BAŞBAKAN Erdoğan, grup toplantısında yaptığı konuşmada 'milli irade' vurgusu yaparak; "Sermayesini, manşetlerini, kışkırtmalarını adeta bir kurşun Meclis'in üzerine çevirenlere rağmen, Meclis'in ve siyasetin saygınlığından ödün vermeyeceğiz. Türkiye'nin her meselesinin çözüm yeri TBMM'dir, çözüm aracı siyasettir" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, 3 Aralık Dünya Engelliler Gününü hatırlatarak; "Normal ya da anormal insan yoktur, insan vardır, can vardır. Partimizi kurduğumuz andan itibaren bu değişmez ilkemizi Yunus Emre'nin şu muhteşem dizeleriyle özellikle ifade ettik; 'yaradılanı severim, yaradandan ötürü.' Bir başka öğüdünde Yunus şunu söylüyor; 'Cümle yaradılmışa bir göz ile bakmayan, halka müderris olsa hakikatte asidir.' İşte bu anlayış bizim insan nazarımızı, insana bakış çerçevemizi çizen anlayıştır. Her alanda ihmalleri ortadan kaldırırken, Türkiye'yi her alandanormalleştirirken, engelliler için de daha yaşanabilir ülke, şehirler, sokaklar, binalar inşa etmenin mücadelesi içinde olduk. 2005'te ilk engelli kanununu, biz çıkardık. 2010'da yaptığımız değişiklikle, engelliler için yapılacak düzenlemelerin eşitlik ilkesini bozmayacağını anayasa hükmüne bağladık.Her türlü ayrımcılığı inşallah bu şeklide kaldırmış olacağız. Yeter ki gönüller engelli olmasın. İnşallah her engel aşılır, hep birlikte bunları aşacağız" diye konuştu.

"ASIL ÖNEMLİ OLAN SARSILMAZ BİR İSTİKRARI ÜLKENİZE KAZANDIRMAKTIR"

Erdoğan, Kasım ayı itibariyle hükümette 11 yılı doldurduklarını hatırlatarak; "Türkiye'ye iz bırakacak, milletimizin gönlünde silinmez bir mevki teşkil edecek eserler ortaya koyduk. 11 yıl boyunca, ilk günden bu güne kadar, milli iradenin güç kazanması, tüm süreçlere hakim olması için en yoğun, en kapsamlı mücadeleyi verdik. Çok büyük projeler inşa edebilirsiniz, okullar, yollar, barajlar kurabilirsiniz. Ekonomiyi büyütebilir, dış politikada ülkenizi aktif bir hale getirebilirsiniz. Ancak tüm bunları yapmaktan daha önemli olan, bu inşa ve imar sürecini devamlı kılmak, yani sarsılmaz bir istikrarı ülkenize kazandırmaktır. Asıl yapılması gereken budur. Bir zihniyet devrimini, bir fikri dönüşümü gerçekleştirmek, reform ve kalkınma süreçlerini istikrarlı, sürdürülebilir hale getirmek, ortaya konulması gereken en büyük eserdir. Biz hepimiz faniyiz ama bu ülke inşallah insanlık var oldukça var olacaktır" dedi.

"MEDYA, BASKI GRUPLARI, SERMAYE MECLİS'İN YERİNE GEÇEMEZ"

Başbakan Erdoğan, 11 yıl boyunca milli iradenin güçlenmesi için mücadele verdiklerini söyleyerek şöyle konuştu; "Millet gayri mümeyyiz değildir. Yani millet kendi kararını kendisi vermekten, kendi istikametini kendisi çizmekten aciz değildir. Gazi Mustafa Kemal'in 22 Nisan 1920'de çektiği telgrafını ben çok sık hatırlıyorum. Bu telgraf TBMM'nin ne olduğunu, neden açıkdığını en öz ifadelerle anlatır. Diyor ki Gazi Mustafa Kemal; "23 Nisan 1920'den itibaren bütün sivil ve askeri makamların, bütün milletin başvuracağı merci Meclis olacaktır." Demokrasilerde STK'lar, dernekler, vakıflar, sendikalar elbette çok önemli. Medya elbette çok önemlidir. Onlar eleştirilerini yaparlar ama hakaret edemezler. Nihayetinde karar verecek olan Meclis'tir. Meclis'i de hükümeti de teşkil eden millettir. Millet beğendiğini orada tutar, beğenmediğini alaşağı eder. Milli irade, sandığa, demokrasiye en fazla sahip çıkması gereken bizzat TBMM'dir. Medya Meclis'in yerine geçemez, baskı grupları, sermaye Meclis'in yerine geçemez. Özellikle de çeteler, mafyatik örgütler kendilerini Meclis'in yerine koyamaz, millet adına karar veremez. Hiçbir gücün Meclis'e, siyasetçiye ve milli iradeye boyun eğdirmesine izin vermeyeceğiz, göz yummayacağız."

"MECLİS'İN VE SİYASETİN SAYGINLIĞINDAN ÖDÜN VERMEYECEĞİZ"

Başbakan Erdoğan, Kurtuluş Savaşı günlerinde Ankara'nın Polatlı İlçesinden top sesleri gelirken TBMM vazifesini yerine getirdiğini söyleyerek şunları kaydetti; "Bugünde sermayesini, manşetlerini, kışkırtmalarını adeta bir kurşun Meclis'in üzerine çevirenlere rağmen, Meclis'in ve siyasetin saygınlığından ödün vermeyeceğiz. Türkiye'nin her meselesinin çözüm yeri TBMM'dir, çözüm aracı siyasettir. Ne eli silahlı terör örgütleri, ne çeteler, ne manşetler ne de sermaya çevreleri hiçbir şart altında Meclis'in ve siyasetçinin çözüm iradesini gasp edemezler. AK Parti olarak kurulduğumuz günden bu yana milli iradeyi güçlü bir şekilde savunduk, savunmaya devam edeceğiz. Türkiye'ye bırakacağımız en büyük eser güçlü bir milli irade olacaktır. Geride bırakacağımız en büyük eser de yollardan, okullardan, hastanelerden, güçlü bir ekonomiden öte güçlü bir milli irade olacaktır."