'17 ARALIK BENİM DOĞUM TARİHİM'
Kılıçdaroğlu, Bartın girişindeki akaryakıt istasyonunda partileler tarafından karşılandı. Ardından seçim otobüsü ile şehir merkezinden geçerken halkı selamlayan Kılıçdaroğlu, Bartın Spor Salonu'nda partisinin Bartın belediye başkan adaylarının tanıtım törenine katıldı. Kılıçdaroğlu konuşmasında, kendisinin de doğum tarihi olan 17 Aralık'ta yapılan operasyonun ardından hukuk devletinin ayaklar altına alındığını, Cumhurbaşkanı'nın bile "Yargı bağımsızdır" demek zorunda kaldığını söyledi. Bu günlerin AKP, MHP, CHP günü olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Gün Cumhuriyet günüdür" diye konuştu.
İktidar sözcülerinin "Milli orduya kumpas kurdular" itirafını yaptıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Yeni akıllarına geldi. Biz aylardır söylüyorduk. Bir siyasal iktidar kendi ordusuna kumpas kuramaz. Kendi ordusuna kumpas kuran iktidar önce kendi halkına kumpas kurmuştur" dedi.
'BU ÜKEDE BİRDEN FAZLA HIRSIZ VAR'
17 Aralık'ta Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"11 yıldır ülkeyi yöneteceksiniz, bakanlar çıkacaklar çocuklarıyla beraber yolsuzluk rüşvet batağına saplanacak. Gerçekten bu ülkede bir değil, birden fazla hırsız var. Tüyü bitmemiş yetimin hakkına göz koyanları asla affetmeyeceğiz. Din iman edebiyatı yapacaklar, yetimin hakkına göz koyacaklar, din iman edebiyatı yapacaklar hırsızları savunacaklar, din iman edebiyatı yapacaklar milletin gözünün içine bakarak yalan söyleyecekler."
Yolsuzluk operasyonu ile bakan çocuklarının cezaevine girdiğini, bakanların istifa ettiğini, buna karşı Başbakan Erdoğan'ın, "Bize komplo kuruldu" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vallahi de yalan, billahi de yalan. O bakanların çocuklarının yatak odasına 6-7 tane para kasasını çeteler mi koydu? Banka genel müdürünün evinde ayakkabı kutusunun içindeki 4.5 milyon doları çeteler mi koydu? Sen bu milletin aklıyla alay mı ediyorsun. Diyor ki; 'biz içimizdeki kirlileri temizledik.' Peki niye o kirlileri savunuyorsun. Neden savcının polisin elini ayağını bağlıyorsun. 'Yolsuzluk yapan babam bile olsa onu soruştururum' diyordu. Ama senin oğlun mahkeme kararıyla gelsin ifade versin diyorlar. 'Benim oğlum gelmez' diyor. Senin oğlunu ayrıcalıklı kılan nedir? Neden gitmiyor mahkemeye. Korkmuyorsan, alnı temizse her yere gider. Gider ifadesini verir. 'Alnım aktır' der. Ne o söylüyor ne babası. Siz kul hakkı yediniz, kul hakkı."
Kılıçdaroğlu, iktidarın 'devletin içinde çete var, paralel devlet var' diye tutturduğunu belirterek, "Bak bu paralel devlet konusu doğru. Bir devlet var düzgün çalışan. Bir de bir başka devlet var, kendisini yolsuzluğa gömmüş. Başında Başbakan var, altında bakanları var, onun altında çocukları var, kirli bürokratları, kirli polisleri, kirli savcıları var. Parelel devlet bu" dedi. 76 milyon vatandaşın bu ülkede vergi verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "O paraların nereye harcandığını bir Allah'ın kulu bilmiyor. AKP’ye oy verenlere sesleniyorum. Sizlerin inancınıza, kimliğinize, oylarınıza hep saygı duydum, ama artık siz de düşünün. 'Yeter' deyin artık. Hırsıza, yolsuza izin vermeyin. Anlamadığım bir şey daha var. Yahu bu kadar parayı götürdünüz hala doymadınız mı? Yeter artık! Düşün bu milletin yakasından. Bu bakanın kolunda 70 bin dolarlık saat var. Neden o saat berber Mehmet efendiye verilmiyor. Neden bakana veriyorlar" diye konuştu.
'BU UMRE HELAL Mİ'
17 Aralık operasyonunda oğlu tutuklanan ve Ekonomi Bakanlığı görevinden istifa eden  Zafer Çağlayan'ın ailece Reza Zarrap'ın uçağı ile hep birlikte Umre'ye gitmelerine de değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ailece hep beraber Umre’ye gidiyorlar. Bu Umre helal bir Umre mi? Siyasete girdiğim gün vekil seçildim. Hemen mal bildirimini yayınladım. Beş kuruşundan utanç duyacak bir durumum yok. Alnımın teriyle kazandım ben o paraları. Fakirliği övmüyorum. Keşke herkes zengin olsa. Ama ben kul hakkı yiyerek zengin olanın karşısındayım. Alın teriyle kazanır, zengin olur, ben onun elini öperim."