CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 Aralık soruşturması sanıklarının tahliye edilmesini eleştirerek, "Bunların hepsini serbest bıraktılar. Kahramanmaraş’ta bir gencecik çocuğumuz 17 lira çaldı diye 17 ay hapse atıldı. Bir milyar dolar götürdüler. Başbakanın evinden çıkan para bu. Hepsi serbest kaldı. Milletin vicdanı sızlıyor" dedi.
CHP'nin, Yalova’nın Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen miting alanında partililere Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan ve Muammer Güler ile oğlu Barış Güler arasında yapıldığı iddia edilen telefon konuşmaları barkovizyon eşliğinde dinletildi. Alandakiler 'Hırsız Tayyip', 'Her yer Taksim, her yer Direniş', 'Başbakan Kemal', 'Bizler Mustafa Kemal'in Askerleriyiz' sloganları attı.
Kemal Kılıçdaroğlu, sloganlar arasında başladığı konuşmasında ilk olarak 17 Aralık'daki yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna değindi. 17 Aralık sabahı bu ülkede nelerin yapıldığını, aşama aşama vatandaşların hayatından film şeridi gibi geçtiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"17 Aralık’ta cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yapıldı. 4 bakanın çocuklarının yatak odalarında kasalar çıktı. Kasaların içinden paralar çıktı. dolarlar çıktı. Euro’lar çıktı. O kasaların yanında para sayma makineleri çıktı. Bir bakanının 700 bin liralık saati çıktı. Sonra baktılar ki bu iş büyüyor, önce koştu kendi özel uçağını, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na tahsis edilen özel uçağı, Aksaray’a gönderdiler. Valiyi aldı ‘gel’ dedi. ‘Sen İstanbul’a emniyet müdürü ol. Yolsuzluk ve rüşvet olayını kapat’ dedi. Polisleri, savcıları değiştirdiler. Değiştirdikleri savcıları bir daha değiştirdiler. Sonra yetmedi adli kolluk yönetmeliğini değiştirdiler. Yetmedi hakimler ve savcılar Yüksek Kurulu’nu değiştirdiler. Yetmedi başbakan çıktı dedi ki ‘Bu yolsuzluk ve rüşvet operasyonu bana karşı yapılmıştır. Oğlum Bilal’e karşı yapılmıştır. Bilal üzerinden bana ulaşmaya çalışıyorlar’ dedi. Ben de şunu söylüyorum Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Allah aşkına bana söyler misiniz bir hükümet devleti soyarsa ne olur? Dünya tarihinde ilk kez AKP hükümetinin devleti soyduğunu görüyoruz. Kendi oğluna 'ifade ver' diyorlar. ‘İfade ver vermem’ diyor. İfadenin alınması lazım. ‘İfade alınmayacak’ diyor. Ne yaptı Başçalan oğlunu devletin makam arabasıyla beraber yanında götürdü."
Manisa’da bir üniversite öğrencisinin çantasında bir bezin üzerine 'hırsız var' yazıldığı için ‘sen devlet büyüklerine başçalana hakaret ediyorsun’ diye yakaladıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Allah aşkına eskiden bir reklam vardı. Bir bisküvinin adını söylerdi o bisküvi reklamında ismini söylerdi. Onun adı hemen akla gelirdi" dedi. Kılıçdaroğlu, şimdi 'hırsız' deyince akla Başbakan Erdoğan'ın geldiğini belirterek, "Ben daha ne diyeyim Allah aşkına söyler misiniz? Bu ülkenin nüfusunun en az yarısı ona hırsız diyor. Hırsız unvanı verilen bir adam, Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanlık koltuğunda oturur mu? Arkadaşlara söyledim başçalana sakın sayın başbakan demeyin. Sayın lafını da kaldırın. Adı ve unvanı bellidir. Bütün dünyada nam salmıştır. Adı başçalandır" diye konuştu. Hükümetin istifa etmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir adamın yüreğimde Allah korkusu varsa, kul hakkı yemek dünyanın en büyük günahıdır diye biliyorsa, alnında ar damarı varsa zaten bir gün bile o koltukta oturamaz. Bunlarda Allah korkusu yok, ar damarı yok, ne söyleyeyim ben bunlara başka ne söyleyeyim Allah aşkına söyler misiniz. O nedenle Manisa’daki üniversite öğrencisine ‘hırsız var pankartını taşıma’ diyor. Ben de buradan diyorum ki artık o devlet sırrı olmaktan çıktı. Artık bütün dünya onun hırsız olduğunu kabul ediyor. Herkes öyle bilsin rahatlıkla söyleyebilirsiniz kimse bir şey yapamaz size. O hırsız o koltuktan inmediği sürece ona her yerde hırsız diyeceğiz."
Türkiye’nin bir diktatör tarafında yönetildiğini, diktatörlüklerde yargı ve yasamanın olmayıp sadece yürütme organının olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "O yürütme organını da biliyorsunuz yürütmedir. Ne diyor başçalan ‘Ben yürütmenin başıyım’ diyor. E biz de zaten sana onu söylüyoruz. Sen yürütmenin başısın diyoruz" dedi. Kemal Kılıçdaroğlu, annelere çağrıda bulunarak, "Buradan bütün annelere sesleniyorum, ellerinden öpüyorum. Anneler çocuğunuz işsiz ise onun sebebi başçalandır. Çocuğunuz iş bulamıyorsa sebebi odur" ifadelerini kullandı.
Konuşmasında Ak Parti’ye oy verenlere seslenen Kılıçdaroğlu, "Sizi kandırdılar sizi adam yerine koymadılar. Size açıkça yalan söylediler. Çocuklarını paraya boğdular. Her taraflarından dolar akıyor. Din-iman edebiyatı yaparlar, öbür taraftan malı götürüler. Kul hakkı yemek günahsa, yüce Allah ‘Her türlü günahla gel affederim ama kul hakkıyla karşıma gelme’ diyorsa ve sen de gidip hala bunlara oy veriyorsan ben sana söyleyecek bir şey bulamıyorum" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir bakanın kolunda 700 bin liralık saat. İnsaf ya. Ben merak ediyorum içinizde kaç kişi 700 bin liralık saat sahibi?" diye sordu. Alandakilerin 'Biz 5 liralık saat kullanıyoruz’ demeleri üzerine Kılıçdaroğlu, “5 lira mı? Olmadı" dedi.
"BEN SANA BAŞÇALAN DEMEYEYİM DE NE SÖYLEYEYİM?"
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasındaki tutuklu sanıkların tahliye edilmesine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Serbest bıraktılar hepsini. Kahramanmaraş’ta bir gencecik çocuğumuz 17 lira çaldı diye 17 ay hapse atıldı. Bir milyar dolar götürdüler. Başbakanın evinden çıkan para bu. Hepsi serbest kaldı, milletin vicdanı sızlıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren değerli, yurttaşlarıma sesleniyorum. Bir Başbakanın evinde nasıl olur da bir milyar dolar para olur" diye konuştu. 17 Aralık sabahı Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında yapıldığı öne sürülen telefon görüşmelerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elinizi vicdanınıza koyun. Bu ülkede tüyü bitmemiş yetimin hakkı için düşünün. Allah aşkına dünya tarihinde hangi başbakanın evinde bu kadar para var? Devletin bankaları var. Alın teriyle kazandıysan götür bankaya yatır. Ama hırsızlık yaptın parayı oraya yatıramıyorsun. Ben sana hırsız demeyim de ne diyeyim. Başçalan demeyeyim de ne söyleyeyim. Başçalanın yönettiği bir ülkeyi istemiyoruz. Millet oy verdi hırsızlık yapıyorlar. Hesabını sormazsam ben namerdim. Hesabını soracağım. Ben bir ara demiştim ki ya koltuğu bırak ya da helikoptere bin başka bir yere git demiştim. Bazıları eleştiriyorlar hesap sormayacak mısın diye. Siz hiç merak etmeyin. Bu kardeşiniz kul hakkı yiyen herkesten hesabını soracaktır. Kaçar mı? Emin olun kaçar. Ben yol gösterdim kaç ama kaçtığın ülkeden seni geri getireceğim geri ve bunun hesabını soracağım."
KABATAŞ OLAYINA DEĞİNDİ
Gezi olayları ve Kabataş tartışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, “Millet ağaç kesilmesin diye Gezi’de eylem yaptı. Başı açık, başı kapalı kız kardeşlerimiz, analar, bacılar hepsi oradaydı. Kalktı ‘bunlar camide, içki içiyorlar’ dedi. Allah aşkına caminin imamı Müslüman bir kişi diyor ki camide içki içilmedi kardeşim diyor. Sen misin onu söyleyen. İmamı sürdüler. Niye? Doğruyu söyledi diye. Ne söylersen söyle o imama saygı duyuyorum, doğruyu söylediği içinde saygımı sürdürüyorum" dedi. Kabataş'ta başörtülü kadın olayına da değinen Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Kabataş iskelesinde baş örtülü bir kardeşimize 50 ile 100 kişilik bir grup üst tarafı açık ellerinde deri eldivenler başlarında bilmem neler 6 aylık çocuğu ile gidiyor bu kadına saldırmışlar. Dövülmüş de bayılmış da üstüne idrarını yapmış da, Allah aşkına binlerce kişinin geçtiği iskelede böyle bir şey yok. Çok şükür bir televizyon kanalı, Kanal D onlara da teşekkür ediyorum yaptıkları habercilik dolayısıyla teşekkürlerimi şükranlarımı sunuyorum, gösterdiler böyle bir şey yok. Kadıncağız gidiyor çocuğu da arabada. Kocası geliyor, kocasıyla gidiyor. Ne kavga, ne dövüş, ne yaralanan, adam vurma, yere yatırma hiç birisi yok. Yalancıdan, hırsızdan başbakan olmaz. Başçalandan başbakan olmaz. Dini siyaseti alete edenden başbakan olmaz. Hukukun üstünlüğüne inanmayandan başbakan olmaz. Başbakan topluma örnek olması gereken kişidir. Ahlakıyla örnek olacak sözleriyle örnek olacak yalan söylemeyecek her yerde millete doğruları söyleyecek” dedi.
"BİLAL OĞLAN ADALAR ALIYOR"
Son günlerde ortaya dökülen kasetlere de değinen Kılıçdaroğlu, "Hiç kimse çıkıp bu kaset yalan demedi, düzmecedir demedi, montajdır demedi. Herkes kabul etti ama ne zaman Bilal oğlan ile başçalan arasında konuşma çıkınca önce bir hayal kırıklığı önce bir sesini kestiler sonra çıktı efendim bu montajdır dedi. Böyle bir şey olamaz. Sonra dedi ki kriptolu telefonlarım dinleniyor dedi. Yani oğluyla yaptığı konuşmayı dolaylı olarak doğruladı" dedi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devlet sana kriptolu telefonu devletin sırlarını konuş diye verdi sana yolsuzluk yap diye o kriptolu telefonları vermedi, önce sen bunu öğren. Dün bir ses kaydı daha düştü Bilal oğlan ada alıyor, adalar alıyor. Başçalana sormuşlar 'Yok onun aldığı adacık' demiş 'Küçük bir ada alıyor' demiş. Hani gemicik almıştı ya şimdi de adacık almış. Ak Parti’ye oy veren değerli yurttaşlarıma sesleniyorum. Siz bunları iktidar yaptınız Altlarına kırmızı plakalı araçlar verildi. Uçaklar tahsis edildi gittikleri yerde alkışladınız devletin itibarı diye biz bunlara saygı gösterdik ama bunlar geldiler sizi soydular eğer siz kul hakkı yemenin günah olduğuna inanıyorsanız, bunlara oy verirseniz benim iki elim yakanızda olur. 17 lira para aldı diye 17 ay bir çocuk hapse giriyor. Trilyonları götürenler hapisten çıkıyor. Sizin vicdanınız bunu kabul ediyorsa benim söyleyecek bir şeyim yok. Ama kabul etmiyorsa demokratik yollardan tepkinizi gösterin. Sandığa ayın 30’unda gidin haramilerin iktidarına hep beraber son verin."
Kemal Kılıçdaroğlu, bu topraklarda yaşayan kim olursa olsun başının üstünde yeri olduğunu ve ayırım yapmadığını belirterek, "Çünkü biz başka bir partiyiz. Biz Türkiye’yi kuran partiyiz, devleti kuran partiyiz, demokrasiyi getiren partiyiz, kadın erkek eşitliğini savunan partiyiz hukukun üstünlüğünü savunan partiyiz, kul hakkı yememeyi şiar edinene partiyiz herkesin inancına kimliğine saygı gösteren bir partiyiz. Biz hırsızlardan hesap sormayı ahdetmiş bir partiyiz biz Cumhuriyet Halk Partisi'yiz" dedi.
Kılıçdaroğlu, bu konuşmanın ardından öğle yemeğini Yalova'da yedikten sonra Bursa'ya hareket etti.
IA,SG,HB,SÇ (FK/ESM) (FOTOĞRAFLI)