"İKTİDARIN POLİTİKASI BİZİ ADIM ADIM SURİYE'YE GÖTÜRÜYOR"
Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, Bingöl'ün ardından Elazığ’ın Karakoçan İlçesi'nde Mazlum Doğan Kültür, Sanat ve Doğa Festivali'ne katılıp, halka seslendi.
Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren Demirtaş, "Faşizm, milliyetçilik, ırkçılık sloganları üzerinden hepimizi ezip kendileri bizden iyi oldular. İşte servetlerinin haddi hesabı yok. İnanın ki her yerde söylüyorum. Arap şeyhleri var ya Arap şeyhleri lavabolarını altından yapan onlardan daha zengin oldular. Onlar bunların yanında fukara kaldı. Öyle paralar topladılar biriktirdiler. Kaynağını da açıklamıyorlar. Dünyanın en zengin liderlerinden biri Türkiye’de Başbakan’dır. Dünyanın en zenginlerinden biri. Ya ne zaman nerede bu parayı kazandın? Ne zaman, nasıl, hangi yöntemle kazandın? Millet açlık, perişanlık içerisinde. Asgari ücret açlık sınırının altında ve Türkiye’nin yüzde 80’i işçi emekçidir. 24 milyon işçi var bu ülkede, 24 milyon az bir rakam değil. 24 milyondan ancak 1 milyon işçi sendikalı olabildi. 24 milyonun yarısı sigortasız kaçak çalışıyor. Yani Türkiye toplumunun bütün yükü sizlerin emekçilerin omuzunda, ama iş oy vermeye gelince rahat bir şekilde faşizmi, ırkçılığı, milliyetçiliği körüklüyorlar. Meydanlarda tek dil, tek millet edasıyla oyları topluyorlar. Bu nedenle bu seçimde artık her yerde buna bir cevap verilecektir" dedi.
Demirtaş, yeni bir yaşam teklifiyle cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlandıklarını belirterek şöyle devam etti: "Bakmayın siz, bunlar meydanlarda tek dil, tek ırk diye bağırıp çağırıyorlar. Bunlar burada milliyetçi oyları devşirmeye, milliyetçi oyları etraflarında toplamaya çalışıyorlar. Her birimiz Kürt, Türk, Çerkez, Laz, Arap, Ermeni, Yahudi, Süryani olabiliriz. Alevi, Sünni olabiliriz. Eğer biz bu topraklarda korkmadan, başkasından kaygılanmadan devletten ürkmeden yaşarsak kendi vatanımız, anavatanımız kendi devletimiz bizim devletimiz dedikten sonra niye bölünelim. Niye kavga edelim. Şimdi Türkiye’deki iktidar politikası da bizi adım adım Suriye’ye götürüyor. Türkiye’de her yerde gerginlik var. Şimdi adam çıkmış Cumhurbaşkanı olacak. Başkan olacağım diyor, ama kendisine oy vermeyen herkese hakaret, tehdit yağdırıyor. Onun gözünde Alevi sapkınlık inancı. Bunu söylemekten de çekinmiyor. Onun gözünde Ak Parti’ye oy vermemiş olanlar düşmandır. Bunu söylemekten de çekinmiyor. Bize hakaret ediyor. Bakın 3 cumhurbaşkanı adayıyız bir tanesi Ak Parti’nin adayı. Yani meydan meydan gezip bize küfürler hakaretler yağdırıyor. Zannediyor musunuz ki bunu bilinçsiz bilmeyerek yapıyor. Hakaretler yağdırıyor. Ne yapıyor biliyor musunuz. Bize terbiyesiz, satılmış deyip meydanlarda yuhalatarak kitlelerimizi karşı karşıya biri birine düşman etmeye çalışıyor. İnanın ki bu kadar küçük düşünen bir adamdır. Küçük hesapları olan biridir. Eğer öyle olmasaydı, Kendine güvenseydi özgüveni olsaydı bu kadar provokatörlük yapar mıydı? Madem anketlere göre yüzde 56 yüzde 58 oyun var, madem Türkiye’nin yarısından fazlası senin arkanda bu korku niye o zaman? Kimden korkuyorsun?" 
ONUN BAŞINA BENİ GETİRİN 
Selahattin Demirtaş, kadınlara bu hükümet döneminde yapılan hakaretlerin hiç bir dönemde yapılmadığını ifade ederek, "Her türlü saygısızlığı kadının cinsiyet kimliğine kadının düşüncesine yaptılar. Kadını aşağılayarak insan muamelesi yerine koymayacak bir politikayı sergilediler. Gece gündüz size bağıran bu beladan kurtulun. Onu bide Cumhurbaşkanı yapmayın başınıza. O başbakan olarak kalsın onun başına beni getirin görün bakın ne oluyor. Bizler inanınki bu ilkelerimizle savunduğumuz bu yeni yaşam çizgisiyle aday olmasaydık Türkiye halkları şu iki adaya mahkum olsaydı çok büyük haksızlık olacaktı. Umutsuz, karamsar, geleceği olmayan bir Türkiye’ye dönüşmüştü Türkiye" dedi.
İKİ ADAYDA UMUT VERMİYOR
Kendisi dışındaki diğer iki adayında zerre kadar umut vermediğini söyleyen Demirtaş şöyle dedi: "İki adayda da ne heyecan var ne de gelecek vaadi var. İki adayda zerre kadar umut vermiyor. İki adayda Türkiye'nin aydınlık geleceğini temsil etmiyor. Şimdi yeni yaşamı biz adım adım birbirimize güvenerek, destekleyerek kuracağız. Elbette ki Kürt halkının kendi içinden çıkmış bir Kürt gencine, Kürt evladına sahip çıkması tarihi önemde tarihi kıymettedir. Bunun olacağından zaten şüphe duymuyorum. Batıda herkes şunu biliyor; Mesele sadece Kürt halkının meselesi değil, ezilen bütün Türkiye toplumlarının, halklarının sorunudur. Biz hepsinin ortak adayı olarak hepsinin sorunuyla, derdiyle ilgilenecek bir cumhurbaşkanlığı sözü ile meydanlardayız. Arkamızda direnen bir halk gerçeği var. Direnen gençler, kadınlar var. Karadeniz'de direnen nineler var. Grevde direnen işçiler var arkamızda. Her yerde biz bu kölelik sistemini kabul etmiyoruz diyen, taşeron sistemini kabul etmiyoruz diyen işçiler var. Biz onlara güveniyoruz. Onlara birlikte adım adım yürüyoruz. Gözümüz koltukta değil, gözümüz onların yüreğindedir. Bütün ezilenler artık bu seçimden sonra gönül rahatlığı ile diyecek ki, aramızdaki ayrılık, gayrılık bitti. Kürt'ün ezileni ile Türk'ün ezileni el ele veriyor. Alevinin ezileni, Sünni'nin ezileni el ele veriyor. Karadeniz bu mesajımıza görkemli bir selam veriyor. Bundan daha büyük bir kazanım olur mu. Yeni yaşam artık adım adım inşa edilmeye başladı. Çankaya'ya ben değil, siz çıkıyorsunuz. Artık Cumhuriyetin başkanı, cumhurun başkanı, devletin başkanı halk olacak. Biz bunun bu seçimden sonra artık gerçekleştiğini göreceğiz. Türkiye değişiyor, hem de kalıcı bir şekilde, hepimizin eliyle, emeğiyle değişiyor. Darbe ile cunta ile değil. İşte bu kadar büyük bir renkli kitle ile başı açık, başı kapalısıyla, genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle sizler değiştiriyorsunuz. Umarım bütün bu çabamız ve emeğimiz asla asla boşa gitmeyecek. İnşallah 10 Ağustos'ta ortaya çıkacak sonuçlar birilerini çok mahcup edecek. Bazı anket şirketleri ya kapatacaklar kendilerini ya çıkıp özür dileyecekler. Bu kadar yalan yanlış anket yayınladıkları için bu halktan özür dileyecekler. Çünkü göreceksiniz oyumuz herkesi şaşırtacak kadar büyük ve Türkiye siyasetini sarsacak kadar ciddi bir oy olacak."

FOTOĞRAFLI