CİNAYETLERLE YOLUMUZDAN ÇEVİRMEK İSTEDİLER
Türkiye yeni bir süreci AB ile başlattığının altını çizen Başbakan Erdoğan, "Bu ayın 16’sında bunu öğreneceksiniz. İmza attığımız günde öğreneceksiniz. Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesini biz getirdik. DGM’leri düzenleyerek gelişmiş demokrasilerde ne varsa en modern şekilde hakları Türkiye’ye biz kazandırdık" dedi.
Tüm bunları yaparken çok tehdit aldıklarını da anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu reformlarımızdan rahatsız olanlar bizi tehdit ettiler. Çok sayıda kışkırtma ve tahrikte hatta bazen cinayetle bizi yolumuzdan ayırmak istediler. Partimizi kapatarak bizi engellemek istediler. Milletimin hayır duası ile asla durmadık. Durmadık reformlarımıza devam ettik. Bu süreç bitmiş değil. Demokratikleşme yaşayan bir süreçtir. Sonu olmayan, her an kendisini yenileyen bir süreçtir. 30 Eylül'de son derece kapsamlı bir demokratikleşme projesini kamuoyunu açıkladık. Türkiye’de demokrasinin standartlarını ileri taşımak, özgürlükleri daha da genişletmek için ne gibi adımlar atacağımızı kamuoyuyla paylaştık. Ardından idari reformları gündeme alıp yaptık anında. Şimdi de yasal düzenleme gerektiren bazı başlıklar var, bir kısmını yaptık bir kısmını da şimdi yapıyoruz."
18 MADDELİK YENİ TASARI
Şimdi de Başbakanlıkta hazırlanan 11 başlıktan oluşan yeni bir düzenlemeyi Meclis'e gönderdiklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir düzenlemeyi daha Meclis'e ulaştırdık. 18 maddelik bir yasa tasarısıdır. Bu tasarı ile 11 alanda reform yapıyoruz. Farklı dil ve lehçelerde seçim propagandası yapılabilecek. Siyasi partilerde eş genel başkanlık sistemini getiriyoruz. Partilerin belde teşkilatlarının kurulmasını, siyasi partilere devlet yardımı yapılmasında kucaklayıcı oluyoruz. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nda düzenlemeler yapılacak. Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önüne açıyoruz. Ayrımcılık ve nefretle mücadeleyi güçlendiriyoruz. Köy adları ile ilgili düzenlemenin yanında siyasi partilere üyelik ile ilgili uygulama maddeleri değişiyor. Türkiye bu reformlara kavuşacak."
Pınarhisar’ın kendisi için bir okul olduğunu bir kez daha tekrarlayan Erdoğan, "Pınarhisar, bizim için mağduriyetimizden ziyade, hakta sebatın yarın metanetin neleri getireceğinin canlı şahididir. Biz türkülerden korkmayacak kadar büyük bir milletiz. Şarkılardan sözlerden kelimelerden kavramlardan korkamayan biz büyük bir ülkeyiz. Buradan aldığımız destek ve dua ile daha da Türkiye’yi büyüteceğiz ve Türkiye’nin itibarını dünyada daha da arttıracağız. Vatanımızın gücüne güç, itibarına itibar katmaya devam edeceğiz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile birlikte Pınarhisar’a yapılan tesislerin toplu açılışını gerçekleştirdi.
CEZAEVİNE GİTMEDİ
Başbakan Erdoğan açılışlardan sonra Pınarhisar Kaymakamlığı’nı ziyaret ettikten sonra Kırklareli’ne hareket etti. Erdoğan’ın 1999 yılında Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından hakkında verilen 4 ay 10 günlük hapis cezasını çektiği Pınarhisar Kapalı Cezaevi’ni de Erdoğan'ın ziyareti için bir dizi önlem alındı. Ziyarette ikram olarak hazırlanan gıdaların kontrolü için Kırklareli Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü uzmanları tarafından oluşturulan ekip tarafından yapıldı. Erdoğan’ın cezaevinde yattığı dönemde Pınarhisar Cumhuriyet Başsavcısı olan ve halen Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürü Yüksel Kocaman da cezaevine geldi.
Ancak Erdoğan, tüm bu hazırlıklara karşın Pınarhisar Cezaevi'ni ziyaret etmedi ve Başbakanlık otobüsüyle Kırklareli'ne geçti. Erdoğan, burada cuma namazını Hızırbey Camii'nde kıldı.