BAŞBAKAN Yardımcısı Beşir Atalay'ın, Can Paker, Doğu Ergil, Levent Korkut ve Zübeyde Teker'in de aralarında bulunduğu Akil İnsanlar Heyeti'nden 12 kişiyi kabulü sona erdi.
Dolmabahçe Ofis'te basına kapalı gerçekleşen ve Ak Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal'ın da yer aldığı toplantı yaklaşık 2 saat sürdü. Toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan Can Paker, son günlerde gelişen siyasi olaylar içinde "Barış süreci nereye gidiyor?" telaşında olan kişilerin, bunu gidermek üzere hükümet yetkilisiyle görüşmek istediklerini söyledi. Taleplerinin kabul edilmesinin ardından ilk etapta çabuk temasa girebildikleri arkadaşlarıyla toplantıya gelerek görüş ve endişelerini aktardıklarını kaydeden Paker, şunları söyledi: "Bundan sonra da süreçle ilgili ne olacağının takipçisi olacağız. Çözüm süreciyle ilgili çok güçlü bir iradenin devam ettiğini görüyoruz. Burada ifade edildi. İmralı ile görüşmelerin yoğun şekilde devam ettiğini anladık. Hükümet bu soruna köklü bir çözüm getirmek istiyor. Bir seçim yatırımı olarak kesinlikle görünmüyor. Toplumsal sahiplik bu olaya çok yoğun. Toplumun büyük kısmı bu olayı benimsemiş. Hükümet bunun istenilen kılıfta olmadığını kabul ediyor. Ama bununla ilgili iradede herhangi bir zayıflama olmadığını söylüyor. Bununla ilgili yeni adımlar düşünüldüğünü, yoğun bir şekilde yeni adımlar üzerinde çalışıldığını ifade ettiler. Son olaylarla ilgili bunun da çözümü yine demokrasinin genişlemesindedir, ifadesini aldık."
BDP İLE İŞBİRLİĞİ
Heyette yer alan Doğu Ergil de sivil toplumun sesi olarak ülkenin ihtiyaç duyduğu demokratikleşme hamlesinde nerede durduğunu anlamak ve buna nasıl katkıda bulunacaklarını görüşmek için geldiklerini söyledi. Ergil, "İrade yerinde. Fakat bu iradenin içeriği ve şekli belki belirsizlikler taşıyor. Bu konuda güvenceler aldık. Hazırlıklar olduğu, bir sürü paket üzerinde ciddi ve yoğun çalışıldığı söylendi" dedi.
Toplantıda, sivil toplum kuruluşlarına düşen roller üzerinde tartıştıklarını ve eleştirilerini de dile getirdiklerini belirten Ergil, şöyle devam etti: "Hükümete karşı anti demokratik bir girişim, bir eylem varsa bunu savuşturmak için anti demokratik tavırlar benimsenmemeli ki, Kürt sorununun da gereği olan demokratikleşmenin kapısı açılsın ve o kapıdan bütün toplum ileriye doğru yürüsün. Bu konudaki tavsiyelerimizin arasında, bütün partiler bir araya gelmiyorlarsa bile hiç olmazsa BDP ile işbirliği yapılabileceği, işin İmralı ile sıkışmaması, toplumun da buna müdahil olması konusunda hem tavsiyelerde bulunduk, hem görüşler aldık ve bu konuda da hükümetin olumlu bir tavır içinde olduğu izlenimini tespit etmiş bulunuyoruz."