ANKARA, () - CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, Van depreminden sonra konteyner kentte yaşayanların sorunlarına değinerek, "Birazcık vicdanı, insafı, izanı kaldıysa, bu insanları edepsizlikle itham etmesin, onların da Başbakanı olsun.  Başbakan 'Paran, evin yoksa öl' diyor. Kendi insanına acımasız, sosyal devletten habersiz" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, Başbakan Erdoğan'ın Anayasa'nın amir hükmü sosyal devleti dışladığını belirterek, "Başbakan evi, parası, işi olmayanlara gidin ölün, benden size fayda yok diyor" dedi. Toprak, Van'daki konteyner kentlerde kalan ve mal sahibi, ev sahibi olmayanlar için Başbakanın "Kiracı olana ev verecek halimiz yok" dediğini anımsatarak şunları söyledi:
"Başbakan, Van depremzedelerine, hak sahiplerine ev verdiklerini söylüyor. Konteynır kentleri boşalttıklarını anlatıyor. 67 ailenin kiracı olduğunu, onlara ev verme mecburiyetleri olmadığını söylüyor. Kışın bu ailelerin elektriklerini, doğal gazlarını kestiler. Bu ailelerin ulaşımlarını engellediler. Madem depremzedeler için 5 milyar harcadın, bu 67 aile mi devletin sırtına yük? Evi, barınacak yeri yoksa, sosyal devletin görevi, onları sokağa atmak mıdır? O insanları elektriksiz, susuz, doğal gazsız bırakmak mıdır? Bu hangi insani vicdana, inanca sığar? Anayasanın amir hükmü, emredici hükümlerinden başta geleni, sosyal devlet ilkesidir. Başbakan rant kaymağı yemeye o kadar alışmış ki, bu 67 aileyi, sokağa atmakta bir sakınca görmüyor. Sosyal devlet ilkesini, devletin yükümlülüklerini görmek, anlamak istemiyor. Kimse hükümete, kiracılara ev verin, demiyor. İstenilen şey, deprem felaketine uğramış, kirada oturduğu evi de yıkıma uğramış insanlara, devletin barınacak, insanca yaşayacak bir yer göstermesidir."
Erdoğan Toprak, hükümetin 1 milyondan fazla Suriyeli sığınmacıya sınırları açtığını, hem maaş, hem barınacak yer, hem bedava sağlık, eğitim hizmeti sağladığını belirterek şöyle konuştu:
"Örtülü ödenekten, bütçeden, AFAD ve Kızılay'ın bütçesinden, milyarlarca lira, muhtaç Suriyeliler için harcanırken, üstelik ülkemize terör ithal edilirken, güney sınırlarımızdan ülkenin dört bir yanına dağılan, kaç kişi olduklarını devletin bile kontrol edemediği bu insanlar için her türlü imkan seferber edilirken, Van'da 67 aileye yapılan bu muameleyi Başbakan kimseye izah edemez. Hiçbir gerekçenin arkasına sığınamaz. İstediğinde, bir gecede torba kanunlar çıkartıp, kendi yandaşlarını korumaya alan Başbakan ve AKP iktidarı, bu 67 ailenin sorununun çözümünde hukuki sıkıntılardan söz ediyorsa, yasaların elvermediğinden dem vuruyorsa, bu en hafif deyimiyle samimiyetsizlik, kaçak güreşmedir. Konteynır kentte yaşayan, Vanlı 67 aileyi sokağa atmak yerine, sorununun çözümü için ne gibi yasal düzenleme gerekiyorsa, hemen yarın TBMM'ye getirsinler, her türlü desteğe hazırız. Biz, çözüm getirdiğimizde çoğunluklarına dayanarak reddedeceklerini biliyoruz. Ama amaç sorunu çözmek değil de, işine gelmediği için yasaların ardına sığınmaksa, bunun hesabını Başbakan bu dünyada da, ahirette de veremez. Başbakan, bugün kendisi ve çocuklarının malikaneleri, villaları, yalıları, vakıfları, milyon dolar ve euroluk hesapları ile gündemdeyse, bıraksın Vanlı felaketzedeler, barakalarda, konteynırlarda yaşasın. Birazcık vicdanı, insafı, izanı kaldıysa, bu insanları edepsizlikle itham etmesin, onların da Başbakanı olsun."

(HT/SS)