BAŞBAKAN ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kesinin kısılmasına rağmen partisinin Van ve Diyarbakır mitinglerini iptal etmedi. Pazar günü yapılacak seçimin istikbal için çok önemli olduğunu, mührün yeni Türkiye ya da eski Türkiye için vurulacağını söyledi. 'Çözüm süreci'ne değinen, kan dökülmesini durdurduklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Parti adının barış ve demokrasi olması ne barışı, ne de demokrasiyi getirmez. Silahların gölgesinde demokrasi gelmez. Çıkardığımız yasayla silahları susturduk" dedi.
Özel uçakla Van'a gelen Başbakan Erdoğan, konuşmasına sesinin kısıklığı nedeniyle kendisini izlemeye gelenlerden özür dileyerek konuşmasına başladı. Erdoğan sesi kısık olsa bile Van’ı ve Diyarbakır mitinglerini iptal etmediğini belirterek, "Böyle de olsa gelmek zorundaydım" dedi. Van'daki tüm alim ve gönül insanlarına Allah'tan rahmet niyaz dilediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Van'ın evladı, Van'ın kahramanı Van'ın alimi Bediüzzaman Said-i Nursi'yi özelikle yad ediyor, mekanının cennet olmasını diliyorum. Van'ın tüm şehitlerine Van'da depremde kaybettiklerimize rahmet diliyorum. Ahde vefa için bu kardeşinize sahip çıktığınız için her birinize teşekkür ediyorum. Rabbim sizlerden razı olsun" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, pazar gününün istikbal için önemli olduğunu, mührün ya Türkiye için, ya da eski Türkiye için vurulacağını belirterek şöyle dedi:
"İstikbalimiz için önemli bir tercihte bulunacağız. Mührü ya yeni, ya da eski Türkiye'ye vuracağız. Eski Türkiye'nin ne olduğunu biliyorsunuz. Bugünün gençleri bilmiyor olabilir. Eski Türkiye'de yasaklar; kültürler üstünde, cezaevinde dahi yasaklar vardı. Ana dilde yasaklar vardı. Eski Türkiye'de dinler yasaktı. Düşünceler türküler, şarkılar, kitaplar klavyeler, harfler yasaktı. Köyler yasaktı. Farklı dillerde televizyon propagandası yasaktı. Eski Türkiye asimilasyonun uygulandığı Türkiyeydi. Faili meçhuller, asit kuyuları vardı. Başörtüsü yasaktı. İmam hatipler kapatılmıştı. Katsayılar, meslek liselerini kısıtlamıştı. Başörtü ile kamuda çalışmak yasaktı. Aşağılamalara maruz kalıyorduk. Devlet kibirliydi. Tepeden bakıyordu. Devlet insanına insan muamelesi, ayrımcılık yapıyordu. Eski Türkiye'de acılar vardı, kan akıyordu. Ocaklara ateş düşüyordu. Yoksulluk çaresizlik vardı. 12 yıl boyunca bunu ortadan kaldırmaya çalıştık. Yeni Türkiye kurmanın mücadelesini verdik. Hastaneler, okullar, yollar, konutlar inşa ettik. Barajlar, HES'ler, kültür merkezleri stadlar yaptık. İşçinin, memurun elinden tuıttuk. 'Hiç kimse kendini yalnız hisetmesin' dedik. Yasakları kaldırdık. Anlamsız yasakları kaldırıp hakları verdik. Asimilasyonu kaldırdık. Klavyeler, kitaplar, şarkılar üstündeki yasakları kaldırdık. Van'da Kürtçe propaganda yapıyorlarsa bunun önünü biz açtık."
Konuşmasında BDP'yi de eleştiren Başbakan Erdoğan, BDP'nin "Bunu mücadelesini vererek biz yaptık" dediğini ifade ederken, "Sen kimsin? Şimdi televiyonlar 24 saat yayın yapıyorsa bunu yapan biziz. Şu BDP’nin Van’da yaptığı ne var? Bana söyleyin" dedi.
"FEKİYE TEYRAN KİTABI KÜRTÇE BASILIYOR"
Erdoğan, bu konuşmasında bir müjde vereceğini de belirterek, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın daha önce Mem-u Zin’in kitabını Kürtçe ve Türkçe bastırdığını, şimdi de Fekiye Teyran'ın kitabını basıtırdıklarını anlattı. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bakınız Said-i Nursi'nin eserlerine yasak koyuldu. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kitaplarını basması üzerine vasiyeti vardı. Şimdi onun kitaplarını bakanlık olarak bastırıyoruz. Yeni Türkiye'de barış ve kardeşlik var. Kan yok. Biz gençlerimizin yitip gitmesini istemiyoruz. Gençleri dağlara çıkaran zihniyet hangisi, bu zihniyet kardeşliği barışı konuşabilir mi? Parti adının 'Barış ve demokrasi' olması ne barışı, ne de demokrasiyi getirmez. Silahların gölgesinde demokrasi gelmez. Çıkardığımız yasayla silahları susturduk. Siyaseti devreye soktuk. Çözümü barışı devreye soktuk. Sizler için bunları yaptık. Ben Türkü Türk olduğu için Arabı, Çerkezi, Zazayı Allah yarattı diye seviyorum. Kardeşlerim biz bunları tehditle yapmadık. Tehditlere rağmen yaptık. Silah zoruyla değil, onlara rağmen yaptık. Şimdi 'AK Parti yapmadı, biz yaptık' diyorlar. Neden 90’larda yapmadınız? O yıllarda kan gövdeyi götürüyordu. Biz Türkiye'nin, 81 ilin partisiyiz. Biz kardeşliğin, birliğin partisiyiz. Biz ne Kürtçü, ne Türkçüyüz. Biz yeni Türkiye'yiz, milletin partisiyiz. BDP’ye MHP’ye bakıyorsun siyasi ideoloji yapıyorlar."
VAN'A 15 KATRİLYON HARCANDI
Van depreminde hayatını kaybedenlere rahmet dileyen Erdoğan, bu dönemde hükümet olarak yaptıkları çalışmalara da değindi. Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Van'ı 15 kartrilyonla, 10 ayda ayağa kaldırdık. Van'ı ve Erciş'i adeta yeni bir şehir haline getirdik. Biz sorumluyuz. Ancak BDP’de böyle bir şey yok. Çıkıp 'Biz Kürtler'in temsilcisiyiz' diyor. Bunu söylemekle olur mu? Hizmete esere oyunuzu verin. Eşek ölür, kalr semeri, insan ölür kalır eseri. Sadece ideolojik siyaset yapıyorlar. Biz bu millete efendi olmaya değil. Hizmetkar olmaya geldik. Kasımda Diyarbakır'da muhteşem bir program düzenledik. Barzani ve 35 yıldır vatanından ayrı kalan Şivanperver ve ibrahim Tatlıses de Diyarbakır'a geldi. Orada sadece Diyarbakırlı değil, 77 milyon insanın göz yaşını gördük. Burada 77 milyon insan 'negri'(Ağlama) dedi. Yıllardır istikrarsızlıktan rahatsız olduk. Diyarbakır buluşması farklı idi. Bu olumsuzluklardan nemalananların hedefleri farklı oldu. Pensilvanya bir adam yaşıyor. Yıllardır Said-i Nursi'yi istismar etti. Şurada Bitlis’in Hizan ilçesinde doğdu. Van medreselerinde yetişti. Van ve çevresine düşman saldırıları başlayınca, kalemini bırakıp, topraklarını savundu. Bitlis deresinde Ruslara esir düştü. 1925’ten itibaren sürgünlerle tanıştı. Zindalara atıldı. Zehirlendi. En büyük hayali kitabının basılmasıydı. Ölüsüne bile sahip çıkmadılar. Bütün bunları CHP yaptı. Pensilvanya'daki zat hayasızca, edepsizce CHP’ye destek veriyor. Said-i Nurs'i kürt olduğu için gitmemiş. O gün nasıl ırkçı ise bugün aynı ırkçı. İşte bu zat, Pensilvanya'da kurduğu sanayi ile çözüm sürecine, kardeşliğe, barışa saldırıyor. Oslo'da saldırdı başarısız oldu. En son 17 Aralık'ta başarısız oldu. Bu ahlaksız siyasete 30 Mart'ta siz cevap vereceksiniz. Bu ülkesine edepsizce siyaset yapana siz cevap vereceksiniz."
"KORKUYU KORKUTAN ABLALAR OLACAKSINIZ"
Erdoğan, seçime çok az süre kaldığını herkesin kapı kapı dolaşmasını istediğini bildirirken, "Durmayacağız. Ben sizden bir şey istiyorum. Siz korkuyu, korkutan ablalar olacaksınız. Kale içeriden fethedilir. Siz bu seçimin fatihleri olacaksınız. Sandıklara, oy pusulalarına sahip çıkacağız. Millet eğilmez, Türkiye yenilmez" dedi.
Başbakan Erdoğan, bu günün yaşamında özel bir gün olduğunu, tam 20 yıl önce yerel seçimde İstanbul'a belediye başkanı olduğunu vurgularken, şöyle devam etti:
"Bana düşen görevi en iyi şekilde temsil ettim. Belediyecilik bizim işimizdir. Bizim uzmanlık alanımızdır. İdeolojiye tehdide değil, hizmete oy verin. Van’ı biz büyükşehir yaptık. CHP, MHP ve BDP buna karşı çıktı. Şimdi bunlar hangi yüzle sizden oy isteyecek. İnanın bunların derdi başka. Size hizmet değil. Biz istiyoruz ki nasıl depremden sonra Van'ı yeniden inşa ettiysek, büyükşehir için de yeni bir dönüşümü başlatacağız. Van'da merkezi yönetimle ilçe belediyelerimiz el ele vererek, yeni bir dönem başlatacağız. Kentsel dönüşümü köylerde yapalım. İşte Bahçesaray’ın yolu yoktu. Biz yaptık. Biz yaparız, BDP başka planlarla uğraşıyor. Biz dağları delerek Şirin'e ulaşırız. Biz Ferhatız biz sizleri seviyoruz. Sizlere aşığız. Biz hizmetleri götürmek istiyoruz. Van'a karayollarının yaptığından başka bir şey yok. BDP hizmet üretmez. Var oldukları her yerde çöpe, çamura, susuzluğa mahkum ettiler. Buna Van artık 'dur' demelidir. Barış diyorlar, demokrasi diyorlar. Bölgede her türlü baskıyı kuruyorlar. Faşizan baskıları Van hak etmiyor. Bunu aşmamız ve Van'ın iyi bir noktaya gelmesi gerekiyor. İnşallah Başkale’de köye dönüş projeleri ve kentsel dönüşümlerle Van’ı çok güzel yerlere taşıyacağız. 15 katrilyondan bahsettik. Bununla yeni bir Van inşa ediyoruz. Gelin bu Pazar günü bu Van’ın kaderini değiştirelim."

(FE/İD) (FOTOĞRAFLI)