BALIKLIOVA YOL ŞANTİYESİ’NDE İNCELEME
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Konak Tüneli inşaat çalışmalarını inceledikten sonra Karaburun’a giderken Balıkova- Mordoğan Karaburun Devlet Yolu Balıkova Şantiyesi’ne gitti. Karayolları 2. Bölge Müdürü Abdülkadir Uraloğlu’ndan bilgi alan Yıldırım, şunları söyledi:
"Çok virajlı kötü bir yoldu. İleri Teknoloji Enstitüsü Urla ve Çeşme’den itibaren Karaburun’a kadar sağlıklı ulaşım sağlanacak. 2011 yılında ihalesi yapılan yolun Mordoğan kesimi de tamamlanacak ve Eğlenhoca Mevkisi’ne de viyaüdük geçişi yapılacak. Çalışmalar yıl sonunda bitirilecek bölgede daha rahat seyahat sağlanacak. Trafik kazaları azalacak. İzmir- Karaburun arasındaki 1.5 saatlik yol, 45 dakikaya inecek. Zamandan çok yol standardı önemli. Mordoğan ve Karaburun büyük ilgi görüyor. Yol medeniyettir. Bölge daha fazla ziyaret alacak, ekonomi canlanacak göç önlenmiş olacak."
BAKANLIĞI ARADI TALİMAT VERDİ
Binali Yıldırım, Konak Tüneli’nin ardından ikinci talimatını Mordoğan Balıkçı barınağı için verdi. Mordoğan 2 No’lu Balıkçı Barınağı’nı ziyaret eden Yıldırım, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Akan’ı cep telefonundan arayarak, bölgenin yat limanına dönüştürülmesi için çalışmaların yapılması, bütçe ayrılmasını istedi.
BEN ARITMAYI SORDUM 'KANALİZASYON YOK' DEDİLER
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Karaburun’da partililerle bir araya geldi. Toplantıya İzmir milletvekillerinden Rıfat Sait, Ali Aşlık ve İlknur Denizli de katıldı. Sol ayağında lif koptuğu için seçim çalışmalarına katılamayan Denizli, Karaburun’a sol ayağına giydiği astronot botu ve koltuk değneği ile katıldı.
Binali Yıldırım, toplantıda yaptığı konuşmada, yerel yönetimleri eleştirirdi. Yıldırım, Mordoğan’da, Arıtma var mı?' diye sorduğu vatandaştan, "Ne arıtması kanalizasyon yok" yanıtı aldığını belirterek, şöyle anlattı:
"Mordoğan’a gittim, 'Kanalizasyonumuz yok' dediler. Ben arıtmayı sordum. 'Ne arıtmadan bahsediyorsun bakanım kanalizasyon yok vidanjörle çekiyoruz yol yamaçlarına atıyoruz güneş yükseldiğini kötü kokudan duramıyoruz' dediler. Biz doğuda bir köylerden bahsetmiyoruz. Türkiye’nin batıya açılan penceresinden bahsediyoruz. 2011 yılında geldim. 'Spor salonu lazım' dendi. Yaptık. Buraya gelirken yolda başım döndü ve 'Bu yol mutlaka yapılması lazım' dedik. 'Urla- Çeşme ayrımından bu yana yolu yapmamız lazım' dedik. Mordoğan’a kadar yolu bitirdik. Rekabet birbirinin ayağına çelme takmaya dönüşürse onun kimseye hakkı yok. Mordoğan ve Karaburun’u bir düşünün. Buranın çevre koruma planlarının yapılması lazım. Burası muazzam bir havza. Bu yapıyı değerlendirerek hiçbir şekilde kabul görmez. Burada deniz taşımacılığı var mı? Yok. Foça’ya bir deniz otobüsü koysan ne zararı var. Deniz otobüsü koysan Körfez’in içine kadar bir saatten az bir zamanda gitse ne olur? Kime ne zararı var? Bunlar en kolay işler. Bunları proje olarak bile söylemiyorum. İlk bir ayda yapılacak iştir."
200 MİLYON LİRA TASARRUF ETTİRDİK
İzmir Körfezi'nin deniz taşımacılığının en güzel yapılacağı yer olduğunu söyleyen Yıldırım, şunları söyledi:
"Müzelik teknelerle deniz taşımacılığı yapmaya çalışıyoruz. Başkan 10 yıldan sonra yaptırıyor. O da bir hizmettir. Ama 10 yıl beklemeye gerek var mıydı? Ona da müdahale ettik. Etmeseydik 200 milyon lira pahallıya dışarıdan alacaklardı. Durup dururken neden müdahale edelim. 180 milyon Euro’ya alınacaktı, 116 milyon Euro’ya indirdik. 200 milyon liraya 40 ilçenin arıtmasını yaparsın. Kaynak hesap kitap yapmakla üretiliyor. Oraya buraya çarçur etmekle olmuyor.
25 ARALIK OPERASYONUNDA İDDİALARI OKUDUM KANIM DONDU
Binali Yıldırım, 25 Aralık operasyonunda Karaburun’da SİT derecesini düşürerek köylülerin evlerini yıkılmaktan kurtardığı için iddianamede 'mahkeme kararını etkisiz hale getirmek için örgüt kurmak' kapsamında yer aldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Karaburun’un Sakız Adası’na bakan köylerine yıkım kararı gelmiş. Vali’yi de 'Yıkmıyorsun' diye sıkıştırıyorlar. Adamların evi barkı var. Keçisi tarlası meşgalesi var. Babasından dedesinden kalan evler yıkılıyor. Neden kardeşim bir hoca denizden geçerken dürbünle bakmış ve 'Burası iyi SİT alanı olur' demiş. Kurullara teklif etmiş ve olmuş SİT. SİT olunca geçmiş olsun. Çivi bile çakamazsın. SİT, İngilizce otur elini kaldırma, hareket ettirme. Bizimkiler öyle anlıyor. SİT demek korumaktır. Koruyarak geliştireceksin aymazlık yaparak tahrip etmeyeceksin. Hem tarihi hem hayatı yaşatacaksınız. Sonra biz konuyu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na götürdük konuyu, üniversitelerden inceleme yaptırdık, rapor hazırlattık ve bir görüş ortaya çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yönetmelik değişikliğine gitti ve köylülerin evlerini kurtardık. Onların evleri kurtuldu ama başka bir sorun çıktı. İyi dinleyin burayı. 17 Aralık’ta hesapta bir yolsuzluk operasyonu yaptılar ya arkasından nelerin çıktığını görüyoruz. 25 Aralık’ta bir daha denediler. İddiaları okudum kanım dondu. Örgüt kurarak mahkeme kararını engelleme olarak dosyaya koymuş. Böyle yargı olur mu? Vatandaşın evine başına yıkacak iradeyi engelliyoruz siz buna 'Mahkeme kararını etkisiz hale getirmek için örgüt kurmak' diyorsunuz. Başbakan’ı örgüt lideri ilan ediyorsunuz. Bu hukuk değil buna isim bulmak bile zor. Nelerle uğraştığımızı anlayın ama her şey yoluna girecek. Hukuk herkese lazım. Hukukun üstünde kimse olamaz. Hukukçular da hukuka uymak zorundadır. Onların geçiş üstünlüğü yok. Olursa o yanlışı düzeltecek olan yine millettir. Millet düzeltiyor neyle parlamentosuyla düzeltiyor."
YARGIYA ELEŞTİRİ
Yıldırım, yargıya yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:
"Yargının kendi sıkıntıları içinde yapması gereken işi usulüne uygun yapmadığı için boyundan büyük işler çıkıyor. Yetkilerini yerinde kullanamayan yetkilerini aşan şartları zorlayan birtakım uygulamaları düzeltmek daima millet adına hareket eden parlamentonun işidir. Şu anda da yapılan odur."
İZMİR SÖZKONUSU OLUNCA SİYASET TEFERRUAT OLUR
Binali Yıldırım, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun kendisine "Ne yaptın?" diye sorduğunu hatırlattı ve şunları söyledi:
"Yaptığım işler saatler alır. Akılda kalmıyor kitapta var. İzmir Çevre Yolu Koyundere’den Narlıdere’ye doğru gidin. O yol olmasaydı İzmir’de hiçbir yolda hiçbir araç hareket etmezdi. Konak Tüneli, Yeşildere Viyadüğü, İZBAN kendiliğinden mi oldu? “Muhalefet belediyesi banane’ diyebilir miyiz. İzmirli konu olunca siyaset teferruat olur. Hemşehrilerimiz mağdur olmasın dedik. Trenler yetmedi. 10 tane Marmaray araçlarından gönderdik. Gönderdik ve rahatlattık. Önemli olan iş yapmak gürültü patırtıya şikayete lüzum yok. Sürekli şikayet. Şunu yapacaktık şöyle oldu bunu yapacaktık böyle oldu. İş yapan hata da yapar sorululuk ve risk alıyor. Hata yapmamayı hedefliyorsan hiç iş yapma. Ayakkabıcı sattığı ayakkabıyı övüyor. 'Hiç giymezsen 10 yıl giyersin' diyor. Bunların işi de öyle."
AİLEME KABUL ETTİRMEDİĞİM ŞEYİ İZMİRLİ’YE KABUL ETTİRMEM
Yıldırım, yaşam tarzına müdahaleye yönelik eleştir için şöyle konuştu:
"Bize 'Yaşam tarzını değiştirecekler' diyorlar. Ben kendi ailemin içinde çocuklarıma gelinlerime kabul ettiremeyeceğim bir şeyi İzmir’e hiç kabul ettirmem. Bizde başı açık da var kapalı da var. Az dindarı da var çok dindarı da var. Biz farklılıkları ön plana çıkararak hayali düşmanlar üretip onun üzerinde kavga etmeyeceğiz. Empati yapacağız. Farklılıklarımızı zenginlik olarak göreceğiz."
ÇEVRECİLER PANKART AÇTI
Toplantıdan çıkan Yıldırım’ı Karaburun Çevre koruma Platformu üyeleri pankartlarla karşıladı. Çevreciler üzerinde 'Karaburun Yarımadası ve denizler için acil koruma. Hemen şimdi' ve 'Karuburun Yarımadası’nı şantiyeye çevirmeyin' yazılı pankartlar açtı. Çevreciler, kapasitenin üzerinde rüzgar santraline, balık çiftliklerine ve taş ocaklarına tepki gösterdi. Bu konuda Yıldırım’dan destek istedi.