ANKARA, () - CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Başbakan olacağını iddialarını eleştirerek, "AKP, Davutoğlu'nu Başbakan yaparsa kendi düşüşünü hızlandıracaktır. Bu, ülkemiz için çok da hayırlı bir sonuç olacaktır" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun dış politikasını değerlendiren yazılı bir açıklama yaptı. Loğoğlu, "Başbakanlık makamı için düşünülen Davutoğlu, ülkemizi itibarsızlaştıran, yalnızlaştıran, savaşın eşiğine getiren ve bölgemizi ateş çemberine çeviren, liyakat, performans ve sağduyu ölçütlerinde sicili sıfır olan biridir" dedi. IŞİD'in elinde bulunan Musul Başkonsolosluğu çalışanlarının 2,5 aydır rehin tutulduğunu hatırlatan Loğoğlu, "En vahim olan, Davutoğlu'nun rehine vatandaşlarımız konusunda sergilediği yetersizliktir. Başkonsolos dâhil Musul Başkonsolosluğu çalışanları IŞİD terör örgütünün elinde iki buçuk aydır rehindir. Diplomatlarına sahip çıkamayan bir Bakan ülkeyi hangi sıfatla yönetecektir?" ifadelerini kullandı.
Ahmet Davutoğlu'nun Başbakan olacağı iddialarını eleştiren Loğoğlu: "Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlık makamı için düşünüldüğü haberleri basında yer almaktadır. Elbette tercih AKP'nindir. Ancak, konuyu 'AKP'nin iç meselesi' olarak geçiştirmek mümkün değildir çünkü konu Türkiye'nin geleceğini ilgilendirmektedir. Zira ülkemizi itibarsızlaştıran, yalnızlaştıran, savaşın eşiğine getiren ve bölgemizi ateş çemberine çeviren Davutoğlu'nun liyakat, performans ve sağduyu ölçütlerinde sicili sıfırdır. Şimdi, Başbakan yapılarak adeta ödüllendirilmek istenmektedir. Bu olasılık, AKP iktidarının halkımızın çıkarlarına aykırı uygulamalarının artarak devam edeceğini ve denetimsiz iktidar gücüne sahip olmak uğruna ülkemizi daha da geriye götürmekte tereddüt duymadığını göstermektedir" açıklamasında bulundu.
"DAVUTOĞLU ADININ GEÇİYOR OLMASI, HALKIMIZIN AKLINI VE SİYASİ VİCDANINI HİÇE SAYMAKTIR"
Faruk Loğoğlu, Davutoğlu hakkında hesap vermekten kaçan biri değerlendirmesinde bulunarak "Davutoğlu, Cumhuriyet tarihimizde hakkında en çok (5) gensoru verilmiş bir Dışişleri Bakanıdır. Sıradan bir insan için bile kendini sorgulama vesilesi olacak, her birinin gerekçesini vahim dış politika hatalarının oluşturduğu gensoruları 'omuzlarında birer yıldız' olarak taşıyacağını garip bir kibirle söyleyebilecek kadar hesap vermekten kaçan bir kişidir. Cumhuriyet döneminin Dışişleri Bakanı olarak ülkemize en fazla zarar vermiş olan Davutoğlu'nun adının şimdi de Başbakanlık için geçiyor olması halkımızın aklını ve siyasi vicdanını hiçe saymaktır" dedi.
"EZİDİ KARDEŞLERİMİZİ KADERLERİYLE BAŞ BAŞA BIRAKMIŞTIR"
Loğoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Şöyle ki: Davutoğlu bölgesinde komşularınca tehdit olarak algılanan ve dünyada ciddiye alınmayan bir ülke haline getirerek Türkiye'yi yalnızlaştırmış ve itibarsızlaştırmıştır. Ülkemizi, korkunç vahşetiyle insanlığı dehşete düşüren terör örgütlerinin işbirlikçisi ve destek üssü haline getirmiş, Türkiye'yi bu örgütlerin yolgeçen hanına çevirmiş, uluslararası toplumda “korsan devletö çağrışımlarına yol açan algılar oluşturmuştur. İzlediği kışkırtıcı, maceraperest ve öngörüsüz politikalarla Türkiye'yi arkası kesilmeyen ve yönetilemeyen bir sığınmacı akınıyla karşı karşıya bırakmış, bu insani noktada dahi ayırımcılık yaparak Türkmen soydaşlarımızı ve Ezidi kardeşlerimizi kaderleriyle baş başa bırakmıştır. Davutoğlu'nun sözlerine kanarak ülkemize gelenler perişan olmuş, toplumumuzda sığınmacılarla sürtüşmelerden kaynaklanan kaygı verici olaylar başlamış ve gerginliklere yol açılmıştır"
"DIŞ POLİTİKADA BAŞARI PARMAKLA ÇAĞRILAN BAKAN OLMAK DEĞİL, PARMAKLA GÖSTERİLEN BAKAN OLMAKTIR"
Türkiye'nin bugün Ortadoğu'da istenmeyen bir ülke konumunda olduğunu savunan CHP'li Loğoğlu, "Davutoğlu'nun dış politikası Ortadoğu'nun kadim kültürlerinin ve halklarının bağrına bir hançer gibi saplanmıştır. Türkiye bugün Ortadoğu'da istenmeyen, dışlanan, vatandaşları tehdit edilen, gittikleri yerlerde kuşkuyla karşılanan, kabul görmeyen bir ülke konumundadır. Bütün komşu ve yakın ülkelerle sıcak çatışma potansiyelini de barındıran ciddi sorunlarımız vardır. 'Sıfır sorundan', bir diplomatımızın deyimiyle, 'sırf sorun' noktasına gelinmiştir. Türkiye, Ortadoğu barış sürecinde yoktur. Filistin davasında saf dışıdır ve rolü Hamas'ın hamisi ve sözcülüğüne indirgenmiştir. Arap ülkelerinin değişim ve dönüşümünde etkisi kalmamıştır. Mısır, Suriye ve İsrail'de büyükelçisi bulunmamaktadır. Bölgede İran ve Mısır'ın yükselişlerine seyirci kalmaktadır. Davutoğlu, Irak ve Suriye'nin parçalanma tehdidi karşısında tutarlı bir politikadan yoksun olduğu gibi, bu tehdidin Türkiye için ifade ettiği tehlikelerin de farkında değildir. Avrupa Birliği'ne katılım müzakereleri durma noktasındadır. Avrupa, Türkiye'deki iç siyasi gelişmelerden rahatsızdır. Davutoğlu yaptığı dış geziler ve telefon görüşmelerini aktif bir diplomasi faaliyetiymiş gibi göstererek sadece kendisini aldatmakta ve avutmaktadır. Dış politikada gayretkeşlik değil, alınan sonuçlar önemlidir. Dış politika, iç politikada gösteriş yapma basamağı değildir. Dış politikada başarı parmakla çağrılan bir Bakan olmak değil, parmakla gösterilen bir Bakan olmaktır" ifadelerini kullandı.
"DİPLOMATLARINA SAHİP ÇIKMAYAN BİR BAKAN, ÜLKEYİ HANGİ SIFATLA YÖNETECEK?"
Loğoğlu, rehin tutulan Türk vatandaşlarını anımsatarak; "En vahim olan, Davutoğlu'nun rehine vatandaşlarımız konusunda sergilediği yetersizliktir. Başkonsolos dâhil Musul Başkonsolosluğu çalışanları IŞİD terör örgütünün elinde iki buçuk aydır rehindir. Başında bulunduğu teşkilatın çalışanlarını özgürlüklerine kavuşturamayan, ülkenin dış ilişkilerini ve itibarını tanınmaz hale getiren, ülkesinin ve vatandaşlarının can güvenliğine sahip çıkamayan bir Dışişleri Bakanı hangi nitelik ve birikimiyle Başbakanlık için düşünülüyor olabilir? Diplomatlarına sahip çıkamayan bir Bakan ülkeyi hangi sıfatla yönetecektir?" dedi.
"CHP SADECE DOĞRULARI PAYLAŞMAYA DEVAM EDECEKTİR"
Faruk Loğoğlu, açıklamasında şunları kaydetti:
"AKP, Davutoğlu'nu Başbakan yaparsa kendi düşüşünü hızlandıracaktır. Bu, ülkemiz için çok da hayırlı bir sonuç olacaktır. Ancak sorun, Türk dış politikasını 5 yıldan kısa bir zamanda tam anlamıyla iflâsa sürüklemiş olan bir 'siyasetçinin' bu defa tüm ülke siyasetini yönetecek olması dolayısıyla sadece AKP rejiminin düşüşüyle sınırlı kalmayacağı ve ülkemize ve halkımıza daha kalıcı ve derin zararlar verecek olmasında yatmaktadır. Dış politika anlayışını 'yurtta barış dünyada barış' anlayışı üzerine kurmuş olan CHP, halkımızla doğruları ve sadece doğruları paylaşmaya devam edecektir."