ANKARA, () - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın balkon konuşmasını eleştirerek, "Ülkenin medya kurumlarını, demokratik kurumlarını bir Başbakan ilk kez tehdit etti. O tehdide boyun eğmeyeceğiz" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD merkezli günlük finans gazetesi The Wall Street Journal'a röportaj verdi. Ayşegül Akyarlı Güven'ın sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, yerel seçim sonuçlarını değerlendirerek, şunları söyledi:
"Yolsuzluklar konusunda AKP bir darbe yedi. Oylarında genel seçime göre bir düşüş var ama bu beklediğimiz kadar değil. Genel seçim gibi bir hava vardı yerel seçimde. Bizim toplumumuz iktidarı kendi ekonomisiyle özdeşleştiriyor. Orada ciddi bir kırılma olmazsa istikrarın sürmesinden yana bir tavır takınıyor. Nedeni de çok borçlu olması ve AKP'nin 'CHP gelirse faizler ve dolar yükselir. Siz bu borçların altında kalırsınız' propogandası. Gerçekten de kendine göre tutarlı ama bize göre son derece yanlış bir propaganda yapıyor. O propagandanın da şu veya bu şekilde tuttuğunu görüyoruz. Çünkü yurttaş borçlu ve bir şekilde kendisini riske atmak istemiyor. Ama hayatın da bir gerçeği var tabii. O gerçek de şudur; Ekonominin çok iyi yönetilmediğini biz çok iyi biliyoruz. Ekonomi kurmayları da bunu çok iyi biliyor. Tümüyle sıcak paraya dayalı, Amerika Merkez Bankası kararlarından çok etkilenen bir ekonomi var. Saygın çevreler de Türkiye'nin en kırılgan ekonomilerden birisi olduğunu dile getiriyor. Son 12 yılı dolar bolluğunun bu kadar yüksek olduğu bir dünyada ekonominin temelleri çok daha sağlam atılabilirdi. Ama bunu beceremedi AKP hükümeti."
'DEPREM OLURKEN BİZİM BUNU GÖRMEZDEN GELMEMİZ BEKLENEMEZ'
Halkın kavga üzerinden siyaseti sevmediğinin sorulması üzerine CHP lideri şunları söyledi; "Bize yeni yeni eleştiriler geliyor. 'Efendim siz tümüyle olayları yolsuzluk üzerine inşaa ettiniz' diye. Şimdi siyasal iktidarın bu kadar kapsamlı yolsuzluk yaptığı bir durumda ana muhalefet partisi olarak bizim sessiz kalmamız çok yanlış olurdu. Bu bir demokrasi ayıbı olurdu. Siyasetçinin topluma hizmet etmek gibi temel bir görevi var. Biz hem daha saydam bir toplum olacağız. Öte yandan yolsuzluğu görmeyeceğiz. Belli çevreler böyle bir tavsiye mektubu yazmaya başladı. Biz bunu kabul etmedik ve etmediğimizi de dile getirdik. Ayrıca kendi projelerimizi de anlattık. Yerel yönetimlerin CHP'nin işi olduğunu anlattık. "Metronun kilometre maliyetini İzmir, Ankara ve İstanbul arasında karşılaştırın. İzmir 60, Ankara 100, İstanbul 140 milyona yapılıyor" dedik. CHP'li belediyelerin avantajlarını topluma sergiledik. İlk okul sütü, metro, tercihli yol hep bizim projelerimizdir.İnsanların, kentsel dönüşümün olduğu yerde bunların yapılacağını, kentin varoşuna sürüklenmeyeceklerini anlattık. Defalarca dile getirdik ama bu bölümler medyada çok yankılanmadı. Medyada da yolsuzluk yankı buldu çünkü her gün yeni bir ses kaydı düşüyordu. Böyle bir deprem olurken bizim bunu görmezden gelmemiz elbette beklenemez."
'ÖN SEÇİM İLE BELİRLENECEK MİLLETVEKİLİ ADAYLARI'
Kılıçdaroğlu, milletvekillerinin ön seçim yoluyla belirleneceğini dile getirerek:
"Halktan yana olan güçler CHP çatısı altında olsun istiyoruz. Sadece CHP'lilerin oy verdiği bir parti olmak istemiyoruz. Daha geniş kitlenin, her kesimden temsilin olduğu bir yapıyı kurmak istiyoruz. Esnaf da işveren de işçi de burada bir temsilcisi olduğu bilmeli. Böyle bir yapı içerisinde seçimlere gideceğiz. Ön seçim ile belirlenecek milletvekili adayları" ifadelerini konuştu. CHP lideri, diğer muhalif partilerle işbirliği olup olmayacağının sorulması üzerine ise "Siyasi partiler yasası zaten buna engel. Yasanın izin vermediği bir şeye bir siyasi parti yetkilisi yapacağız derse suç işlemiş olacaktır" diye yanıt verdi.
'İKİNCİ TURDA İSTER İSTEMEZ BU BİRLİKTELİK KENDİLİĞİNDEN OLACAKTIR'
Kılıçdaroğlu "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bunu partiler bazında işbirliğine dökmeye hazır mısınız?" sorusuna ilişkin ise şu açıklamayı yaptı:
"Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük bir olasılıkla o olabilir. Zaten iki turlu bir seçim. İlk turda yüzde 51 aşılmadığı zaman ikinci turda ister istemez bu birliktelik kendiliğinden olacaktır. Bizim kafamızda da birkaç isim var. Ama takdir ederseniz şimdi deklere edecek birşey yok. İlk turdan işbirliği ihtimalini biraz zaman gösterecek. Önce şu noktada bizim bir uzlaşmamız lazım. Siyasi kimliği çok öne çıkmamış, bir partiye olan aidiyeti çok öne çıkmamış ama toplumun her kesimini kucaklayan, iyi eğitim almış, yabancı dil bilen dünyayı ve Türkiye dengelerini iyi bilen bir kişi üzerinde uzlaşırsak birinci turda da olabilir tabi."
'DENGELERİN DEĞİŞEBİLECEĞİNE İNANIYORUM'
Ankara'da oy sayımına ilişkin durumu değerlendiren CHP lideri Kılıçdaroğlu; "Yüksek Seçim Kurulu'na itirazımızı yaptık. Elbette bazı haksızlıkların olduğunu çok iyi biliyoruz. Bunlar yüksek seçim kurulu tarafından ne kadar dikkate alınır onu bilmiyoruz tabi. Tümü dikkate alınırsa dengelerin değişebileceğine inanıyorum. Demokratik yollardan mücadeleyii sürdüreceğiz. Biz dün basın toplantısında da söyledik. Bu daha başlangıç. Bugüne kadar sokaklara inmedik. İnmeyi de pek düşünmüyoruz ama istiyoruz ki devletin kurumları yansız çalışabilsin. Yargı olabilir, yasama ve diğer kurumlar da olabilir. Bunlar tüm topluma hizmet etmeliler. AKP'nin arka bahçesine dönüşmemeliler. Bu kurumlar iktidarın arka bahçesine dönüşürse Türkiye'de kaos çıkar ve çok büyük olaylar olur" diye kaydetti.
'DEMOKRATİK KURUMLARI BAŞBAKAN İLK KEZ TEHDİT ETTİ'
Röportajda Başbakan Erdoğan'ın 30 Mart gecesi yaptığı balkon konuşmasını eleştiren Kılıçdaroğlu şunları kaydetti; "Ülkenin medya kurumlarını, demokratik kurumlarını bir başbakan ilk kez tehdit etti. O tehdide boyun eğmeyeceğiz."
'BUNU ÇÖZECEK OLAN DA SOSYOLOGLAR'
Ana muhalefet lideri, AK Parti seçmenin kendilerini dinlemediğini dile getirerek AK Parti seçmenine nasıl ulaşacaklarını şu şekilde anlattı; "Bunu ne kadar artırabileceği konusunda sosyolog arkadaşlardan bir isteğim oldu. Erdoğan muhalefetin söylemlerine tümüyle kapalı bir taban oluşturdu. Belli bir taban bizim söylemlerimizi dinlemiyor bile. Tek kanaldan besleniyor. O taban da Erdoğan. Şimdi bizim onların bizi dinleyebilecekleri kanallar açmamız gerekiyor ve bunun için çalışmamız gerekiyor. Bunu çözecek olan da sosyologlar. Biz o kitlelere nasıl kendi fikirlerimizi aktarabiliriz konulu özel bir çalışma yapıyoruz. Bir ay içinde sonuçlanır. Biz de tahmin ediyoruz oralara nasıl ulaşacağımızı. CHP örgütlerinin de buna hazır olması lazım. Sadece genel başkanın ve yardımcılarının söylemleri değil, il başkanı ilçe başkanının da bu bağlamda o kitlelerle ilişki kurarken belli bir üslubu yakalamaları gerekiyor."
'ANKARA BİRAZ DAHA KAMUOYU DESTEĞİYLE GÖTÜRÜLDÜ'
CHP lideri, 'Mustafa Sarıgül'ün oylara sahip çıkma konusunda Mansur Yavaş kadar etkili olamadığı' eleştirilerini şöyle değerlendirdi; "Onlar da başvuru yaptılar biliyorsunuz ama onlar biraz daha sessiz götürdüler bu işi. Ankara biraz daha kamuoyu desteğiyle götürdü."
'BDP'NİN DE YOLSUZLUKLAR KONUSUNDA DUYARLI BİR PARTİ OLDUĞUNA İNANIYORUM'
Kemal Kılıçdaroğlu, "İktidarın CHP'de olduğu, köşkte Erdoğan'ın olduğu bir senaryoda cumhurbaşkanının artan yetkileri de düşünülecek olursa ülke kilitlenir mi?" sorusuna şöyle yanıt verdi; " Her şeye karşın toplum vicdanı kabul etmez. Seçileceğini düşünmüyorum. BDP'nin böyle bir destek vereceğini sanmıyorum. BDP'yi biz de zaman zaman eleştiriyoruz ama BDP'nin de yolsuzluklar konusunda duyarlı bir parti olduğuna inanıyorum."
'BARIŞMA İHTİMALLERİ YOK'
CHP lideri, mitinglerde "İş adamlarını ayırmayacağız. Hepsi bizim dönemimizde iş alabilecekler" söylemine açıklık getirerek; "Her işadamına karşı eşit davranacağız. Bizi rahatlıkla eleştirebilirler. Onlardan tek isteğimiz var. Ahlaki temelleri esas alarak hukuk içinde işlerini yapmaları. Ama bunun dışına çıkarlarsa onlarla iş yapma ihtimalimiz olmaz. Geçmişinde çıkmışsa, bizim dönemimizde bizimle barışma ihtimalleri yok" ifadelerini kullandı.

(BY/SS)