KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Maliye Bakanlığı'nın müfettişlik sınavı için fişleme yapıldığı iddiasıyla ilgili olarak, "Türkiye Cumhuriyeti'nde esas olan Anayasal vatandaşlıktır. Onun dışında makbul vatandaş, makbul olmayan vatandaş kriteri söz konusu olamaz" dedi. 

Osmaniye'nin Bahçe İlçesi'nde Adana Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından aslına uygun olarak restore edilen tarihi Ağcabey Cami'nin açılışına katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, burada gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Çelik, Maliye Bakanlığı'nın müfettişlik sınavları için fişleme yapıldığı iddiaları ile ilgili şöyle konuştu:

"Bizim dönemimizde asimilasyon politikaları bitmiştir. Bizim dönemimizde hiç bir şekilde vatandaşlar arasında ayrım yapılmaz. Bunun kriterleri bellidir. Aylardır bir sürü konuda bir sürü haberler çıkıyor. Daha sonra da bunların çoğunun gerçek olmadığı anlaşılıyor. Vatandaş fişlemesi, vatandaşların herhangi bir şekilde ayırt edilmesi vatandaşların kimliklerine göre makbul veya makbul olmayan vatandaş olarak kabul edilmesi söz konusu olamaz. Anayasanın çizdiği sınırda kanunların belirlediği çerçeve içerisinde her şey işleniyor. Bunun dışında da yanlışlık yapılmışsa da onunda hesabı sorulur. Türkiye Cumhuriyetinde esas olan anayasal vatandaşlıktır. Onun dışında makbul vatandaş makbul olmayan vatandaş kriteri söz konusu olamaz."

En büyük zenginliğin demokrasi olduğunu belirten Bakan Çelik, "Etrafımızdaki pek çok ülkede insanlar sandığa ulaşmak için bir sürü sıkıntı çekiyorlar. Oralarda demokrasi olmadığı için halkın iradesi tecelli etmiyor. insanlar; demokrasi olsun, iktidarlar seçimle seçilsin, ülkeyi yöneten esas irade sandık olsun, biz ülkeyi kendi oylarımızla özgürce yönetelim diye uğraşıyorlar. Ama bu imkandan mahrum oldukları için büyük bedeller ödüyorlar. Mısır'da, Suriye'de Libya'da ödenen bedelleri görüyorsunuz. Ama ne mutlu ki bize bizim kuvvetli bir demokrasimiz var, iktidarlar sandık yoluyla değişebiliyor, sandık yoluyla değişebildiği gibi oy vermek, vatandaşımızı ülkenin gerçek sahibi yapıyor. Eğer bir yerde vatandaşın oy verme hakkı yoksa, eğer vatandaş verdiği oyla sandık yoluyla iktidarı tayin edemiyorsa, o ülkede ne zenginlik, ne huzur nede refah olur" dedi.

'DEVLET SİZİN HİZMETKARINIZDIR'

Türkiye'nin gerçek sahibinin vatandaşlar olduğunu belirten Çelik, "Devlet sizin devletinizdir. Devletinin sahibi sizsiniz. Şunu unutmayacaksınız. Devlet sizin amiriniz değildir, devlet sizin hizmetkarınızdır. Bu ülkenin amiri de sahibi de, bu ülkede ne varsa onu meydana getirende sizsiniz. Bu ülkenin nasıl yönetileceğine güç odakları değil, sadece siz karar verirsiniz. Oy vermek kendi gücünüze çocuklarınıza sahip çıkmanız anlamına geliyor. Eğer bir yerde sivil siyasete karşı suikast teşebbüsü varsa, demokrasi, sandık zayıflatılmaya çalışılıyorsa birileri seçimleri milletin hür iradesinin dışında bazı etkilerle yönlendirmeye çalışıyorsa bilin ki sizin iradenizi çalmaya, gasp etmeye çalışıyor. Kendi iradenize, gücünüze sahip çıkınız. Bu ülkede sizden büyük güç ve kudret kaynağı yoktur" diye konuştu.

'BİR OY, NÜKLEER SİLAHTAN DAHA GÜÇLÜDÜR'

Türkiye'nin AK Parti Hükümeti öncesi, tek bir sözle ekonomik krize girdiğini belirten Çelik sözlerini şöyle tamamladı:

"Her biriniz bir gece yüzde 90 fakirleştiniz. Birikimleriniz yok oldu, birilerinin eline geçti. Bu ülkenin bankalarında 50 milyar dolar battı. Ülke kötü yönetildiği için. Sizin zenginliğinizi gasp ettiler. Unutmayın ki dünyada sizin sahip olduğunuz her bir oy, nükleer silahtan daha güçlüdür. Dünyanın en kuvvetli silahıdır. Ülkenin kaderini belirleyecek olan sizin vereceğiniz oydur. Bir ülkenin ekonomisinin, ordusunun, istihbaratının güçlü olması önemlidir. Dış politikasının etkili olması o ülkenin itibarı açısından önemlidir. Ama bunları toplasanız, sizin içinizdeki kişinin verdiği tek bir kişin verdiği oy kadar kuvvetli değildir."