Hasan KIRMIZITAŞ- Eyyüp BURUN/GAZİANTEP, () - CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, paralel yapıya yönelik düzenlenen operasyonların hukuksuz olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan'ın paralel yapı olarak adlandırdığı yapıyla 12 yıldır işbirliği yaptığını ileri süren Serindağ, "Paralel yapı varsa bu Erdoğan'ın eseridir, çünkü 12 yıl ülkeyi beraber yönettiler. Erdoğan şimdi bu yaptıklarından sıyrılamaz ve suçu sadece bir cemaate yükleyemez. En büyük suçlu Erdoğan'dır ve operasyon ona yapılmalıdır" dedi.
CHP Milletvekili Ali Serindağ, hukuk devleti içerisinde başka yapılanmaların hoş görülmesinin mümkün olmadığını söyledi. 17 ve 25 Aralık operasyonlarının ardından Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla mücadele edeceği yönünde izlediği tutumu eleştiren Serindağ, "Başbakan, paralel yapı söylemini kullanarak 17 ve 25 Aralık operasyonlarını, yolsuzluk ve hırsızlık olaylarının üzerini örtmeye çalışıyor. 12 yıl paralel yapı dediği unsur yapıyla işbirliği yapan, 'ne istediniz de vermedim' diyen kendisidir. Yardımcısı olan Bülent Arınç'ı Pensilvanya'ya gönderip 'Fethullah Gülen'in talimatlarını al gel' diyen kendisidir. Bunları yapan zat nasıl şikayet edebilir" dedi.
17 ve 25 Aralık operasyonlarının olmaması halinde paralel yapı söyleminin gündeme gelmeyeceğini öne süren CHP'li Serindağ, kimsenin adamı olmadıklarını ancak hukuksuzluğa uğrayanların hakkını savunacaklarını belirterek şöyle konuştu:
"Biz hukuktan yanayız. Ortada bir suç iddiası varsa hukuk kurallarına uygun olarak incelenmesi lazım. Aksi halde hukuk devletinden bahsedemeyiz. Bize göre şayet bir operasyon yapılması gerekiyorsa başta Erdoğan'a yapmak lazım. Çünkü paralel yapının öyle bir yapı varsa oluşmasında, devlet organlarına sızmasında en büyük öncülüğü yapan Erdoğan'dır. Yani emniyete ve yargıya bir operasyon yapılması gerekiyorsa başta Erdoğan'a yapılmalıdır. Bu söylemle yaptıklarından kurtulamaz. Erdoğan bugüne kadar yaptığı hukuksuzlukların suçunu başka bir örgüte atamaz. Bizim en büyük isteğimiz kamu görevlilerinin hukuktan, hukuk kurallarından ayrılmamaları yönündedir. Kamu görevlileri Erdoğan'ın talimatlarını değil hukuk devleti ilkelerini uygulasınlar. Tekrar ediyorum eğer ortada bir paralel yapı varsa bu Erdoğan'ın eseridir ve 12 yıl ülkeyi beraber ülkeyi yönettiler. Erdoğan şimdi bu yaptıklarından sıyrılamaz ve suçu sadece bir cemaate yükleyemez. En büyük suçlu Erdoğan'dır ve operasyon ona yapılmalıdır. İşlediği suçların adalette hesabını vermeli ve artık paralel yapı söylemini bırakıp ne biliyorsa onu söylemelidir."
"ERDOĞAN SEÇİLİRSE ANAYASAL KRİZ ÇIKAR"
Serindağ, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de devletin tüm imkanlarını kullanarak propaganda yürüttüğünü savunduğu Başbakan Erdoğan'ın seçilmesi halinde ülkenin kaosa sürükleneceğini ve anayasal kriz çıkacağını iddia ettiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Erdoğan son dönemde de cumhurbaşkanı adayına yakışmayacak söylemlerde bulunuyor. İnsanları; Alevi, Sünni, Kürt, Zaza, Çerkez şeklinde bölmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanı olacağını söyleyen zat insanları ayrıştırıyor. Anayasaya göre cumhurbaşkanı devletin başı, milletin birliğinin temsilcisidir. Milletin birliğini temsil edecek olan makama aday olan kişi insanları böler mi? Fakat inanıyorum ki 10 Ağustos'ta millet Erdoğan'a hak ettiği dersi verecek, hukukun var olduğunu gösterecektir. Erdoğan eğer Cumhurbaşkanı seçilirse Türkiye kaosa sürüklenecektir, anayasal kriz çıkacaktır. Çünkü anayasayı askıya alacağını, mevcut yetkilerle yetinmeyeceğini kendisini söylüyor. Bu yaklaşımıyla da bugüne kadar cumhurbaşkanlığı görevi yapanların hakkını yemektedir. Anayasal kriz yaşamamak için bu hukuksuzluğa 'dur' demek lazım. Unutmayalım ki; dünyayı ve ülkeleri felakete sürükleyen en tehlikeli diktatörler seçimle iş başına gelenlerdir."
BAŞKONOLOSLUK REHİNELERİ İÇİN PAZARLIK VAR MI?
CHP'li Serindağ, son olarak IŞİD militanlarınca alıkonulan Musul Başkonsolosu'nun da aralarında bulunduğu 49 kişinin serbest bırakılması karşılığında pazarlık yapılıp yapılmadığını sorarak, "Ortada nelerin pazarlığı yapılıyor. Daha önceden Türkiye'de bulunan IŞİD mensuplarının serbest bırakılıp bırakılmadığını, pazarlık konusu olup olmadığını bilmiyoruz. Başkonsolosluk üzerinden nasıl bir pazarlık yapılıyor bilmiyoruz. Yanlış dış politika ile Türkiye, dünyada etkisizi kaybeden ve etrafı ateş çemberine dönüşmüş güvensiz bir duruma getirildi. Biz bir an önce Başkonsolosluk personellerinin ülkemize dönmesini ve ailelerine sağ salim kavuşmalarını istiyoruz" dedi.

FOTOĞRAFLI