AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Belediye Başkan adayları tanıtım toplantısında konuştu. TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ın dünkü açıklamalarıyla olduğundan çok farklı bir Türkiye, olduğundan çok farklı bir manzara çizmeye çalıştığını dile getiren Erdoğan, "TÜSİAD Başkanı çıkıyor, olduğundan çok farklı bir Türkiye, olduğundan çok farklı bir manzara çizmeye çalışıyor. Neymiş? Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, bununla ilgili kanun teklifinden büyük rahatsızlık duyuyorlarmış. Senin rahatsızlık duyduğun ne? Etrafınızdaki belli maaşlı memurlarınız var. Onların size vermiş olduğu bilgilerle mi siz bunu değerlendiriyorsunuz. Ey TÜSİAD, ananas meselesinden niye rahatsız değilsin? Uganda'da sizlere rafineri bağlantısı kuranlardan neden rahatsız değilsin? Yargı içindeki paralel örgütlenmenin iş dünyası üzerindeki ağır baskısından, şantajından rahatsızlıklarınız niye yok? Niye? Çünkü bazılarının işleri tıkır tıkır yürüyor. Ananaslar gelip gidiyor. Herhalde bu bildiğiniz ananas değil, anlıyorsunuz. Bunlar farklı, ananas bunun kod adıdır kod" dedi.
BAŞBAKAN'DAN SARIGÜL'E YOLSUZLUK İDDİASI
Muhalefeti de sert bir dille eleştiren Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenerek, "Ey genel müdür, sana pazara
kadar müsaade eğer pazar gününe kadar sen İstanbul Büyükşehir adayınla alakalı o yolsuzluk klasörünü açıklamazsan ben CHP'nin raporunu kendim açıklayacağım" dedi. Erdoğan, devlete paralel yapının TÜSİAD'ın içinde olanlarının, kendisiyle yaptığı görüşmelerde, AK Parti iktidarında imkanlarını nasıl geliştirdiklerini ifade ettiklerini, yeri ve zamanı geldiğinde de bunları açıklayacağını söyledi.
27 MAYIS CUNTASI
Başbakan Erdoğan, 27 Mayıs cuntasının, Başbakan ve iki bakanını idam etmesi, sadece o güne has bir olay değildir. Demokrasiye, sandığa, milli iradeye kastedenlerin, aslında çok farklı niyetleri vardı. Merhum Menderes ve iki bakanını idam edenler, aslında geleceğin başbakanlarına, geleceğin hükümetlerine çok açık ama aynı zamanda çok korkunç bir mesaj vermek istiyorlardı. 'Eğer bizim çizgimize girmezseniz akıbetiniz işte böyle olur. Bizim irademize ram olmazsanız, milletin iradesini dikkate alırsanız işte sonunuz böyle olur' mesajını veriyorlardı" dedi.
ADAY ADAYLIĞI BAŞVURUSUNDA BULUNANLARIN SAYISI 6 BİN 415 KİŞİ
Erdoğan, "Büyük bir gururla ifade etmek istiyorum. Türkiye'de 81 il, 919 ilçe, 392 belde var. Yani, toplamda bin 392 belediye var. Bize sadece
belediye başkanlığı için aday adaylığı başvurusunda bulunanların sayısı 6 bin 415 kişi. Bu ne demek biliyor musunuz? Bin 392 adaylık için 5 katı. 6 bin 415 aday adayı başvuruda bulundu. Bize adaylık için başvuran 6 bin 415 arkadaşımızın hemen tamamı, belediye başkanımız olacak ehliyete ve liyakate sahiptir."
"AK PARTİ'NİN AMPULÜ TÜRKİYE'NİN 780 BİN KİLOMETREKARESİNİ AYDINLATACAK
Erdoğan, salondakilerin destek sloganları üzerine, "30 Mart'a kadar aynı kararlılıkla, aynı heyecanla varız değil mi? Sandıklar, AK Parti'nin, inşallah, ampulüyle Türkiye'nin 780 bin kilometrekaresini aydınlatacak, buna varız değil mi" diye sordu. Son derece önemli bir seçime girildiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"11 yılın en önemli, en hayati, aynı zamanda da demokrasi sürecimizdeki en tarihi seçime giriyoruz. 30 Mart seçimleri çok önemli. 30 Mart, millet egemenliğinin, milli iradenin, sandığın ve demokrasinin zaferini ilan edeceği, kayıtsız ve şartsız hakimiyetini ilan edeceği, ülkemiz ve milletimiz adına dönüm noktası niteliği taşıyan bir seçim. Şunu bilmenizi istiyorum: 30 Mart, bugün hala sandık dışı yöntemler arayanların heveslerini kursaklarında bırakacak, bugün hala demokrasi dışı yöntemlerden medet umanları daimi bir yenilgiye uğratacak. 30 Mart, bugün hala milli iradeden, millet egemenliğinden başka yollar arayanların umutlarını bir daha canlanmamak üzere kıracak, statüko 30 Mart'la birlikte tüm umutlarını yitirecek. Demokrasi düşmanları, millet düşmanları, sandık düşmanları, 30 Mart ile birlikte tüm çabalarının beyhude olacağını görecektir. Kardeşlerim, 30 Mart, artık kalıcı olarak Türkiye'de demokrasinin yerleştiğinin, Türkiye'de iktidarları milletin belirlediğinin en güçlü şekilde gördüğü gün olacak."
"EY TÜSİAD, ANANAS MESELESİNDEN NİYE RAHATSIZ DEĞİLSİN?"
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ın dünkü açıklamalarıyla olduğundan çok farklı bir Türkiye, olduğundan çok farklı bir manzara çizmeye çalıştığını dile getiren Erdoğan, "TÜSİAD Başkanı çıkıyor, olduğundan çok farklı bir Türkiye, olduğundan çok farklı bir manzara çizmeye çalışıyor. Neymiş? Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, bununla ilgili kanun teklifinden büyük rahatsızlık duyuyorlarmış. Senin rahatsızlık duyduğun ne? Etrafınızdaki belli maaşlı memurlarınız var. Onların size vermiş olduğu bilgilerle mi siz bunu değerlendiriyorsunuz. Ey TÜSİAD, ananas meselesinden niye rahatsız değilsin? Uganda'da sizlere rafineri bağlantısı kuranlardan neden rahatsız değilsin? Yargı içindeki paralel örgütlenmenin iş dünyası üzerindeki ağır baskısından, şantajından rahatsızlıklarınız niye yok? Niye? Çünkü bazılarının işleri tıkır tıkır yürüyor. Ananaslar gelip gidiyor. Herhalde bu bildiğiniz ananas değil, anlıyorsunuz. Bunlar farklı, ananas bunun kod adıdır kod" diye konuştu.
"DARBE GİRİŞİMİNE KARŞI TAVIR KOYMUYORSUNUZ ÖYLE Mİ?"
Erdoğan, "Darbe girişimine karşı tavır koymuyorsunuz öyle mi? O zaman bizi karşınızda bulacaksınız. Kalkıp da TÜSİAD'ın Başkanı
'böyle bir ülkeye küresel sermaye gelmez' ifadesini kullanamaz. Eğer kullanıyorsa bu, bu ülkeye karşı bir ihanettir" dedi.
TÜSİAD MAALESEF BUGÜNE KADAR HİÇBİR ZAMAN MİLLETİN YANINDA DURMADILAR"
"TÜSİAD kusura bakmasın, maalesef bugüne kadar hiçbir zaman milletin yanında durmadılar" ifadesini kullanan Erdoğan, TÜSİAD'ın bugün de milletin yanında durmadığını söyledi. TÜSİAD'a rağmen iş dünyasının üzerindeki baskıyı, şantajı, tehditleri kaldırdıklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Eğer bugün kendi ifadeleriyle, 'Bire beş kazandık' diyenler var. Bunların içinde. Bizzat bana söylediler, bana. 'Sizin döneminizde bire beş kazandık' dediler. Şimdi utanmadan, sıkılmadan 'Böyle bir ülkeye küresel sermaye gelmez' diyorlar. 120 milyar dolarlık sermayeyi siz mi getirdiniz bu ülkeye? Üyeleriniz, küresel sermayelerle ortaklık kurarken neye dayanarak kurdular? Bu ülkedeki bu güzel atmosfere dayanarak buraya geldiler. TÜSİAD'ın üyelerinin birçoğunun, küresel sermayeli ortaklıklara bak, nasıl geldiler? Bu havayı görerek geldiler. Türkiye'yi güvenli bir liman olarak gördükleri için buraya geldiler. Ben şaşıyorum. Bu TÜSİAD bugüne kadar bu ülkede hiç samimi davranmadı. Ve yeri geldi şu ifadeyi de kullandılar, 'Hükümet başarılı ama bizim oyumuz başka yere.' Bunu da kullandılar. Zaten vermezsen verme, bize milletimiz yeter. Siz yine gidin o yolsuzluklarla iç içe olanlarla oturun belli yerlerde lobi faaliyetlerini yapmaya devam edin. Anamuhalefetin zaten lobisini yaptığı bunlar, bunlarla beraber çalışıyorlar, bunu biz gayet iyi biliyoruz."
"O ZAMAN KARŞINIZDA BİZİ BULACAKSINIZ"
Bugüne kadar sustuklarını, bundan sonra susmayacaklarını, bunları artık yeri geldiği zaman kendilerinin de teşhir edeceğini anlatan Erdoğan, "Çünkü AK Parti iktidarına karşı bu kadar açık bir şekilde tavır ortaya koyanlar, bilsinler ki bundan sonra biz de onlara karşı bu tavrı koyacağız. Bunlar bu ülkede hükümete karşı yapılan bu darbe girişimine yönelik bir tavır ortaya koymadılar. Siz darbe girişimine karşı ortaya tavır koymuyorsunuz öyle mi? O zaman karşınızda bizi bulacaksınız. Samimi, dürüst her işinizde yanınızdayız ama yanlışınızda asla bizi yanınızda bulmayacaksınız, bugüne kadar bulmadığınız gibi. Bunu çok açık net söylüyorum. Bugüne kadar kendileriyle birçok kez bunları konuştuk, dürüst davrandığınız sürece sizin yanınızdayız ama yanlışınızda bizi yanınızda bulamazsınız. Bunu kendilerine her zaman söyledim" şeklinde konuştu.
BAŞBAKAN'DAN SARIGÜL'E YOLSUZLUK İDDİASI
Muhalefeti de sert bir dille eleştiren Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenerek, "Ey genel müdür, sana pazara
kadar müsaade eğer pazar gününe kadar sen İstanbul Büyükşehir adayınla alakalı o yolsuzluk klasörünü açıklamazsan ben CHP'nin raporunu kendim açıklayacağım" dedi. Erdoğan, devlete paralel yapının TÜSİAD'ın içinde olanlarının, kendisiyle yaptığı görüşmelerde, AK Parti iktidarında imkanlarını nasıl geliştirdiklerini ifade ettiklerini, yeri ve zamanı geldiğinde de bunları açıklayacağını söyledi.
"TÜSİAD'A RAĞMEN BAŞARDIK"
"TÜSİAD'ın Başkanı böyle bir ülkeye küresel sermaye gelmez ifadesini kullanamaz. Eğer kullanıyorsa bu, bu ülkeye karşı ihanettir" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bunu dediğin andan itibaren sen hangi yüzle bu idarenin, hükümetin bakanlarını TÜSİAD'a davet edeceksin, hangi yüzle buradaki yatırımlarında, başta başbakan olmak üzere bizimle herhangi bir işini görme yoluna gideceksin? Onun için dürüst olmaya mecburlar, dürüst olmadıkları sürece kusura bakmasınlar. Biz, bu makamlara TÜSİAD ile gelmedik, TÜSİAD'a rağmen geldik. TÜSİAD'a rağmen de milli iradeyi, demokrasiyi savunmaya, paralel örgütle mücadeleye devam edeceğiz. 'Türkiye'ye yabancı sermaye gelmez' diye adeta kendi ülkelerine, kendi hükümetlerini tehdit ediyorlar, öyle mi? O zaman cevabını alacaksın." AK Parti iktidarına kadar Türkiye'nin 79 yılda 15 milyar dolar uluslararası yatırım çekebildiğini, iktidarda oldukları 11 yılda ise Türkiye'ye gelen uluslararası yatırımın 120 milyar doların üzerinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, "79 yılda yapılanın neredeyse 10 katını biz 11 yılda yaptık, bunu AK Parti iktidarı başardı. Bunu istikrar sayesinde, güven sayesinde başta yargı olmak üzere her alanda yaptığımız reformlar sayesinde yaptık. Bunu da TÜSİAD'a rağmen başardık" diye konuştu.
HSYK DÜZENLEMESİ
Başbakan Erdoğan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kanunuyla ilgili düzenlemenin Meclis'te görüşülmesi sırasında bazı sıkıntılar yaşandığını hatırlatarak, "Gönlümüz arzu ederdi ki HSYK ile ilgili düzenleme, Adalet Akademisi ile ilgili düzenleme bu konuların hepsini biz bir anayasa değişikliğiye çözelim" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün iktidar ve muhalefet partisinin genel başkanlarıyla görüşmeler yaptığını anımsatan Erdoğan, bu görüşmede "birinci derecede anayasa değişikliği konusuna taraftarız, elimizden geleni yapmaya hazırız. İnanmıyorum bunların bize destek vereceklerine, fakat sizin madem böyle bir arzunuz, talimatınız var, buna uyarız, yarın arkadaşlarımı bizzat muhalefet partilerine göndereceğim" dediğini anlattı. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmesinin ertesi gününde Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli'nin muhalefet partilerine gittiğini, CHP'nin "cevabımızı perşembe günü verelim" dediğini, MHP'nin bir çay dahi ikram etmediğini, Ergin ve Canikli'nin görüşmelerinin hemen bittiğini söyledi. Erdoğan, "Randevu veriyorsun, bu milletin bir ananesi, örfü var. Eskiden diyorlardı 'kahve içerler, giderler', ama bu sefer bunu da unuttular" diye konuştu. BDP'nin de görüşmede önce olumlu refleks verdiğini ama anayasa değişikliği için BDP'nin oyunun yeterli olmadığını, CHP'nin de perşembe günü "biz katılmıyoruz" cevabını verdiğini anlatan Erdoğan, "Bu CHP'nin genel müdürü her zaman akşam başka konuşmuştur, sabah başka konuşmuştur, dürüst değildir, sıkıntı burada. Biz o zaman dedik ki yasal düzenlemeyi yapmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
"AK PARTİ GRUBU, KUSURA BAKMAYIN AÇIK KONUŞACAĞIM, AMA ŞAMAR OĞLANI DEĞİL"
HSYK ile ilgili değişikliğin Meclis görüşmeleri sırasında muhalefetin yaygara yaptığını, dün de Meclis Genel Kurulunda arzu edilmeyen görüntüler yaşandığını dile getiren Başbakan Erdoğan, "Siz, bu ülkenin başbakanına, bakanlarına, bu ülkenin, bu insanlarının ailelerine varıncaya kadar her türlü hakareti yapacaksınız, bu tür hakaretlere karşı AK Parti Grubu, kusura bakmayın açık konuşacağım, ama şamar oğlanı değil. Bir yere kadar sabır sabır, ondan sonra dayanmıyor, tahammülün de bir sınırı var, bizim de onurumuz var, haysiyetimiz var deyip onun gereğini yapıyor" diye konuştu. AK Parti'nin en güçlü yanının yolsuzluk, yasaklar ve yoksullukla mücadele olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz, yolsuzlukla mücadelede başarılı olamasaydık, ülkemizi bu değişim, dönüşüme kavuşturamazdık. Hatta bugün bir tane köşe yazarı, demek ki bizi hiç takip edemiyor zavallı. Diyor ki: 'Erdoğan, 11 yılda 6 bin kilometre yol yaptık, eğer bu kadar yol yapmasaydık, yolsuzlukla mücadelede iyi noktada olabilir miydik'. Ey köşe yazarı, 6 bin kilometre yolu 79 senede bizden öncekiler yaptı. Biz, 10 yıla 17 bin kilometre bölünmüş yol sığdırdık, önce bunu öğren. Bizim yaptıklarımıza bunların hayalleri bile ulaşamıyor. Şunu da bilmiyor, köşe yazarısın, aç karıştır. 'Biz, geldiğimizde milli gelir 239 milyar dolarmış'. Ah garibim ah... 230 milyar dolar, onu bir düzelt, şu an geldiğimiz milli gelir de 800 milyar doların üzerinde, nereden nereye geldik. Niye yazmıyorsun orada Marmaray'ı bu iktidar nasıl yaptı, bu iktidar Yüksek Hızlı Treni nasıl yaptı? Eğitimde verilen burslar, krediler... Kim müracaat ederse burs, kredi alıyor. Cumhuriyet tarihinde yapılan okulların yarısı kadar okul yaptık. Artık hastanesi olmayan ilimiz kalmadı, ilçelerimizin ciddi kısmında hastanelerin yapımı devam ediyor, enerji de aynı şekilde, KÖYDES ile tüm köylerimize ulaştık. Bunları göremezler. Niye? İftira atacak, çünkü vatandaşımızın yolsuzluk konusunda hassasiyeti var ama biz yolsuzlukla mücadelede başarılıyız."
"SAYIN BAYKAL'A BU TEZGAHI KURANIN DA KİM OLDUĞU ORTAYA ÇIKIYOR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na "Ey genel müdür, o klasöre elini koyarak durduğun pozun var ya senin, neydi? İstanbul'a şimdi aday
gösterdiğiniz şahsın yolsuzluk klasörüydü. Onu partinizden ihraç ederken o yolsuzluk klasörünün önünde sen poz veriyordun, poz" diye seslenen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Sana pazar gününe kadar müsaade. Pazar gününe kadar sen İstanbul Büyükşehir adayınla alakalı o yolsuzluk klasörünü açıklamazsan ben CHP'nin özet raporunu kendim açıklayacağım. Eğer dürüstsen, yolsuzluğa karşı mücadelede samimiysen İstanbul adayının klasörünü açıkla, yoksa ben açıklayacağım. Benim oğlumla alakalı, şahsımla alakalı söylediğin şeylerde eğer namusluysan, şerefliysen kalk belgelerini ortaya koy. Benim oğlumu hiçbir zaman bu tür şeylere karıştıramazsın, ama biz senin Sosyal Güvenlik Kurumunda yaptığın yolsuzlukları da biliyoruz, onları da ben Büyükşehir Belediye Başkanım Melih Bey'e havale ediyorum. Ankara'da bunları yakından takip etmişsindir, bunları açıkla. Rahşan affı çıkmamış olsaydı bugün başka yerdeydin. Sen kendi genel başkanına o kaset olayını yapmamış olsaydın bugün zaten burada değildin. Sayın Baykal'a bu tezgahı kuranın da kim olduğu ortaya çıkıyor zaten, demek ki paralel kasetçiler de var. Her şey çıkıyor ortaya, buralara gelmek isteyenler işte bu oyunlarda kullanmak suretiyle buralara geliyorlar, bu kadar da mahirdir."
"TAYYİP ERDOĞAN EMİRLE İŞ YAPMAZ"
HSYK ile alakalı dünkü olaylardan sonra akşam arkadaşlarına "Biz, Adalet Akademisi ile ilgili kısmı Meclis'ten geçirelim, Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu ile olan kısmı şimdilik kaydıyla donduralım" dediğini anlatan Başbakan Erdoğan, yerel seçimler nedeniyle 1 Mart'tan itibaren Meclis'te çalışmaların duracağını, sadece Adalet Akademisi ile ilgili kısımla 1-2 maddenin buna ilave edilerek çıkarılacağını kaydetti. Başbakan Erdoğan, bazılarının "bir yerden emir mi aldın" dediğini hatırlatarak, "Kusura bakmayın, Tayyip Erdoğan emirle iş yapmaz, bunu bilmenizi istiyorum. Kimsenin emriyle iş yapmam, bu benim karakterime terstir, yapıma terstir. Bizimle ancak müzakere yapılır, ondan sonra ortak karar verilir. Biz aldığımız kararları istişareyle alırız, emirler de bunu değiştirmez. Bize yön veremez" diye konuştu. HT(SS)