CHP KEŞKE GAZZE’YE GİTSEYDİ
Gümüşhane’den karayoluyla geldiği Trabzon’da Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, meclis salonunda yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti'nin kimliğiyle, duruşuyla bir çok şeyi temsil ettiğini belirtti. Bakan Davutoğlu şunları söyledi: "12 yıl öncesine kadar temsil etmediği bir çok değeri şuanda Türkiye Cumhuriyeti devleti, onun cumhurbaşkanı ve hükümeti temsil ediyor. Dünyanın neresine gidilirse gidilsin, bize muhalefet edenler dahil, şöyle bir Gazze sokaklarına girseler görecekler ki, sarıldıkları her insan, onların Türk olduğunu gördükten sonra bağırlarına basarak, siyasi kimliğini sormadan diyecekler ki; 'Allah Türkiye'den ve Erdoğan'dan razı olsun.' Gazze olayları sırasında Cumhuriyet Halk Partisi, Gazze'ye gitme talebinde bulundu. Önce bunu bazı arkadaşlar yadırgadı. Ama keşke gitsinler ve görsünlerdi ki Gazze'nin her sokağında Türk bayrağı var. Gazze'nin her evinde o yaşlarda doğmuşsa erkek çocukların bir tanesinin adı 'Tayyip.' Ortadoğu'ya tahkir edici bakan zihniyet gitsin ve görsün ki bu toprakların her birinde Türkiye'ye ve Türklere saygı var, büyük bir beklenti var. Başları daraldığında namaz kılmak için Kabe'ye dönerler, bir şey istediklerinde de Anadolu'ya, İstanbul'a, Ankara'ya dönerler. Biz, bize dönen herkese, kimliğine, etnisitesine, mezhebine bakmadan yardım etmeyi, tarihi bir borç biliriz. Devlet geleneğimizin borcu biliriz."
Bakan Ahmet Davutoğlu, 10 Ağustos akşamı Kırgızistan Cumhurbaşkanı'nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte balkondan halka hitap ettiğini de vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Kırgızistan Cumhurbaşkanı, konuşmasında Türkiye'den beklentilerini söyledi ve 'Bu seçim zaferi sadece sizin değil, bizim de zaferimiz' dedi. Kırgızistan 4 sene önce iç savaş eşiğine gelmişken elimizi uzatıp, o şartlardan çıkması için her şeyimizi ortaya koyduğumuz Kırgızistan. Şimdi, ‘Gazze'ye gösterdiğiniz hassasiyeti Türkmenlere veya Orta Asya'ya göstermiyorsunuz’ diyenlerin kulaklarına küpe olsun diye söylüyorum. Biz kimin derdine derman olabileceksek Allah rızası için ve Devlet-i Aliye’den gelen devlet tecrübemiz için onların kimliklerine, etnisitesine, kanına, rengine bakmayız, bütün gücümüzle yardıma koşarız. 4 yıl önce Afganistan'a gitmiştim. Belh bölgesinde, Hazreti Mevlana'nın diyarı, Belh Valisi bizi karşıladı. Selamlaştıktan sonra başladı saymaya, ‘okul lazım, park lazım, hastane lazım’ diye. İhtiyaçları saydı. Tek tek bunların yerine getirilmesi talimatı verdim. Çıkarken bir gazeteci dedi ki, 'Sayın bakanım o kadar rahat istiyor ki gören de Belh Valisi değil Konya Valisi zannedecek.' Böyle bir tarihi sorumluluk yüklendik gidiyoruz. Önümüze engeller çıkaracaklar, çıkardılar. Geçen yıl bu engellerle boğuştuk. Bir engel çıktığında sığınacağımız iki yer var birisi Rabbimiz, seccadeye kapanırız ona sığınırız, biri de milletimiz. Öyle bir güç ve kuvveti elimizde tutalım ki onu merhametle, şevkatle ve kudretle kullanalım. Şefkati olmayan devletin kudreti olursa zalimleşir. Ama bir devletin ya da milletin şefkati var da kudreti yoksa o zaman da acizleşir. Biz öyle bir devlet hayal etmeliyiz ki hem kudretli olsun hem şefkatli olsun."
YARDIM İSTEYECEK GÜÇ ODAKLARIMIZ YOK
Bakan Davutoğlu, geçtiğimiz yıl bir takım zorluklarla karşılaştıklarını ifade ederek, "Bu yıl sizin desteğinizle bütün zorlukları aşacağımız kararlılığı gösterdik. Sayın Cumhurbaşkanımız ile milletin sinesine gittik. 30 Mart'ta millete sığındık. Bizim gidip de yardım isteyecek güç odaklarımız yok. Hakkımızda hüküm verip kampanya yürütenlere karşı da özür dileyecek halimiz yok. 30 Mart'ta ilk büyük mesajı millet verdi ve dedi ki; 'Ben son 12 yılda bu devlete izzet ve onur kazandırmış bu kadroların arkasındayım.' Aynı millet 10 Ağustos'ta da dedi ki, 'Hakkında kim ne kampanya yürütürse yürütsün, kim ne spekülasyon yaparsa yapsın, kim ne kumpas kurarsa kursun ben devletin başına Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı istiyorum. O beni en güzel şekilde temsil eder' Onun için Türkiye geleceğe istikrar ve güvenle bakıyor."
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, daha sonra Anadolujet’in saat 17.45’teki tarifeli uçağıyla Ankara’ya döndü.

FOTOĞRAFLI