Birkan YILDIZ/ANKARA, () - BÜLENT Arınç, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarla ilgili TBMM gündemine gelecek yeni yasa tasarına ilişkin, "Tıbbi müdahaleden hadımlaştırmayı kastetmiyoruz. Suçun faili bu konularda psikolojik ya da biyolojik olarak olabilir. Çünkü bu tür suçları işleyenlerin belki bünyesel, belki de psikolojik olarak bazı rahatsızlıklarının bulunduğu da tespit edilmiş olabilir" dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı. Arınç, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın sunduğu kanun tasarı ile Türk Ceza Kanunu'nda yapılması planan değişiklere ilişkin şunları söyledi:

"Son günlerde kamuoyunda tartışılan, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve buna bağlı, kamuoyunun üzerinde hassasiyet gösterdiği konular üzerinde yapılacak yasal düzenlemeler Bakanlar Kurulu'na takdim edildi. Yakın zamanda TBMM'ye gönderilecek ve yasalaşması için çalışılacaktır. Hazırlanan yeni tasarıda basit ve daha ağır cinsel saldırılar için cezaların kademeli olarak artırılması öngörülüyor. Bu tür suçlarda beden ve ruh sağlığının bozulması halinde cezalarına artırılması durumunu kaldırıyoruz. Suçun temel şeklinin cezası artırılmaktadır. Ayrıca bir muayenesine ihtiyaç kalmayacaktır. Suçun sarkıntılık yoluyla işlenmesinde tasarıda artırma öngörülmektedir. Suçun yoğun hareketlerle işlenmesiyle cezalar hemen hemen bir misli artırılmaktadır. Suçun cinsel ilişki şeklinde işlenmesinde ceza bir misli artırılmaktadır. Suçun yetişkinlere karşı işlenmesinde cezalar yarı oranında çocuklara yönelik işlenmesi halinde yine yarı oranında artırılacaktır. 15 yaşını bitirmiş yetişkinler tarafından kandırılarak veya ikna edilerek cinsel ilişkiye girilmesi durumunda cezalar artırılacaktır. Cezalar hemen hemen bir misli oranında artırılmaktadır. Bence çok daha önemli bir hükmü getiriyoruz. Çocuklara karşı işlenen bazı suçların koşullu salıverilme sürelerinin artırılmasına ilişkin bir düzenleme getiriliyor. Cinsel saldırı suçlarından hapis cezasına mahkum olanların şartlı salıverilme süreleri iki bölü üç oranından üç bölü dört oranına çıkarılmaktıdır. Çocuklara karşı işlenen bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar bundan sonra 30 yıl yerine 39 yıl, müebbet hapis cezası alanlar 24 yıl yerine 33 yıl ceza infaz kurumlarında kalacaktır."

Bakanlar Kurulu'nun gündemine ilişkin açıklamalarda bulunan Arınç, 4 eski bakanla ilgili fezlekelerin Meclis gündemine gelmesini değerlendirdi. Arınç, fezlekelerin görüşülmesine ilişkin, "Milletvekillerinin vekaleten oy kullanmaları mümkün değildir ancak iç tüzüğümüz bakanlarımıza, sadece bir bakana vekalet etmek suretiyle ayrıca oy kullanma imkanını da getiriyor. Biz bütün bakan arkadaşlarımızla birlikte, bugünkü soruşturma önergeleriyle üzerinde hepimiz oy kullanmak istiyoruz. Şu ana kadar oy kullanma mümkün olduysa, Bakan Emrullah İşler, bana vekaleten oyumu kullanmış olacaktır" dedi.

"TIBBİ MÜDAHALEDEN HADIMLAŞTIRMAYI KASTETMİYORUZ"

Arınç, cinsel dokunulmazlığ karşı işlenen suçlarda, suçun faillerini hadımlaştırmanın tasarıda yer almadığını belirterek, "Hücre cezası dediğimiz, infaz kanunu içersinde bulunan bir konudur. Ben size bazı suçları işleyenlerin, ağırlaştırılmış müebbet hapis ya da müebbet hapis cezasını alanların, infazı nasılsa cinsel suçlar ve cinsel sebeple öldürmeler neticesinde verilen kararlarında adeta onlarla aynı şekilde uygulanacağını söyledim. Yani ağırlaştırılmış müebbet olursa infazı 39 sene olacaktır, müebbet olursa 33 yıl olacaktır. Şüphesiz bu infazın içersinde tek başında bir hücrede belli bir süreyi geçirmesi de vardır. Tıbbi müdahaleden hadımlaştırmayı kastetmiyoruz. Suçun faili bu konularda psikolojik ya da biyolojik olarak olabilir. Çünkü bu tür suçları işleyenlerin belki bünyesel, belki de psikolojik olarak bazı rahatsızlıklarının bulunduğu da tespit edilmiş olabilir. Ya da bu suçu işledikten sonra başka bir suçu işlememesi, nadim olması, ve cezanın caydırıcı olma noktasında etkisini göstermesi için bir tedavi kendisine öngörülebilir. Ama kısırlaştırma, hadım olma vs. bunlar bu yasa tasarısı içersinde düşünülmedi" diye konuştu.

"DİZİLERLE İLGİLİ BİR CEZA GETİRMEMİZ SÖZKONUSU DEĞİLDİR"

Arınç, TV dizileri ile ilgili geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamanın ardından başlayan 'dizilere yeni bir yasal düzenleme mi geliyor' tartışmalarının sorulması üzerine; "Bu suçlar kendiliğinden ortaya çıkmıyor. Bu suçlarda artış var. Bunun, toplumsal, sosyal sebeplerine eğilmemiz lazım. Ben bir yasaklayıcı zihniyete sahip değilim. Dizilerin, çok büyük bir kesimi etkisi altına aldığını, bazen çok örnek dizilerle toplumda güzelliklerin yeşerdiğini biliyorum. Bazılarında da insanları maalesef suça iten, insanların aile, nikah, birliktelik, bu tür cinselliklere karşı erken uyarılmış olmaları sebebiyle yanlışlar yapabileceğini de düşünüyorum. Bu benim şahsi görüşümdür. O yüzden dizilerle ilgili olarak bizim yeniden bir yaptırım kararı almamız, bir ceza getirmemiz sözkonusu değil" diye yanıt verdi.

"HENÜZ İMZA NOKTASINDA DEĞİLİZ"

İsrail'le Mavi Marmara mağdurlarına verilecek tazminata ilişkin anlaşıldığı iddilarına şöyle yanıt verdi; "Son ilettiğim noktadan henüz bu güne bir gelişme yok. Dolayısıyla, gazetelerde çıkan haberleri, daha önceki açıklamalarım kapsamında düşünebilirsiniz. Evet, aramızdaki tazminat görüşmeleri olumlu cereyan etti, belli bir noktaya geldik. Ama henüz imza noktasında değiliz. Buna da yakın bir zamanda kavuşabileceğimi ümit ediyorum."

Arınç ayrıca, Başbakan Erdoğan'ın Gazze'yi ziyaret edeceğine ilişkin iddiaları yalanlayarak; "Yakın bir gelecekte Gazze'yi ziyareti planlanmış değildir. Böyle bir düşünce gerçekleşebilirse, sizlerle paylaşırım" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Arınç, Ayasofya'nın ibadete açılması için sosyal medyada yapılan kampanyaları değerlendirerek, "Hangi kampanyaların açıldığını, bunların nasıl çoğaltıldığını, belli noktalara mesajlar verilmek istendiğin, saygıyla karşılıyorum. Ama bizim, böyle sosyal medyadaki kampanyaları gündemimize alıp, bunun gerekleriyle amel etmek gibi bir prensibimiz yok" dedi.

BY(SSA) (FOTOĞRAFLI)