CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti sözcüsü Haluk Koç, "Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı, Türkiye'de iç hukuk tüketilmeden önceki bir son aşama olarak görülüyor. Siz bunu istediniz diye koymadınız, mecburdunuz koymaya" dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı, Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında Genel Merkez'de yapıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti sözcüsü Haluk Koç, MYK toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.
Gündemdeki konuları değerlendiren Koç, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun 2014 Bütçe Görüşmeleri'nde konuşması esnasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın salonda yer almamasını eleştirerek, şunları söyledi:
; "Bu son yıllarda ilk kez rastlanan bir durum, çok dikkat çekici bir gelişmedir. Bu parlamentoya saygının Başbakan nezdinde sıfırlandığını gösterir. İlk defa olmaktadır. Başbakan 'hesap verme gününün yaklaşmasının tedirginliğini' yaşıyor. 'Edep yahu edep' diye bağıran kişinin ağzından çıkan; milletvekillerine dönüp 'Terbiyesiz herifler'. Bir Başbakan böyle söylerse işte bugün sabah oturumunda da küfürbaz milletvekili tekrar sazı eline alır, madem ki Başbakan bu yolu açıyor o da her türlü yarıda bıraktığı sinkaflı sözlerine devam eder. Başbakan'ın artık dinlediği şarkıyı değiştirmesi gerekiyor. Adnan Şenses'in 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' şarkısını bırakıp biraz Musa Eroğlu'na kulak vermesi lazım; 'Sayılı günler tükeniyor, yolun görünüyor artık', bunu dinlemesi lazım. Gerçekten aşağıdan, yukarıdan yolun sonu görünüyor. İşte bu ruh hali altında ezilen bir Recep Tayyip Erdoğan fotoğrafı dün Meclis'e yansıdı."
'CHP, 27 MADDEYE AYNI ANDA 'EVET- HAYIR' DENİLMESİNE KARŞI ÇIKTI'
Koç, Balbay'ın tahliyesinin 12 Eylül referandumunun sonucu olduğu ve CHP'nin referandumda ret oyu kullandığı eleştirilerine yanıt vererek şunları söyledi:
"Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı Türkiye'de iç hukuk tüketilmeden önceki bir son aşama olarak görülüyor. Siz bunu istediniz diye koymadınız, mecburdunuz koymaya. Çünkü AİHM'e giden Türkiye itirazlarının önünü kesmek istediniz. Kendi iradenizle yapmadınız bunu. CHP referandumda 27 maddeye aynı anda "evet" ya da "hayır" denilmesine karşı çıktı. Biz Adalet Bakanlığının yönlendirilmesi altında bağımlılaştırılmış bir HSYK oluşturulmasına karşı çıkmak için 'hayır' dedik. Biz yargının iktidarının emrine girmemesi için 'hayır' dedik. Balbay kararından sonra diğer tutuklu milletvekilleri, uzun tutukluluklarla sürüm sürüm süründürülen insanlar, tümü uzun tutukluluğun bir insan hakkı olduğu kararına bağımlı olarak, durumları gözden geçirilmeli ve tahliye edilmelidir."
BURADA KOMİK SUÇLAMALAR VAR
CHP'li Koç, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili bir gazetede iddianame yayımlandığını hatırlatarak, "Burada komik suçlamalar var. Savcılar, Türkiye'de hukuku ayağa düşürmeyin, uluslararası mizah konusunu yapmayın. Bu toplumun duyarlılıklarıyla oynamayın. Ayıptır, günahtır yazıktır. Allah ıslah etsin sizi diyeceğim ama Allah'ın herhalde çok daha önemli işleri var çünkü sizi herhalde ıslah edilemeyenler sınıfına koymuşlardır. Yeni iddianameler çıkıyor, peki öldürülen 7 genç, bunun için ne diyorsunuz? Mozart, 'Saray'dan Kız Kaçırma'yı bestelemişti, bunlar mahkemeden
katil kaçırmayı, adam kaçırmayı oynuyorlar. Aklı başında vicdanı kanayan, bu ülkenin onurlu hakimleri savcıları, herhalde içleri sızlayarak manzarayı izliyorlardır" ifadelerini kullandı.
BALYOZ'A GELİNCE SUÇ, BAŞBAKANA GELİNCE SUÇ DEĞİL
Hükümetin 2004'teki MGK kararlarını uyguladığını iddia eden Koç, şöyle konuştu:
"O kararları uygulamadık şeklinde açıklamalar geliyor ancak bu yalan. Uyguladıkları begelerle açıklandı daha sonra. Nasıl fişleme yapıldığı açıklandı. Sırtına silah mı dayandı Recep Tayyip Erdoğan ve ıslak imza sahibi kişiler? Delikanlılığı kapıda mı bıraktınız? Çıkar olunca kahraman olmayı biliyorsunuz. Demokrasi ve özgürlük olunca sessizlik. Islak imza sahipleri 'valla ben orda yoktum' diyor. Başbakanın veciz bir sözü var Ahmet Kaya'ya ilgili 'Yalan hepiniz oradaydınız kardeşim'. Ergenekon'a, Balyoz'a gelince suç, başbakana ve çalışma arkadaşlarına gelince suç değil. Eğer suç değilse bunlar, daha önce sizinle imza atanlar ve 28 Şubat kararlarını imzalayanlar neden içeride? 28 Şubat da Ergenekon da Balyoz da çökmüştür, hiç kimse bu düzmece davalarla içeride olmamalı. Türkiye bu hukuk ayıbından artık kurtulmalıdır. 2004 MGK kararlarına atılan imzanın daha önceki atılanlardan ne farkı var, ıslak imza senin, madem darbelere karşısın neden hala 12 Eylül yasalarını uyguluyorsun. Hapiste bulunan İlker Başbuğ, terör örgütü yöneticisi ise siz onun amiri konumundasınız, siz onu göreve getirerek, terör örgütüne yardımcılık suçunu işlemiş oluyorsunuz."