MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kayseri'de partisinin aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Ahmet Kaya'ya Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü vermesini eleştirerek, "Bu ödülü siz mi düşünüp takdir ettiniz, yoksa bir teklifi mi uygun buldunuz. Etrafınızda PKK’ya ödül verilmesi dillendirilmişse, kaygımız, terör örgütü Çankaya köşküne kadar sızmıştır" dedi. Bahçeli, Cumhurbaşkanı'nın kararından vazgeçmesini istedi.
Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı da 'Vahşi ve zalim' olarak nitelendirerek, "Başbakan Türk siyasetindeki gelmiş geçmiş en tehlike kişidir. Erdoğan modern tirandır" diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kayseri’ye karayoluyla gelişinde Boğazköprü mevkiinde MHP Grup Başkan Vekili ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, MKYK’nin Kayserili üyesi Mustafa Eraslan, MHP İl Başkanı Mete Eke ve partililer tarafından 500 araçlık konvoyla karşılandı. Bahçeli, buradan Kadir Has Kongre Merkezindeki MHP 2'nci aday tanıtım toplantısına geçti.
SIKI GÜVENLİK
Bahçeli gelmeden önce salonda bomba uzmanları ve polis köpeği 'Köpük' arama yaptı. Salondaki sahnenin iki yanındaki ’Ne Mutlu Türküm Diyene'’ ve ’Artık yeter…Şimdi Söz senin Türkiye' yazısı ile dev '’Lidere sadakat şerefimizdir'’ pankartı dikkat çekti. Sahnenin üstünde ise, Atatürk posterinin sağına Devlet Bahçeli, soluna ise merhum Alpaslan Türkeş’in, Türk bayrağı ve Üç hilal yan yana asıldı. 8 bin kişilik salonun önünde Kayseri Büyükşehir Belediyesi mehter takımı gösteri yaptı. Kurulan standartlarda en çok Türk bayrağı ve Andımız tişörtü ile Bahçeli yüzüğü satıldı.
BÜYÜKŞEHİR ADAYLARI
Ülkücü gençler, okullardan kaldırılan Andı hep bir ağızdan okudu. Salonda, tribündeki gençler zaman zaman ’Ne mutlu, Türküm Diyene' diye bağırdı. Aday tanıtımında 9 büyükşehir, 220 şehir, ilçe, belde olmak üzere 229 belediye başkanı adayı tanıtıldı. Büyükşehir belediye başkan adayları arasında şu isimler yeraldı: Mustafa Özsoy (Kayseri), Mustafa Alkoç (Van), Ömer Bozkaya (Diyarbakır), Nuri Sertaç Gülen (Mardin), Mustafa Erzin (Gaziantep), Ali İpek (Denizli), Kadir Çalışıcı (Eskişehir), Kadir Koçdemir (Bursa), Tahir Akgenci (Kahramanmaraş).
TÜRKİYE'Yİ KALBİNDEN HANÇERLEDİ
Bahçeli, ’Devletin başına devlet gelecek’ sloganları arasında çıktığı kürsüde, yeni bir diriliş ve yeniden doğuş günü olarak gördükleri 30 Mart yerel seçimlerine 148 gün kaldığını, seçim çalışmalarını sabırla sürdürdüklerini, başarıdan başka şansları olmadığını dile getirdi. Başarının birinci kuralının birlik ruhunu korumak ve inanmak olduğunu belirten MHP Lideri Bahçeli, "Başbakan Erdoğan ağırlaşan sorunların lokomotifi olmaktan kanlı operasyonlara payandalık yapmaktan çekinmemektir. Başbakan ve hükümeti zehirli okları milletimize yönelterek hedefe göndermektedir. Milli insani hasletlerini kaybeden yollarını bir daha kesişmemek üzere ayıran hükümet, bu günkü vahim meselelerin bir numaralı faili haline dönmüştür. 11 yıllık AKP iktidarı Türkiye’ye gasp etmiş, Türkiye’yi adeta teslim almış, kalbinden hançerlemiştir. Hiçbir iktidar bugünkü gibi karartma uygulamamış, milli ve manevi değerlerimizle oynamamıştır. Hiçbir iktidar Türkiye’nin milli çıkarlarına böyle duyarsız kalmamış hatta, darbe vurmamıştır. Hiçbir iktidar Türklüğü ve Türk kimliğine hasım olmamıştır" dedi.
TÜRK MİLLETİYLE MÜCADELE, İMRALI CANİSİYLE MÜZAKERE EDİYOR
AK Parti iktidarının Türkiye’yi 11 yıldır alt üst ettiğini iddia eden Bahçeli, Türk Milleti ile hesabı olanlar, kin duyanların AKP’ye hız ve istikamet verdiğini söyledi. Bahçeli şunları söyledi:
"Başbakan milli iradeyi demokratik yetkiyi kötü imajlarına malzeme yapmıştır. Bu zihniyet demokrasiyle arasına duvar örmüştür. Hoş görüye hendek kazmıştır. Toplumun tüm kesimlerini, muhalefetin tüm renklerini, şiddetle baskıyla suçlamalarla mahkum etmeye kalkmıştır. AK Partinin iktidar yılları uzadıkça demokratik erdemden uzaklaşmıştır. Başbakan bölücülere alicenap, üniversite öğrencisine kaba ve serttir. PKK’ya hoşgörülü, milliyetçilere hırslıdır. Vahşi ve zalimdir. Yandaş medyaya cömert ve yardımsever muhalif kalemlere düşman ve patavatsızdır. Türk milletiyle mücadele, İmralı canisiyle müzakere etmektedir. Türklükle mücadele eden bu başbakandır. Suriye’den Irak’a kadar batının planlarına köle gibi sadıktır. Kilise açıp, cami yıkmaya kadar götüren bu başbakandır. Kerkük’te dökülen Türkmen kanını hiç ağzına almayan, Doğu Türkistan’daki zalimleri duymayan bu başbakandır. Mısır ve Gazze’de ölenler için gözyaşı döken, Somali’dekiler için bile timsah göz yaşı döken bu başbakandır. Oslo’da, İmralı’da şeref ve haysiyet tapusunu kaybeden bu başkandır. Milliyetçiliği öcü gibi gören, Türk milletini parçalamak için her vasıtayı kullanan BOP eş başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Başbakan Türk siyasetindeki gelmiş geçmiş en tehlike kişidir. Bu şahsiyetin milli değerleri önce infilak etmiştir. Türkiye’ye bağlılığı şekil düzeyindedir. Erdoğan modern tirandır. Başına buyruk ve hoyrattır. Kimseyi takmamaktadır. Uzlaşlaşmaktadır. Demokratik terbiyeden nasiplenmememiştir. Eğer bu ülkede bir diktatör varsa buyursunlar bu diktatörü sandıkta indirsinler sözünün sahibi başbakandır. Başbakan meraklanmasın, Türk milleti seni başbakan koltuğundan devirecek, MHP, seni palas pandıras yüce divana postalayacaktır. Sayın başbakan, el mi yaban bey mi yaman o zaman göreceksin. Kim haklı kim haksız göreceksin. Pervasızlığının bölücülüğünün kibrinin bedelini mutlaka ödeyeceksin. Ortadoğu emirlerine özenmenin bedelini, yandaşlarıyla, işbirliği yapanlarla mutlaka hesabını vereceksin. Türk milleti islamın kılıcı, efendimizin aşığı, Allah ve nura çevrilidir. Etrafımız manevi zırhla kuşatılmıştır. Zalimler dönemsel olarak kazandıklarını sanabilirler. Haklı ve meşru olduklarını düşünebilirler. Ancak, Türk milletine yapılmış tüm kötülükler, açılım ve süreçle sürdürülen tüm bölücü hıyanetler mahşeri vicdanda hezimete uğrayacaktır. Egemenliği sahibi asil milletimizindir. Recep Tayyip Erdoğan hüküm giyecektir. Ne mutlu Türküm diyenlerden ödü kopanlara, Türküm doğruyumdan ürkenleri geldikleri gibi gönderelim.’’
BAŞBAKAN BAŞÖRTÜSÜNÜN ARKASINA SAKLANDI
MHP lideri Bahçeli, Ak Parti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık yuhlandığı salondaki konuşmasında başörtüsü konusunda da sözlerini şöyle sürdürdü:
"Müslüman katilleri yerin dibine gecşin. Wasinton’un izinde iktidar arayanlar şaşkına dönsün. Samimi müslümanlarla bağınızı koparmak için daha neyin olmasını bekliyorsunuz. İktidardakilerle geçen zaman müslümanlığa zarardır. Türklüğe zarardır. Ne söylüyor ve öneriyorsak, Türk milletinin lehine ve yarardır. AK Parti ile geçecek her anımızın, bekamıza tamiri imkansız ziyanlar vereceğini akınızdan çıkarmayın. Başbakan ve yandaşları kutuplaşmaktan beslenerek, ayrımcılık yapmaktadır. Maneviyat üzerinden ucuz siyaset yaparak, milli onurumuzu paspasa çeviren, Türk milletinin geleceğini tehlikeye atan sakat bir zihniyettir. Yıllarca başörtüsü konusunu çözmekten kimin kaçtığı, kimin istismar ettiği malumunuzdur. Baş örtüsü sorunun çözmek için samimi olduk. Köklü ve kalıcı olması için sorumlu hareket ettik. İnanç özgürlüğüne karışmanın kesinlikle doğru olmadığına inandık. İster başı kapalı ister açık her kardeşimiz biçim için birdir. Başını kapatan kardeşlerimiz ihlaslı, kapatmayanlar öyle değildir diyerek haddini aşan kararların karşısında olduk. Din üzerinde katogorik ayrımlar tehlikelidir. Toplumsal ahlak ölçüleriyle çatışmadıkça, kimin ne giyeceğine kimse karışmamalıdır. Başını örten hanım kardeşimiz inancının gereğini yaparken, bunun dışındaki hanım kardeşlerimizi farklı göstermek saygısızlıktır. Tek tip insan yetiştirme peşinde olan hükümet vahim sonuçlara sebep verir. TBMM’ye başörtüsüyle gelinmesi olumlu ve memnuniyet verici olmasına karşın bunun bir zafer havasında sunulması fahiş hatadır. Başbakanın bu meyandaki fetva gibi konuşması ciddi sorunlara yol açacaktır. Başbakan Erdoğan ve hükümeti başörtüsüne siyasetin her döneminde ihtiyacı olmuş bahane edilmiştir. Başbakan bu başörtüsünün arkasına saklanmıştır. İşsizlik ve şehitler artmış ama başbakan başörtüsünün arkasına sığınmıştır. Suçu engelleyememiş, başörtüsünü bayrak yapmıştır. Artık, başbakan ve partisi başörtüyle siyaset yapmaktan vazgeçmelidir. Partimizce başörtüsü konusunda son derece olgun olumlu ve sıcak yaklaşımda bulunarak muhtemel kriz ve çatışmanın önüne geçmiştir. Hanım kardeşlerimizin bireysel tercihlerine herkes saygı duymalıdır. Bilhassa meclisteki pantolon polemiği de sonuçlanmalıdır. Ahlak edep gibi kısıtlayıcıların dışında pantolon üzerindeki ambargo hemen kalkmalıdır. Bu incitici davranışlar, acilen terk edilmelidir.’’
CUMHURBAŞKANI, BİR PKK'LIYI MEZARINDA ONURLANDIRDI
Bahçeli, konuşmasının son bölümünü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ayırdı. MHP Genel Başkanı Bahçeli Cumhurbaşkanına memleketi Kayseri’den seslendiğini belirterek şöyle konuştu:
"Cumhuriyet bayramına bir gün kala Cumhurbaşkanı tarihi bir hataya imza atmıştır. Ölümünün 13 yıl sonra herkesin bildiği bir PKK'lı utanmadan sıkılmadan ödüllendirilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Kültür ödülü bölücükten sabıkalı birisine verilmesi geçiştirilecek bir konu değildir. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat büyük ödülü, Türk kültür ve sanatına önemli hizmet verenleri onurlandırılmak üzere verilmektedir. Demek ki Cumhurbaşkanı Gül, cani başını çok özledik diyerek meydan meydan dolaşan bir PKK’lıyı mezarında onurlandırmıştır. Bu PKK’nın mezarı ve müziğiyle çok sayıda insanı bir araya getirmesi gerekçe olarak takdim edilmiştir. Sayın Gül’e memleketi Kayseri’den soruyorum bölücülükten mimlenmiş, fişlenmiş sabıka yemiş her sözüyle PKK’nın yanında ve saflarında bulunmuş bir kişiyi devlet adına onurlandırma görevini kendinizde nasıl görüyorsunuz. Bu ödülü siz mi düşünüp takdir ettiniz yoksa bir teklifi mi uygun buldunuz. Etrafınızda PKK’ya ödül verilmesi dillendirilmişse, kaygımız, terör örgütü Çankaya köşküne kadar sızmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı bizim bilmediğimiz hangi büyük ve muhterem hizmeti yapmış, ağzına Türk kelimesi almamış birine ödül vermek nasıl bir düşüncenin eseridir. Taşıdığınız sorumluluk gereği bize ve Kayseri’ye izah etmek zorundasınız Gül, İmralı canisini Nobel’e aday gösterip, madalya verilecek midir? Kandile berat ve ödül göndererek iyi bombaladınız, iyi vurdunuz diye tüm hainleri de inlerinde taltif edecek misiniz? Hainliğin şampiyonlar ligini kurup, batılılarla kanlı müsabakaları izleyecek misiniz? Bu ödül Türk milletine saygısızlık ve milletini seven sanatçılara saygısızlıktır. Cumhurbaşkanı milli hafızalardan silinmeyecek bu kararından dönmelidir. Bu kararı almaya kimsenin görevi ne olursa olsun hakkı yoktur. Cumhurbaşkanı bu sanatçının şarkısını seviyorsa, onun sanatçı arkadaşlarını Çankaya’ya çağırıp, çağırıp saatlerce dinlemelidir.’’ OE, MÖ, CZ(OE/AAA)(FOTOĞRAFLI)