Şubat 2007 Kapıkule'de durdurulan bir TIR'da 202 kilo eroin bulunduğunu, bunun Kapalı Çarşı'da İranlı bir işadamının işlettiği bir döviz bürosu ile bağlantısı olduğunun saptandığını anlatırken, "17 Aralık, sürecinin başlangıcı burasıdır" dedi.
Kılıçdaroğlu, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını anarken, şunları söyledi:
"İnandıkları davanın uğruna canlarını feda etiler. Hiç birisinin bireysel bir çıkarı yoktu. İdealler uğruna gittiler. Bu toplum onları asla unutmayacak. Rahmet diliyoruz. Onlar bu ülkenin dostları ve örneklerlerdir. 6 Mayıs'ta dar ağacına çıkanlar arkalarına hiç bakmadılar. Düşündüklerinden asla taviz vermediler. Onlar bizim demokrasi şehitlerimiz." 
TBMM'de eski 4 bakan hakkında dün görüşülen fezlekelere değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"17 Aralık'ı, '17 Aralık' olarak görmemek lazım. Nasıl başladı acaba bu süreç? 12 Şubat 2007 Kapıkule'de bir tır yakalanır. 202 kilo eroin bulunur. Tabutların altına yerleştirilir. X- Ray cihazından saptanamaz. Bir köpek olayı aydınlatıyor ve eroini yakalıyor. Büyük rakam çıkınca olay araştırılıyor. Kapalı Çarşı'da bir döviz bürosu ile bağlantısı olduğu saptanıyor. Döviz bürosundan çok yüksek paraların kayıt dışı sirküle edildiği belirleniyor. Yargıca müracaat ediliyor Bunun üzerine dinleme kayıtlarına başlanılıyor. 17 Aralık, sürecinin başlangıcı burasıdır. Bakanlar, çocukları çıkıyor. 18 Nisan 2013'te olayı MİT de fark ediyor. Daha önceden de fark ediyor. Çünkü döviz bürosunu işleten İranlı bir işadamı. MİT, olayı görüyor. Olayın hükümete ulaştığını da görüyor. 18 Nisan 2013'te, Recep Tayyip Erdoğan'ın önüne 3 sayfalık bir rapor koyuyor. Bütün olaylar dahil. Raporun sonuç bölümünde, Rıza Sarraf'ın ekonomi bakanı Çağlayan ve iç işleri bakanı Muammer Güler ile mevcut ilişkisinin ortaya çıkması, söz konusu hususların hükümet aleyhine kullanabileceği değerlendirilmiştir. Aralık'a kadar tık yok. Rıza Sarraf da Mit tarafından izlendiği kaygısını taşıyor. Muammer Güler'i arıyor. 'Araştırdım kimse seni takip etmiyor. 'Meraklanma sana bir şey olmaz gerekirse ben senin önüne yatarım' diyor."
Fezlekeler görüşülürken Meclis TV'nin televizyon yayını yapmamasını eleştiren  Kılıçdaroğlu, seçim öncesi sürekli 'Uyuyan vicdanlara' seslendiğini ifade ederken, "Fezlekeler görüşülürken niye sansür getiriyorsunuz? Bunun sorumlusu, TBMM'yi yöneten kişidir. Yani Cemil Çiçek'tir. Parlamento'yu halka kapatmak diye bir şey olabilir mi? İnternetteki yayını engellemeye çalışıyorsunuz" diye sordu.
"TRT, İKTİDAR BORAZANLIĞI YAPIYOR"
TRT'nin parti yayın sürelerinde eşitlik ilkesini uygulamadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Şimdi bu TRT tarafsız mı? İktidar borazanlığı yapıyor. Onun da hesabını soracağız. Gün gelecek hepsinin hesabını mutlaka soracağız" dedi.
"FİRAVUNLARA ORTAK OLMAYIN"
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bakanların konuşmasını bütün Türkiye'nin izlemesini istediğini ifade ederken şöyle konuştu:
"Onlara da sansür getirdiler. Yurttaşlara sesleniyorum: firavunlara ortak olmayın diyorum. Vicdanınızın sesini dinleyin. Emin olun dinlediğiniz gün, demokrasi kazanacak siz kazanacaksınız. 17 Aralık bize havuz medyasını da öğretti. Havuz medyasının başındaki bir ismin bir kamu bankasının başındaki kişiye telefon edip "Alo Süleyman iki milyon gönder paraları ödeyeceğim" diyor. Sonra bu Süleyman ödüllendirildi ve daha büyük bir kamu bankasının yönetim kurulu üyeliğine atandı."
"KORO HALİNDE KÜFÜR EDECEKLER"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı sert bir dille eleştiren Kılıçdaroğlu, 'Havuz medyası' olarak nitelendirdiği medyanın bir kesiminde çalışan dürüst insanların da bulunduğunu kaydederek şöyle dedi:
"Tahammül edemedik' diyorlar. T24'te bir arkadaşımız Star gazetesinde yazı işleri müdürlüğü yapan biriyle röportaj yapmış şöyle diyor: 'Kara propaganda gazete ve TV'lerin rutini halin geldi. Bu nedenle yıllarca sahiplenip görev yaptığım gazetede sorumlu gazetecilik yapma imkanım kalmamıştır. Başbakan'ın Berkin Elvan'ın annesini yuhalatmasını bilye çıkışını duyduğumda kanım dondu. İş çevreleri göbek bağı ile iktidara bağlı. Medya da yargı da bürokrasi de…' Tayyip Erdoğan'ın hayallerindeki Türkiye'nin özeti de bu zaten. Şu an medyada Tayyip Erdoğan'ı destekleyen isimler iktidarın gerilemesi durumunda koro halinde Erdoğan'a küfür edecekler. Başbakan'ı kızdırmasın diye Cumhurbaşkanı Gül'ün bile sözleri sansürleniyor" diyor ve lanet olsun diyerek çalışmıyor. Havuz medyasında kalemini kiraya verenler var. Kirada otururken 10'larca daire sahibi olan kalemler var."
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 17 Aralık'ın Ergenekon ve Balyoz davalarının nasıl bir fiyasko olduğunu iktidar tarafından dillendirilmesine neden olduğunu anlatırken, şöyle devam etti:
"24 Aralık 2013'te, Erdoğan'ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan şunu söylüyor: 'Kendi ülkesinin ordusuna istihbaratına bankasına kumpas kuranlar' diyor. Düne kadar alkışlıyorlardı. 5 Ocak 2014 TBB başkanı sayın Feyzioğlu Başbakan'ı ziyaret ediyor bu davalarda sahte deliller var diyor. Gece kendisine randevu veriyor. Çıkışta Erdoğan şunu söylüyor: Metin Bey ile yaptığımız görüşme olumluydu. Yeniden yargılanma konusuna olumlu bakıyoruz. Bu konuda arkadaşlarımız çalışıyor ve bitmek üzere. Yeniden yargılamada bizim açımızdan sıkıntı yok. Elimizden geleni yapmak için hazırız."
"YAPILAN BÜTÜN TUTUKLAMALARDAN ONUN HABERİ VAR"
Başbakan Erdoğan'ın tutuklamalarla ilgili yaptığı konuşmalara değinerek Başbakan'ı eleştiren Kılıçdaroğlu, konuşmasında şöyle dedi:
"Ocak, şubat, mart, nisan ve mayıs. Hani bitmek üzereydi. Amaç ne 17 Aralık'ı gölgelemek. Samimi değiller iki yüzlüler. Sözde Başbakan değil misin sen insanlar boşu boşuna içeride yatıyorsa neden olayın üzerine gitmiyorsun. MİT Müsteşarını savcı ifadeye çağırdı diye alelacele toplandılar kanunlar hazırlandı parlamentodan yıldırım hızıyla geçti ve MİT Müsteşarı savcıya gitmedi. Orada bu kadar hızlısın neden burada değilsin. "Balyoz davasını alelacele hallettiler" diyor. "Burada bir katakulli olduğu çok açık. Bu davalarda haksızlığa uğrayan çok sayıda insan var" diyor. Bunlardan biri eski bir istihbarat müdürü bir TV programında "kimin tutuklanacağından haberi vardı" dedi. Bu soruluyor Erdoğan'a. Verdiği cevap: A'dan Z'ye bunların hepsi yalan. Bunlar o kadar ahlaksız adi seviyesi ki, bunlar takviyeyi yalanı iftirayı leblebi çekirdek gibi yerler. Sen bir defa benimle hayatında kaç defa görüştün. Bir ya da iki defa görüştün. Ben senin yargı ile münasebetlerini bilen biriyim" diyor. Bu işlerde ne kadar tezgahtar olduğunu bilen biriyim. Bir başbakan bir istihbarat müdürüyle neden görüşür? İçişleri bakanı var, içişleri müsteşarı var emniyet müdürleri var görüşmüyorsun ama istihbarat müdürü ile görüşüyorsun. Çünkü nasıl bir adam olduğunu biliyor. Söyledikleri doğru. Yapılan bütün tutuklamalardan onun haberi var."
MURAT ALBAY İÇİN YAZILAN ŞİİRİ OKUDU
Kılıçdaroğlu, Balyoz tutuklusu Albay Murat Özenalp'in cezaevinde yaşamını yitirmesini eleştiren Kılıçdaroğlu, söz konusu süreç başladığından bu yana 13 kişinin öldüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, ölen ilk ismin Kuddusi Okkır olduğunu son olarak Murat Albay hayatını kaybetti. Arkadaşları Murat Albay için bir şiir yazmış" diyerek yazılan şiirdeki şu dizeleri okudu:
"Neden olanlar, sessiz kalanlar
Hiçbir şey yokmuş gibi yapanlar
Biliniz emin olunuz öldürmekle bitmeyeceğiz
Murat'ın kanı üzerinizde görüyoruz
Beyazda, mavide, hakide
Biliniz öldürmekle bitmeyeceğiz."
"SESİZ ÇIĞLIK EYLEMİNİ YAPANLARA SESLENİYORUM"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Sesiz Çığlık' eylemini yapanların, 'Beklenen tepki neden halktan niye gelmiyor' diye şikayet etmeye başladığını kaydederek, "Onlara seslenmek istiyorum: "Halkı borçla teslim aldılar onun için destek vermiyorlar" dedi. Kılıçdaroğlu, "Borçlandırıyorsun sonra teslim alıyorsun. Seçim zamanı da aman ha sakın başka partiye oy verme. Faiz yükselir. Borcunu ödeyemezsin. İstikrar bozulmasın. Dolar yükselir borcunu ödeyemezsin. Buradan bütün yurttaşlarıma seslenmek istiyorum: ne dolar yükselir ne de faiz yükselir. Yeter ki sen bilinçli ol hesap sor" ifadelerine yer verdi. "REZA ZARRAB NE KADAR VERGİ VERDİ"
Kılıçdaroğlu, açıklanan vergi rekortmenleri listesinde işadamları, havuzcuların yanı sıra  'Türgevciler'in de ybulunmadığını kaydederek, "Bu paralar nerede? Bunlardan biri de Reza Zarrab. Ne diyordu, 'Türkiye'nin cari açığının yüzde 15'ni ben kapattım. Vergi ödüyorum' diyordu. Listede adı var mı? Ama güzel bir şey yaptım. Zarrab'ın ortak olduğu şirketlerin ne kadar vergi verdiğini çıkarttım" diyerek Zarrab'ın şirketlerinin ödediği vergi oranlarına ilişkin şu bilgileri aktardı:
"Royal denizcilik 7 milyon 250 bin lira. Royal Holding 360 lira. Volgan Gıda 1 milyon 346 bin lira. Safir Altın 1 milyon 907 bin lira. Kameron 0 vergi. Royal mobilya dekorasyon 0 vergi. Arca Otelcilik 0 vergi. Havacılık şirketi 0 vergi."
"VERGİYİ PARALEL VERGİ DAİRESİNE ERDOĞAN'A YATIRIYORLAR"
Kılıçdaroğlu, bunlar aslında vergi ödediklerini ancak vergi dairesi yerine 'Paralel vergi dairesine', Başbakan Erdoğan'a yatırdıklarını öne sürerek "Elden nakit cash' dedi.
Kılıçdaroğlu ifadeye çağrılmasını sert bir dille eleştirerek, şöyle konuştu:
"Bir tetikçi savcı vardı beni çağırmış. Aslında hiç üzülmedim de gülüp geçtim. Benim merak ettiğim bu savcıya diplomayı kim verdi. Cumhuriyet savcısına saygı duyarım ama Bilal'in savcısı olursa saygı duymam. Araştırdık kim şikayet etmiş diye bir hırsız şikayet etmiş. Hırsızın şikâyeti ile savcı mı devreye geçer? Deniz Feneri'ni hatırlıyorsunuz. Sonunda o savcıları çıkardılar. Burada da beni çıkaracağını sanıyor. Benim ifademi alacakmış bu savcı bozuntusu. Kim oluyorsun sen? Bir cumhuriyet savcıları var bir de Erdoğan savcıları var. Bir namuslu savcılar var bir de namussuzluğunu yazıp çizenler var. Ben o namussuzların hepsinden daha cesurum. Öyle bilsinler."
Kılıçdaroğlu, daha önce "TÜRGEV'e paralar nereden geliyor? 99 milyon 990 bin 990 dolar para sana Suudi Arabistan'dan niye geldi?" diye sorduğunu yanıt alamadığını ifade ederek, "Niye açıklamıyor, gelir gider tablosunu? İhbar ediyor beni şikâyet ediyor. Gün ola harman ola hesabını soracağız" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, her CHP'linin  bir Kuva-yi Milliyeci olduğunu,  göğsünde bir yürek taşıdığını namusun timsali, ödünsüz bir kahraman, yurtsever, bedel ödemeye hazır olduğunu, inandığı yoldan döndiğini bildirirken, "O savcıya sesleniyorum: Sen değil yanına Bilal oğlanı da al. Yetmezse, Bilal'i de al yanına. Yetmezse, dayısını, amcasını, babasını al gel karşıma" dedi. Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri partililer tarafından ayakta alkışlandı.

(HT/İD))