Bünyamin YIL/ADANA, () - KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Diyarbakır'da bir grubun ABD Adana Başkonsolosluğu'nun iftar çadırına saldırıp, yıkmasını provokasyon olarak değerlendirdi. Bir ülkeye dönük protestonun doğal kabul edilebileceğini ancak,  bunun nasıl olacağının yasalarla belirlendiğini ifade eden Çelik, "Bunların bir çadır yıkma eylemi şeklinde son derece vahim ve provokatif bir eyleme dönüşmemesi gerekir. Diyarbakır halkı her zaman olduğu gibi sağduyulu davranmıştır. Bu eylemi reddetmiştir" dedi.
Bakan Ömer Çelik, 30 Mart yerel seçimleri ardından geldiği seçim bölgesi Adana'da Büyükşehir Belediye Başkanı MHP'li Hüseyin Sözlü, Seyhan Belediye Başkanı CHP'li Zeydan Karalar, Yüreğir Belediye Başkanı AK Parti'li Mahmut Çelikcan ve Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin'i makamlarında ziyaret edip, kutladı.
Yanında Adana Valisi Mustafa Büyük olduğu halde Adana Büyükşehir Belediyesi'ne gelen Ömer Çelik, Başkan Hüseyin Sözlü'ye 'hayırlı olsun' diyerek, ziyaret defterini imzaladı. Bakan Çelik, Adana'da yerel seçimlerin istisnalar dışında centilmence geçtiğini vurgularken, "Bundan sonrasında hepimiz Adanalıyız, Adana'ya hizmet etmeye çalışacağız. Adana için ortaya konan her hayırlı işin hamisi olmaya çalışacağım" dedi.
ÇADIR YıKMA TEPKİSİ
Çelik, bir gazetecinin Diyarbakır'da ABD'nin Adana Başkonsolosluğu'nun iftar hazırlığı yapılması için kurulan çadıra yönelik saldırıyı nasıl değerlendirdiği sorusuna şu karşılığı verdi:
"Olayın ayrıntısı bilmiyoruz, fakat unutmayalım ki büyükelçiler ve başkonsoloslar ülkemizde güvenlikleri devletimiz tarafından temin edilmiş misafirlerimizdir. İftar verebilir, çeşitli faaliyetlerde bulunabilirler. Onların temsil ettikleri ülkelere dönük vatandaşlarımızın bir tepkisi, bir protestosu olacaksa bu da tabiidir. Ama bu protestoların nasıl olacağı kanunlarla belirtilmiştir. Bunların bir çadır yıkma eylemi şeklinde son derece vahim ve provokatif bir eyleme dönüşmemesi gerekir. Zaten Diyarbakır halkı her zaman olduğu gibi sağduyulu davranmıştır. Bu çadır yıkma eylemini reddetmiştir. Herkese geçmiş olsun diyorum."
'HİÇ KİMSE KENDİ HALLETMEYE KALKMASIN'
Bir başka gazeteci, Suriyeli sığınmacıların ticaret yapmasına yönelik halkın gösterdiği  tepkinin arttığını, şiddet olayları görüldüğünü, bunu nasıl değerlendirdiğini sordu.
Bakan Çelik, Suriye'de büyük bir insani trajedi yaşandığını, milyonlarca insanın ülkesini terk ettiğini hatırlatıp, şunları söyledi:
"Çeşitli yerlerde bir takım asayiş olayları, münferit olaylar oluyor. Daha sonra bunlar, 'Suriyeliler şöyle yaptı' diye büyük bir etiketin altına sokulmaya çalışılıyor. Bir takım küçük münferit hadiseler çok büyük birtakım çatışmalar gibi gösterilmeye çalışılıyor. Tabii ki her zaman bu işlerin arkasına sığınmaya, bu işlerden istikrarsızlık üretmeye çalışan provokatif gruplar da olabilir. Buna karşı dikkat etmek gerekir. Buradan vereceğim mesaj şudur; bu misafirlerimize millet olarak tarih boyunca diğer halklara açtığımız gibi kucağımızı açtık ve bu trajediden kurtuluncaya kadar misafirimiz olacaklar. Bu tip hadiselerle karşılaştığımızda lütfen hiç kimse meseleyi kendi halletmeye kalkmasın. Bir sorun olduğunda derhal emniyet birimlerine, valiliğe başvursun, meseleyi bu şekilde halletmeye çalışsın. Özellikle de misafirlerimize karşı toplu birtakım saldırı, provokatif eylemler olduğunda vatandaşlarımız muhakkak suretle bunu reddetsinler, emniyetle işbirliği yapsınlar ve bu çerçevede inşallah bu asayiş olaylarının başka istismar alanlarına dönüşmesini hep beraber engelleyelim."
MCCAİN'İN 'OTORİTER' ELEŞTİRİSİNE TEPKİ GÖSTERDİ
Bakan Çelik, bir soru üzerine ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi John Bass'ın senato tarafından oylanmasında Senatör John McCain'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın otoriterleştiğine yönelik eleştirisine de tepki gösterdi.
Çelik, "Bu tip ifadeler senatörler tarafından kullanıyorsa da bunlar Amerika Birleşik Devletleri gibi müttefik bir ülkenin resmi görüşünü yansıtmaz. Şunu unutmamak gerekir; orada büyükelçiler atanırken senatonun onayı gerekiyor, oradaki prosedür farklı ama bunu ifade eden senatörler varsa onlara şunu tavsiye itmek isteriz; hiç kimsenin Türkiye'nin demokratik standartlarını hukuk devleti standartlarını eleştirmek gibi bir haddi olamaz. Onlara şu soruyu sorarız; Gazze'deki durum hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu konudaki görüşlerini merak ederiz."
RİSALİ-İ NUR'U DEVLET BASACAK
Bakan Çelik, Bediüzzaman Said-i Nursi'nin 'Risale-i Nur' adlı eserini basımı konusunda yayınevlerine bandrol verilmemesi iddialarını da değerlendirdi. Çelik, eserin basımıyla ilgili yasal varislerden izin alınmadığını, bazı basımlarda tahrifat yapıldığının görüldüğünü, bu nedenle eserin devlet korumasına alınarak basılacağını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'na yapılan ihbar sonucu basımı yapılan Risale-i Nur kitaplarının yasal varislerinden izin alınmadan gerçekleştiğini açıklayan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kimseye basım izni verilmiyor diye bir şey yok. Tam tersine basmak isteyenlerin yasal izni yok. Hukukçular bunu çok iyi biliyorlar. Biz bu süreci yürütürken Bediüzzaman'ın bütün talebelerinin büyük çoğunluğu ile görüştük. Netice itibarı ile yasal varisler de basmak isteyenlere bu belgeyi vermeyince bizim bandrol vermemiz söz konusu olmadı. Şimdi kanunen tek bir yol var. Belli bir memleket irfanının parçası olmuş ama yasal varisleri bakımından belge alınamamış eserlerin devlet tarafından korunması, basılmasının sağlanması şeklinde bir düzenleme söz konusu olacak. Eserlerin yasaklanması, devletleştirilmesi gibi bir takım ifadeler kullanılıyor. Bunlar söz konusu değil. Bu noktaya da durduk yerde gelinmiş değil. Bu eleştirilere bulunanlara şunu sormak lazım. Ellerinde yasal varislerden verilmiş bir belge var mı? Mesele bundan ibaret."
Çelik, Adana'nın kent merkezindeki tarihi Tepebağ höyüğünde kazılar yapılması ve kültürel eserlerin ortaya çıkarılması konusunda Seyhan Belediyesi ile ortak projeler ve çalışmalar yapmayı sürdüreceklerini ekledi.

FOTOĞRAFLI