"EY ERDOĞAN BEN YOZGAT SÜRMENESİNİ ÇALARIM, SEN NEYİ ÇALIYORSUN?'
Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Gaziantep'te Demokrasi Meydanı'nda miting düzenledi. Yaklaşık 4 bin kişinin katıldığı mitingde konuşan Demirtaş, Erdoğan'a yüklendi. Yozgat Sürmenesini sevdiğini, çaldığını ve söylediğini ifade eden Demirtaş, Başbakan'a 'ben bunları çalıyorum da, sen ne çalıyorsun, onu açıkla' diye sordu. Demirtaş, şunları söyledi:
"Eğer kendisi türkünün ve bağlamanın dilinden bilseydi böyle konuşmazdı. Şunu da bilsin ki; ben Yozgat Sürmenesi'ni de severim, çalarım, söylerim. Karadeniz'in isyan türkülerini, Ege'nin zeybeğini de, Antep'in bozlağını, Kürdün gelinini de çalıp söylerim. Benim ne çaldığım ortada, sen ne çalıyorsun asıl sen onları açıkla. Bak ben bunları çalıyorum. Sen de çaldıklarını açıklasana. Ey Recep Tayyip Erdoğan, ben Yozgat Sürmenesi'ni çalarım da sen neyi çalıyorsun onu açıkla onu. Bizler türküler yalan söylemez şiarıyla bu çalışmamızı sürdüreceğiz. Türkü gibi olacağız. Türkülerin kardeşliği gibi olacağız. İnan ki ne varsa türkülerde vardır. Türkünün bile kıymetini bilmeyip türküyle bize hakaret etmeye çalışanlara karşı 10 Ağustos'ta öylesine ders verin ki, gece gündüz bunalıma düşsün, arabesk dinlemek zorunda kalsın."
'KOLTUK SEVDASIYLA YANIP TUTUŞUYORLAR'
Konuşmasında Erdoğan ve İhsanoğlu'nu koltuk sevdalısı olmakla suçlayan Selahattin Demirtaş, devletin bugüne kadar ezilenlerin yanında olmadığını vurguladı. Demirtaş, şöyle konuştu:
"Bizler Çankaya koltuğuna doğru yürürken gözümüzde ve gönlümüzde koltuk sevdası yok. Onlar koltuk sevdasıyla yanıp tutuşuyorlar. Hayalleri, rüyaları o koltuk üzerine çünkü bütün varlıkları ve benlik koltuk üzerine inşa edilmiş. Ama biz artık bu kaderi değiştirmek istiyoruz. Devleti halkların devleti yapmak istiyoruz. Çankaya'yı halkın Çankaya'sı yapmak istiyoruz. Devlet, bugüne kadar bizlerin yanında yani ezilenlerin, yok sayılanların yanında olmadı."
'BU CEBERRUT DEVLET ANLAYIŞINI DEĞİŞTİRELİM'
Siyasetin ve Cumhurbaşkanlığının zengin işi değil diyebilmek için kendisine sahip çıkılmasını isteyen Selahattin Demirtaş, "Artık siyaset, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık zenginlerin işi değil diyebileceğiz. Madem biz yoksuluz o zaman biz birbirimize sahip çıkacağız. Emekçiler, ezilenler, işçiler, köylüler, işsizler, öğrenciler ve en çok ezilen kadınlar, bizler birbirimize sahip çıkacağız ki; başımızda bizi yok sayan, bize musallat olan bu ceberut devlet anlayışını değiştirelim" dedi.
"Koyacak yer bulamayacak kadar parası çok olanlar, sıfırlamaya çalışmalarına rağmen paralarını saklayamayanlar, bu ülkeyi yönetemezler" diyen Demirtaş, "Bu ülkenin Alevi'sini, Sünni'sini kardeş olarak görmeyenler, bu halkların Cumhurbaşkanı olamazlar. Türkü, Kürdü, Ermeni'si, Lazı, Çerkez'i, Boşnak'ı ve Romanı hepsi bizim kardeşimizdir ve biz Müslüman ile gayrimüslimi ayıramayız diyemeyenler, bunu deme cesareti gösteremeyenler, bu ülkenin halkının başkanı olamazlar" diye konuştu.
'PARTİZANCA DEĞİL VİCDANIMIZLA DÜŞÜNELİM'
Cumhurbaşkanını seçerken partizanca değil, vicdanen düşünerek seçmek gerektiğini söyleyen Selahattin Demirtaş, şunları kaydetti:
"Kadınlara sadece 3 çocuk doğurun, ilk karşınıza çıkan kısmetle de evlenin uzatmayın diyenler, kadınların Cumhurbaşkanı olamaz. Kadınlara kahkaha bile atma hakkınız yok, kahkaha atarsanız iffetsizsiniz diyecek kadar alçaltmaya çalışanlar kadınların Cumhurbaşkanı olamazlar. Gençliği sadece kendi kulu kölesi olarak gören ve dindar olsun, kindar olsun ama bana biat etsin diyenler gençlerin Cumhurbaşkanı olamaz. Köylüye hakaret eden, işçiye aldığın para başından fazladır diyen, askeri ücrette kuruş kuruş arttırırken bile bu ülkenin parasını işçiye yetirmeyiz diyenler işçinin Cumhurbaşkanı olamaz."
'BENİ ERDOĞAN'IN BAŞINA GETİRİN'
Başbakan Erdoğan'ın seçilmemesi halinde görevine devam edeceğini hatırlatan Selahattin Demirtaş, Erdoğan'ın hata yapmasına izin vermemek için Ak Partililerden kendisine oy vermesini istedi. Demirtaş, şunları dedi:
"Recep Tayyip Erdoğan, seçilmezse Başbakan olarak görev yapmaya devam edecek ama bizim gibi biri Cumhurbaşkanı olduğunda onun yanlışlarını da denetleme şansı olacak. AKP'liler, işte bu noktaya dikkat etsinler, genel başkanlarını seviyorlarsa benim gibi insan hakları avukatını onun başına koysunlar ki; yanlış yapmasına, halka zulüm etmesine fırsat vermeyelim. Değerli kardeşlerim, inanın ki; Türkiye'nin her yerinde bu güçlü kardeşlik mesajlarını ve hukukunu yeniden yaratmak için büyük bir heyecan var. Karadeniz'de, Trakya'da, Marmara'da, Ege'de, İç Anadolu'da, Akdeniz'de, Güneydoğu'da her yerde ezilen bütün halklar, yoksullar bütün emekçiler, artık biz kendimiz halkımızın başkanı olmak istiyoruz, kendi kendimizi yönetmek istiyoruz, zor günümüzde yanımızda olacak bir başkan istiyoruz diyorlar. Bu ilkelerimiz, savunduğumuz bu yeni yaşam çizgisi her yerde heyecan yaratıyor. Bizde heyecanlıyız, ceberrut, kızgın devletten, öfkeli devletten, bizi döven, söven, işkence eden devletten, bizimle zor günümüzde bir arada olan bizimle ağlayan, gülen bir devlete geçiş yapmak üzereyiz. Bunu biz yapabiliriz. Diğer iki aday da, 90 yıllık köhnemiş zihniyetin ta kendisidir. Bu devlete, bu topluma verebilecekleri hiçbir şey yok. Varsa yoksa tek dil, tek millet."
'TÜRKİYE, SURİYE'YE DÖNÜŞMESİN DİYE UĞRAŞIYORUZ'
İç karışıklıkların sürdüğü Suriye konusuna da değinen Selahattin Demirtaş, "Bakın Suriye'de yaşanan savaş en çokta buraları vuruyor. Hatay', Antep'i, Urfa'yı vuruyor. Buralar da aslında savaşın tam ortasındadır. Savaşın bütün acısını, bütün zulmünü en fazla buralar hissediyor. Biz mezhep kavgası, kimlik kavgası olmasın diye uğraşıyoruz. Türkiye, Suriye'ye dönüşmesin diye uğraşıyoruz. Paylaşamayacağımız, hiçbir şey yok. Bu zengin topraklar üzerinde aç, açıkta kalmadan, eşit, adil bir devlet oluşturursak biz asla birbirimize düşmeyiz. O zaman Suriye'yi, Irak'ı, Mısır'ı, Filistin'i de, bütün mazlum halkların yanında olarak Kobani, Rojova direnişinin yanında olarak o zaman oradaki kardeşlerimize destek olabiliriz" dedi.
'ÜÇ FOTOĞRAF GÖRECEKSİNİZ'
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandığa giden seçmenin üç fotoğraf göreceğinin altını çizen Selahattin Demirtaş, üç fotoğrafın bambaşka anlama geldiğini söyledi. Demirtaş, şunları şöyle konuştu:
"Hem iç politikada, hem dış politikada etkili olabilmenin tek yolu çoğulcu, çok kültürlü yeni bir devlet modeli inşa etmekten geçer. Onunda ilk fırsatı 10 Ağustos'ta önümüze gelecek, oy pusulasında olacak. Üç fotoğraf göreceksiniz. Her bir fotoğraf size bambaşka şeyler anlatıyor olacak. Her bir fotoğrafın arkasında bambaşka bir yaşam var. Bir fotoğrafta; tekçi, otoriter, kızgın, halkına küfreden, hakaret eden bir adam göreceksiniz. Bir başka tarafta; bugüne kadar bu ülkenin hiç bir sorununu çözmemiş partilerin desteklediği bir heyecan yaratmayan, yenilik vadetmeyen bir aday göreceksiniz. İkisinin ortasında da; yeni bir yaşamı, özgürlüğü, değişimi, barışı getirecek halkların adayını göreceksiniz. Onlar sadece birer fotoğraf değil, birer isimden ibaret değil. Ya yeni yaşam, ya otoriterlermiş tek adamlığa dönüşmüş bir Türkiye'yle karşılaşacağız. Tercihte bulunurken, bunlara dikkat etmemiz lazım."
Selahattin Demirtaş, konuşmasının ardından partililerini selamlayıp miting için karayoluyla Şanlıurfa'ya hareket etti.
Ahmet Hamdi ÇİÇEK- Eyyüp BURUN- Mehmet BULUT/GAZİANTEP, ()

FOTOĞRAFLI