CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanan vize muafiyetine ilişkin anlaşmanın çok önemli olduğunu söyledi. Gelişmeyi önemli bir adım olarak yorumlayan Gül, "AB'nin adaylığı bile söz konusu olmayan ülkelerde vize muafiyeti anlaşmaları imzalamışken, Türkiye'ye çok sert vize uygulamasını hayatta tutuyor olması, kabul edilemezdi. Nihayet bu yönde bazı çalışmalar, hatta pazarlıklar yapılarak belli bir noktaya gelindi. Birkaç yıl içinde Türk vatandaşları tamamen vizesiz şekilde Avrupa'da dolaşım serbestliği hakkını alacaktır" dedi.
Kilis'te temaslarını tamamladıktan sonra geceyi Gaziantep'te geçiren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sabah saatlerinde Valiliği ziyaret etti. Yanında Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile birlikte Valiliğe gelen Cumhurbaşkanı Gül, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Gaziantep Valisi Erdal Ata, Ak Parti Gaziantep milletvekilleri Nejat Koçer, Mehmet Erdoğan, Mehmet Sarı, Derya Bakbak, Hali Mazıcıoğlu, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Ak Partili Asım Güzelbey tarafından karşılandı.
Polis mangasını selamlayan Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra kendisini valilik bahçesinde bekleyen ve sevgi gösterisinde bulunan vatandaşların arasına gitti. Vatandaşlarla tokalaşan ve sevgi gösterisine karşılık veren Cumhurbaşkanı Gül, ardından valilik makamına çıkarak Vali Erdal Ata'dan kente ilişkin bilgiler aldı.
"GAZİANTEP PARLAYAN YILDIZ"
Cumhurbaşkanı olmasının ardından ilk ziyaret ettiği yerlerden birisinin Gaziantep olduğunu hatırlatan Abdullah Gül, kentin birçok özelliğiyle gurur kaynağı olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
"Gaziantep ülkemizin en gözde, en parlayan illerinden birisidir. Ekonomisiyle, ticaretiyle, tarımıyla. Öyle ki, tarımda çok farklı, kıymetli ürünleri yetiştiren bir ilimizdir. Ancak kültür ve turizm açısından da Gaziantep giderek zenginliğini göstermeye başlamıştır. Gaziantep'in kendine has ve çok fazla özellikleri vardır, ne kadar saysak bitiremeyiz doğrusu. Gaziantepliler de şehirlerine çok sahip çıkarlar. Bütün şehirlerimizin örnek alacağı gelişmede ve kalkınmada takdir edeceği başarıları olan bir ilimizdir. Bundan dolayı hepimiz her zaman çok gurur duyuyoruz. Gaziantep'e dün indiğimde 'kaç uçak iniyor' diye sordum. Yetkililer günde 25'in üzerinde uçağın indiğini söylediler, bu bile bu şehrin nasıl bir dinamizmin içinde olduğunun açık bir göstergesidir. Son dönemlerde birçok misafiri, cumhurbaşkanı ve yetkilileri özellikle bu bölgeye gönderiyorum. Görüyorlar ve döndükten sonra buradaki dinamizm ve canlılığı bizzat söylüyorlar. Ülkemizde içinde bulunduğumuz istikrar, güven ortamı Türkiye'nin her tarafında çok büyük kalkınma hamlelerinin gerçekleşmesine fırsat vermektedir. Gaziantep bu illerin başında gelmektedir. Burada gördüğüm şehri sahiplenme duygusunu çok takdir ediyorum. Bu şehrin sadece kamu görevlileri değil tüm bürokrasi, sivil toplum arasındaki dayanışma, işadamı, sanayici, yatırımcı arasındaki dayanışma bütün bunlar sinerjiye dönüşmekte ve Gaziantep'i gerçekten çok büyük parlayan bir yıldız haline getirmektedir. Bundan büyük gurur duyuyorum ve herkesi tebrik ediyorum."
"MANDELA ENDER BİR LİDERDİ"
Cumhurbaşkanı Gül, Güney Afrika eski Cumhurbaşkanı Nelson Mandela'nın vefatını üzüntüyle öğrendiğini ifade etti. Mandela'nın hem insan hakları savunucusu, hem de ülkesinin cumhurbaşkanı olarak önemli bir lider olduğunu anlatan Gül, şöyle dedi:
"Mandela sadece bir devlet adamı olarak değil, ondan önce insan hakları savunucusu olarak çok büyük bir kişiliktir. Ama bu mücadeleyi verdikten sonraki başarısı da ayrı bir takdirdir. Öyle ki, Güney Afrika bir zamanlar ırkçılığın en acımasızca kullanıldığı, uygulandığı, siyah beyaz ayrımının akıl almayacağı şekilde yürürlükte olduğu bir ülkeydi. Parklara siyahların oturacağı bankın üstünde 'Burada sadece siyahlar oturur', beyazların oturacağı bankların üzerinde ise 'Burada sadece beyazlar oturur' yazılıydı. Mandela bu anlamda ırkçılıkla mücadele etti. Ondan sonra da yeni dönem başladığında bu kadar bölünmüş, bu kadar birbirine düşman olmuş topluluğu büyük bir huzur içerisinde, büyük bir barış içerisinde düzlüğe çıkarmış bir insandır. Şüphesiz ki esas başarısı mücadelesinin ikinci kısmındadır. Birinci kısmı yapan dünyada çok örnek vardır. Haksızlıklara karşı büyük mücadeleler veren ve sonunda galip gelen. Ama ondan sonra o galibiyeti sürdürülebilir yapan ve barışı gerçekten hakim kılan ve bu kadar bölünmüş topluluğu birbirine kaynaştıran ve sürdürülebilir bir rejim, yönetim gerçekleştiren ender liderlerden birisidir." 
MISIR OLAĞANÜSTÜ DÖNEMDEN GEÇİYOR
Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin Mısır'da tutuklanan TRT muhabiri Metin Turan'ın serbest bırakılmasına ilişkin soruyu da yanıtladı. Haberi memnuniyetle öğrendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, Mısır'da biran önce demokratik hayata geçilmesini istediklerini dile getirerek, "Şüphesiz ki, Mısır olağanüstü bir dönemden geçiyor. Bunu defalarca söyledim. Mısır, Türkiye için dost, kardeş olan bir halktır. Öyle ki Mısır halkı ile yakın temasa geçtiğinizde hepsi ailelerinin ne kadar Türkiye ile irtibatları olduğunu büyük bir övgü olarak, hep gururla anlatırlar" dedi. Türkiye'nin her zaman Mısır'la olan dostluğunu hatırladığını kaydeden Gül, "Ama ülkelerin tarihinde zaman zaman sıkıntılı dönemler olur. Bunlar da muhakkak gelip geçicidir. Ümit ederiz ki, en kısa süre içerisinde Mısır, demokratik hayata ulaşır ve bütün gücün ve enerjisini halkının beklentisi olan ekonomik kalkınma ve refaha harcama dönemine geçer" diye konuştu.
VİZE MUAFİYETİ ÖNEMLİ BİR ADIM
Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa Birliği ile Türkiye arasında imzalanan vize muafiyetine ilişkin anlaşmaya ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Bu çok önemli bir adımdır. Şöyle ki, Türkiye AB ile çok entegre olmuş bir ülkedir. Tam üyelik müzakerelerini yapan bir ülkedir. Bunun ötesinde söylenecek bir söz yoktur. Türkiye, Gümrük Birliği'nin tam üyesidir. AB ile Türkiye arasında mallar serbest dolaşabilmektedir. Ama malların sahipleri bu mallarını götürüp teşhir etmek için serbest gidememektedir. Bu kadar garip durum vardı. Bazen gerçekten çok önemli bilim adamları, bilim insanları, sporcular, büyük yatırımcılar Avrupa ülkelerine giderken büyük zorluklarla karşılaşmaktaydı. Bu böyleyken AB, Latin Amerika'dan Rusya'ya, Balkanlardan birçok ülkeye, adaylığı bile söz konusu olmayan ülkelerle vize muafiyeti anlaşmaları imzalamışken, Türkiye'ye çok sert bir vize uygulamasını hayatta tutuyor olması kabul edilemezdi. Bunu her ortamda konuşurduk. Nihayet bu yönde bazı çalışmalar, hatta pazarlıklar da diyebilirim buna, onların da bizden bazı talepleri vardı. Bu konuda beli bir noktaya gelindi. Ümit ediyorum ki kısa süre içerisinde, bir kaç sene içerisinde tamamen vizesiz bir şekilde Türk vatandaşları da Avrupa'da dolaşım serbestliği hakkını alacaklardır. Bunu önemli bir gelişme olarak görüyorum."
Cumhurbaşkanı Gül, gazetecilerin sorularını yanıtladıktan sonra valilik makamında BM kuruluşlarının temsilcilerini kabul ederek bir süre görüştü.